KUR’ANA DÖNMEK

19-07-2018

Müslümanların Kur’an mesajını doğrudan anladıkları duruma dönmek.

Bu çalışmanın temel ilkeleri ve programı konuya hakim heyet tarafından oluşturulmalı, özellikle topluma Allah, Kur’an ve Tebliğ bilinci verilmelidir.

Kur’anın okunup, doğru anlaşılması kurtuluş ve uyanış bilinci ve gerçek İslam’ın tanınmasını sağlayacaktır. Tek yol olan Kur’ana dönüşü gerçekleştirecek şekilde Din ve Bilim çevrelerinin Kur’anın metni ile tanışmaları yolunda çaba gösterilmelidir.

Peygamberimizin siretinin objektif şekilde topluma tanıtılması, Hz. Muhammed’in hayatını günümüz insanının hayatına aksedecek hususların öncelikle tespit edilerek, insanımızın bilinçlenmesi sağlanmalıdır.

İslam’ın ruhuna bilimsel ve tarihsel eleştiri yöntemine vakıf uzman ve bilinçli araştırmacıların en zorunlu ve acil görevleri bilimsel ve çözümlemeli yöntemle seçilmiş hadislerden oluşan kitabın hazırlanması konusunda çaba harcamaları ve konularına göre tasnif edilerek insanımıza sunmaları gerekli ve şarttır.

Bununla birlikte peygamberin düşüncelerini içeren sade yalın bir kitabın hazırlanması büyük bir boşluğu dolduracaktır. Her din ve inanç ahlak okuludur.

İnsanı üreten fabrikadır.

Bir dinin tanınması, fikri değerlerinin göstergesi yetiştirdiği örnek insanlardır.

İslam eğitim ve din okulunun yetiştirdiği, kendileri somutlaşmış konuşan Kur’an olan insanlardır.

İslam peygamberi Hz. Muhammed as. Kendi eliyle ve kendi dininin ilim ve inanç öğretisi esasınca örnek toplum oluşturma başarısına ermiş tek peygamberdir.

Diğer peygamberler mesajlarını tebliğ etme aşamasında kalmışlardır.

İslam peygamberi düşünce ve önerilerini tatbik ederek Medine şehir devletini kurmuştur.

Bu İslam’ın toplumsal bakışını Siyaset, Felsefenin ve İnsanlık telakkisinin tarz ve yöntemini insanlar arası ilişkilerin açık ve bariz örneğidir. Medine; İslam toplumunun maketidir.

İslam’ı hayata taşımak, ümmet oluşumunu gerçekleştirmek isteyenler Medine toplumunu örnek almalıdır.

Hakikati tanıyan kimselerin batıla düşme hakkı yoktur.

Bir toplumda kardeşçe yaşamak, eşitlikçi bir hayat temeli dışında imkânsızdır.

Bu günkü dünya düzeninde, sömürü her alanda gündemde, insanoğlunun akbabalar gibi leşler üzerine üşüştüğü bir hayat ortamı yaratan ekonomide öğüt, ayet ve rivayetle ahlak oluşturulamaz.

İlahi Tevhit; sınıfsal şirke dayalı toplumlarda yalnızca nifak için kullanılabilecek bir kelimedir.

Hedef insanın gelişim yolundaki setleri kaldırmak değil, sağlıklı hayatın tesisidir.

Cehalet ve zulmün insan hayatından kovulmasından sonra, gündeme gelen, hayatın ne olduğu nasıl olması gerekliliğidir.

En hayati ve temel mesele mutlak ebedi ve ontolojik olandır.

Gerçeği tanımaktır.

Bu gerçek Kur’an mesajıdır. Bu mesaj topluma peygamber üslubuyla, çabasıyla sunulmalıdır.

Bu günkü toplumu emparyalizim oluşturmuştur.

Belirli kalıplarda bir sınıf haline gelmiştir. Üretim ve tüketim menşeli, günübirlik yaşayan, Kulluk bilinci ve yaratılış gayesinden uzak, güdülen bir toplum.

Bu toplumda inanan, inancını hayatına taşıma endişesi taşıyan kişiler olarak, nefsimizi ve gönlümüzü hoş tutmak için değil, toplumun hurafelerinden kurtulup, gerçek, saf, sade İslam’a dönme çabası göstereceğiz.

Toplumun fikri ve itikadi yapısının İslam dini olması için gayret göstereceğiz. Yaşantımızda Ebu Zer gibi topluma örnek olmalıyız. Toplumla iç içe toplumun zihnine nufus edebilirsek başarıya ulaşırız. İçerisinde yaşadığımız ortamın olumsuzlukları bizi etkilemeli ve kendi özümüze dönmemizi sağlayıcı etki göstermelidir. Hak ve batıl mücadelesi bilinçlenmemizi artırır. Toplumun bu mücadeleyi benimsemesi şarttır.

      Mutlak gerçek İslamı dirayet dinini neslin bilinç ve idrakine sunmalıyız. Günümüz dünyasını İslam’ı tanıtan ve yaşayan peygamberimizle tanıştırmalıyız. Şahsiyetli toplum oluşturarak, İnsani bağımsızlığımızı kazanarak, ekonomik, teknolojik gücümüzü elde etmeliyiz. Geçmişi ve geleceği Tevhit ve şirk bakış açısıyla inceleyerek mahiyetimizi oluşturmalıyız.

    Geçmişte İslam düşmanlarının, İslam birliğini parçalamak için, aramıza soktukları Lawres gibi ajanlarıyla mezhepçilik ve ırkçılık tutkusunda kurtularak, tefrika ve parçalanmaktan uzaklaşmalıyız. İnsani şahsiyetimize, aslımıza kendi inanç ve kültürümüze dönmeliyiz.

İşte rehber  ‘Yönünü Muvahhid olarak Allah’ın insanları kendilerine göre yarattığı fıtrat dinine çevir. Allah’ın yaratmasında hiçbir değişiklik yoktur. Ama insanların çoğu bilmez-Rum suresi 30.ayet’

 ‘Ey insanlar İşte size Rabbinizden bir öğüt gönüllerdeki dertlere şifa Mü’minler için bir rehber ve rahmet geldi.-yunus suresi 57.ayet’

 ‘Sana ne vahyediliyorsa ona uy. Allah hükmünü verinceye kadar sabret.

O, hüküm verenlerin en iyisidir.-yunus suresi 109. Ayet’

     ‘İşte O kitap(Kur’anı Kerim) onda şüphe yok. O Korunacaklar için hidayetin ta kendisidir.-Bakara 2.ayet’

     Allah’ın sözünün üzerine söz yoktur.  Selam ve dua ile…

   

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?