KÜRTLER’İN BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU

25-09-2017

Bu gün Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) bağımsızlık referandumu gerçekleşecek.

Bu, dünyada sayıları yüz milyonu aşan ancak henüz kendilerine ait bir devleti olmayan Kürtler için tarihi bir gün olarak değerlendiriliyor.

Büyük kısmı Iraklı Kürtler olmak üzere 5 milyonun üzerinde seçmen, referandumda oy kullanarak bu tarihi kararda rol alacak. 

Referandumda "Irak’taki Federe Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan Bölgesi dışında kalan Kürt yerleşimlerinin bağımsız bir devlet olmasını istiyor musunuz?" sorusu yöneltilecek.

Kürt ve bu bölgedeki Türkmen, Arap ve diğer seçmenlerin önünde iki seçenek olacak:

"Evet" veya "Hayır"

Bu referanduma başta Türkiye olmak üzere ABD, Rusya, İran ve öncelikli de Irak Hükümeti, karşı olduklarını net bir şekilde söylediler.

Ama tüm tepkilere karşı Barzani son söz olarak erteleme için artık çok geç olduğunu  “ya bu gün ya da hiçbir zaman” diyerek referandum için son kararını verdi.

Barzani ve kendisine gönül verip destekleyen dünyanın dört bir yanındaki Kürtler, asırlardır çok büyük zülüm, kıyım ve baskılar gördüklerini, artık kendi kaderlerini tayin etme hakları için en uygun zamanın olduğu inancındalar.  

Her ne kadar Barzani’nin bu kararı tek başına verdiği gibi bir kanaat kamuoyunda hakim ise de şahsen ben bu planın arkasında ABD’nin de olduğunu düşünüyorum.

Şu anda bölgede herkesin karşı olduğu bir Kürt devletini, Ortadoğu coğrafyasını ABD’nin çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etmenin bir parçası olarak görüyorum. 

Tabi ABD bu planla bir taşla birkaç kuş vurmak istiyor kanaatimce;

Öncelikle Iraktaki krizi biraz daha derinleştirmek,

Türkiye, Irak Merkezi Hükümeti, İran ile Kürtleri birbiri ile savaştırmak,

Bölgemizde Kürtlere karşı topyekun bir savaş başlatarak, bölgede kaos ortamı yaratıp bunu fırsata dönüştürüp ele geçirmeyi hayal ettiği zengin enerji kaynaklarına sahip olmak.

Sakın ABD’nin referanduma karşı olduğu yaklaşımına kimse kanmasın. Bu, oyun içinde oyundur resmen.

Ben her halkın kendi kaderini tayin etme hakkına saygı duyduğumdan, referandumun bir nevi ABD’nin ekmeğine yağ süreceğinden dolayı kaygılıyım.

Bu referandumun sonucu bu gün dışarıdan bir müdahale olmasa herkesin de tahmin ettiği gibi “EVET” çıkacak.

Evet, her ne kadar bağımsızlığın yolunu açıyor gibi görünüyorsa da bu anında Kürtlerin devletleşmesini sağlamayacak.

Devletleşme süreci Filistin örneğinde olduğu gibi yıllarca da sürebilir.

Sancılı sürecin sonunda tam olarak Kürtler için nasıl bir yapının ortaya çıkacağını şimdiden kestirmek de zordur.

Bir aksilik olmasa yapılacak olan referandumu tehlikeli ve riskli bir adım olarak görenlerin bu gün sandıkta “Evet” çıkması halinde nasıl bir tavır alacakları merak ediliyor.

Hele ki dünyada en çok Kürt’ün yaşadığı ve tutunacağı tavrı hepimizi etkileyecek olan Türkiye’nin tutumu merak ediliyor.

MGK, Bakanlar Kurulu ve son olarak da Meclis, referanduma karşı olduklarına dair çok kritik kararlar aldı.

Referanduma işin başından beri karşı olan Türkiye, son dakikaya kadar referandum kararının iptal edilmesi için çaba sarf edecek.

Ancak iptal edilmemesi durumunda Irak Bölgesel Kürt yönetimi ile bütün ilişkilerini askıya alma ihtimali var.

Başta ekonomik olmak üzere devreye konulacak yaptırımlar sadece Barzani ve Irak Kürtlerini değil, Türkiye, özelikle de bölgemiz ekonomisine zarar verecek.

Ortaya çıkacak kriz ne Türklerin ne de Kürtlerin yararına olacaktır.

Çünkü IKBY, sahibi olduğu petrolün tamamını Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara ulaştırıyor.

Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin, gelirlerinin büyük bölümünü petrolden sağladığı göz önünde bulundurulduğunda Kürtlerin bu kararla birlikte büyük sıkıntılar yaşayacağını söylemek mümkündür.

Referandum zamanlama ve şartlar açısından gerekli miydi değil miydi artık bunun tartışmak için çok geç.

Ancak referandumda ne karar çıkarsa çıksın herkesin aklıselim bir şekilde hareket etmesi gerekir.

Türkiye ve Irak Kürtleri hiçbir şekilde karşı karşıya gelmemelidir.

Ortaya çıkan sorunları diplomatik yol ve yöntemlerle çözmenin dışında hiçbir yol ve yöneteme başvurulmamalıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?