Bir şehrin sakini olabilmenin özelikleri nelerdir hiç merak ettiniz mi?
Google amcaya sormadan kendimce neler olabilir diye düşünmeye başladım.
Öncelikle mahalle fırıncısından ekmek alacak ve fiyatını bileceksin.
Şehir içi her türlü toplu taşıma aracına bineceksin.
Elektrik ve su faturası ödeme gişeleri önünde sıraya gireceksin.
Kalabalıklara dalacaksın.
Sevincinde ve kederli günlerinde tanıdık tanımadık herkesle imkânlar ölçüsünde beraber olacaksın.
Yaşadığın şehre karşı aidiyet hissedeceksin.
Sokakları denize çıkmasa bile o şehri seveceksin.
Cadde ve kaldırımlarını sürekli aşındıracaksın.
Ben bütün bunları yapan biri olarak kendimi iyi bir Batmanlı olarak görüyorum.
Gezip dolaşırken kenti de kolaçan ediyorum.
Hangi dertleri, hangi eksikleri var.
Onları da yeri ve sırası gelince ya ilgililere bildiriyorum ya da burada yazıyorum.
Bu yazımda sık sık kullandığım kaldırımlardan birinde gözlemlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse yaklaşık 3 km.lik bu kaldırımda yürümek, ustalık istiyor.
Eski Devlet Hastanesi ile otogar arasındaki çevre yoluna ait kaldırımlarda yürümek gerçekten de hiç kolay değil.
Söz ettiğim kaldırımlar çok eski de değil.
3–4 yıl önce yapılmış bir ucube kaldırım.
Hangi mühendis bu projeyi çizdi gerçekten onu görmek isterdim.
Öncelikle bu kadar geniş bir kaldırımda insan, ağaçlandırma için yer bırakmaz mı?
Hadi onu akıl etmedin.
Engelliler için yapılan rampaların çoğunda yüksek atlama yeteneği olan sporcular bile geçemez.
Hem rampalar çok dik hem de ne için konulduğu belli olmayan demirler var.
Kaldırımda kullanılan renkli karolar ise bir inik biri kalkık.
Müthiş bir yükseklik farkı var arada.
Bu taşların üzerinde yürürken mutlaka ayak bileklerinde, dizinde veya sırtında bir tutulma ve ağrı başlar.
Çünkü eğri büğrü yürüyünce insan, vücudunda hasarlar oluşuyor.
Sanırsın ki bu kaldırımda yürünmesin diye bir sanat icra edilmiş.
Çünkü yürüyen pişman oluyor.
Yürüyüş eziyete, işkenceye dönüşüyor.
Sağlamının yürüyemediği bu kaldırımlarda engellilerin yürümesi neredeyse imkânsız gibi görünüyor.
Sadece bu kaldırımın projesini çizen mühendis değil, kontrol edenin de teslim alanın da mantığını anlamadım doğrusu.
Anlayan biri varsa ben hemen hemen her gün bu kaldırımlardan geçiyorum, gelip bana da izah etsin lütfen.
