KÜRTÇE KURS AYIBI

17-05-2016

Kürtçe dilinin statüsüz oluşu şu birkaç gün içerisinde bir kez daha dillendirildi.

15 Mayıs Kürt Dil Bayramı dolayısı ile düzenlenen etkinliklerde en fazla bu konuya vurgu yapıldı.

Maalesef Türkiye de Kürt’çe dili gibi birçok dil, statüsüz olması nedeni ile hala tehdit altındadır. 

Bunun nedeni de geçmişte ve günümüzde uygulanan yasakçı politikalar ile resmi dil olan Türkçe dışında, konuşulan dillerin kamusal alandaki var olma hakkının gasp edilmesidir.

Bir dili yok saymak, tanımamak, yasaklamak o dili konuşan kişilerin temel insan haklarını,  kimliğini ve statüsünü de yok saymak demektir.

Her ne kadar TRT Kürdi ve okullarda seçmeli ders gibi bazı adımlar atılmışsa da Kürtçe dilinin korunması ve geliştirilmesi için bu yeterli değildir.

Her birey anadilinde sadece Türkü söyleyip ağıt yakmak için değil anadilde eğitim dahil bütün haklara sahip olmalıdır.

Oysa Türkiye’de hala Kürtçe dili başta olmak üzere Türkçe dil dışında hiçbir dil, bir yasal statüyle güvence altına alınmamıştır.

Kürtçe diline statü kazandırmak bir yana Ak Parti Hükümetinin büyük övünç kaynağı yaptığı TRT Kürdinin bile yasal bir dayanağı yoktur.

Yani Hükümet, kendi kurduğu kuruma bile bir statü kazandırmamıştır.

Kürtler hala dillerini yaşatabilmek için ne yazık ki Kürdi-Der gibi dernekler ve bu derneklerin düzenlediği kurslarda tam olarak bilmedikleri dillerini öğreniyorlar.

Düşünün ki bir Türk, Türk dilini öğrenebilmek için kursa gidiyor.

Ne utanç verici bir durum değil mi?

Ne yazık ki Kürtler sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında dillerini yaşatmak için açılan kurslara para karşılığında gidip dillerini öğreniyor.

Bu utanç, Kürtlerin değil birçok haklarını olduğu gibi anadil haklarını gasp edenlerindir.

Bu utancın önündeki engellerin kaldırılması lazım.

Öncelikle Kürtçe dili, yasal güvence altına alınmalıdır.

Eğitimde devlet tekeli, dillerin üzerinden kaldırılmalıdır.

Anadilde eğitim hakkı sadece Kürtçeye değil, diğer dillere de tanınmalıdır.

Halklar arsında fırsat eşitliği anadil alanında gerçekleşmediği sürece ne hak tanınırsa tanınsa bir anlamı olmaz.

Hiçbir gerekçe bir insanın anadil hakkını gasp etmeyi ve dilini yasaklamayı gerektirecek mazeret olamaz, olmamalıdır.

Kursların yeni yeni açıldığı dönemlerde de bin bir engel çıkarılıyordu kapatılmaları için.

Basit gerekçelerle çoğu da geçmişte kapatıldı.

Her ne kadar bu gün kurslara yönelik yaptırımlar ve baskılar durmuşsa da, yine de kurslar tartışma konusu olmaya devam ediyor. 

Çünkü hala Kürtlerin, kendi dillerini kurslarda öğrenmeye çalışması gerçekten çok büyük bir ayıptır.

Bu ayıptan bir an önce kurtulmak için gerekli yasal düzenlemeleri yapmak lazım.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?