Bazen ani kararlar vermek gerekir hayatta.
Tıpkı bizim ailecek bayramın son günü yaptığımız gibi.
Yaşça ailemizin en büyüğü ben ve en küçüğümüz olan Hasan Ali ile Sason’a çilek almaya karar verdik.
Saat 19.00’ geliyordu.
Çileklerin bulunduğu yere varmamız, en az 30 dakikamızı alacaktı.
Bu da nereden bakarsan ancak gün batımında çileklerin bulunduğu köylere varacağımız anlamına geliyordu.
Ama baba oğul bu kararı verdik, ailenin diğer bireylerini de yanımıza alarak araçla yola koyulduk.
Yeni Köye saat 7.30 sularında ancak varabildik.
Çilek tarlasına ulaşana kadar 10–15 dakika daha geçti ve her taraf karanlık oldu.
“Bu saatte çilek toplanamaz” sözüne rağmen ısrarımız üzerine çilek tarlasına indik.
Elimizde kasalarla çilek toplamaya koyulduk.
Karanlık olmasına rağmen çilek toplamak zor gelmiyordu.
Çünkü çilekler karanlıkta bir yıldız gibi ışıldıyordu.
Bu da karanlığa rağmen bizim çilek toplamamızı kolaylaştırıyordu.
Belki inanmazsınız ama tam 3 kasa çilek topladık karanlıkta.
Kasası 20 liradan 60 lira tuttu çilekler.
Ama ne çilek…
Daha önce Sason çileğini defalarca yiyen biri olarak sanki ilk kez Sason çileği yiyorum gibi bir lezzet vardı.
Ailenin diğer bireyleri de çilekleri çok ama çok beğendiler.
Hatta Ankara’da çalışan ve bayram için gelen çocuklarımızın en büyüğü olan Elif kızımızın yorumu Sason çileğinin ne kadar lezzetli olduğunu özetliyordu;
“Ben de bu güne kadar çilek yediğimi sanıyordum, meğerse yanılmışım”
Evet, gerçekten Sason çileği, lezzet açısından eşi benzeri olmayan bir ürün.
Bizim ne edip ne yapıp Batmanlılar olarak bu kıymetli ürüne sahip çıkmamamız gerekir.
Her şeyden önce Sason çileğinin coğrafi işaret olarak kabul edilmesi için çaba sarf edilmesi gerekir.
Avrupa ülkelerine de ihraç edilen çileğimiz ne yazık ki henüz coğrafi işaret tescili almadı.
Sadece tescil değil, reçel ve kurutmalık çilek projesi de hayata geçilmeli.
Daha uzun saklama imkânları var mı?
Kimyasal ilaç ve gübre kullanmadan üretim mümkün mü?
Bunların araştırılması gerekir.
Çilek tohumculuğu üretiminin de yapılması gerekir.
Yani bizim ne yapıp ne edip şu çilek işini ciddiye almamız gerekir.
Her şeyden önce çilek üreticilerinin mutlaka desteklenmesi gerekir.
Doğrusu ne tür destekler veriliyor, tescil için ne tür girişimler yapıldı bilemiyorum.
Ancak özelikle Sason ve Batman Tarım Müdürlüklerine çok önemli görevler düşmektedir.
Ne yapıp edip şu karanlıkta bile ışıldayan çileklerimize sahip çıkmamız gerekir.
Bu, ilimizin tanıtımı ve ekonomisi açısından çok önemli bir fırsattır.
Bu son derece önemli fırsatı kaçırmamız gerekir.
Sason çileğinin piyasada isim yapmasından sonra komşu illerde de bu yönde üretim yapılmaya başlandı.
Aldığı duyumlara göre bazı iller, çileğin coğrafi işaret hakkını ellerine almak için uğraşıyor.
Şehir olarak birçok fırsatı kaçırdık bu güne kadar.
Bari bu fırsatı kaçırmayalım ve çileğimize sahip çıkalım.
Sizlere son bir tavsiyem;
Siz de bazen hayatınızda ani kararlar alın ve bir gün akşamüstü Sason’a çilek yemeye gidin.
