KÜRTLERİN DEVLETLEŞMESİ

30-06-2017

Ortadoğu’nun en eski halklarından olan Kürtlerin nüfusu, neredeyse 50 milyonu geçmiş durumda.

Kürtler, tarihi geçmişlerinde devlet ve beylik düzeyinde yönetimler kurmuşlar.

Günümüzde ise nüfusu 50 milyonu geçen Kürtlerin elde avuçtaki tek özerk statüleri, Irak’tadır.

Irak’taki federatif yapıdan kaynaklı Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Meclis Başbakanı, Bakanları bulunmaktadır.

Kendi özerk bölgelerine ait bayrakları ve peşmerge denilen düzenli orduları da bulunmaktadır.

Ancak bütün bunları yetersiz gören Irak Ülkesi sınırları arasındaki Kürtler, 25 Eylül’de bağımsızlık için referanduma gitme kararı almış bulunmakta.

Kürtlerin kendi meclisinde aldıkları karara sevinen de belli kaygılarla tepki gösteren de var.

Devletleşme yolunda atılan adımların, hedeflenen sürede gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair hararetli tartışmalar sürüyor.

Özelikle İran, Irak ve Türkiye’nin bu meseleye yönelik tutumları, bağımsızlık startının gidişatını belirlemede ciddi manada etkili olacaktır.

Büyük ihtimalle her üç ülke, bu konuda işbirliği yapıp beraber hareket edecekler.

Tabi Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme projesini yürüten ABD’nin de tutumu çok önemlidir.

Kuvvetli ihtimalle ABD, burada Kürtlerin bağımsız bir devlet olmasından ziyade kendi çıkarlarını gözetecek.

Türkiye ile uzun süredir bazı önemli problemler yaşayan ABD, yeni bir müttefik ülke olarak Kürt devleti alternatifini oluşturma planı içinde olabilir.

Bu süreçte Türkiye’nin tutumu çok önemlidir.

Türkiye’nin enine boyuna bu meseleyi masaya yatırıp muhtemelen oluşacak bir Kürt devleti ile takınacağı tutumu iyi hesaplaması gerekir.

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve özelikle Barzani Ailesi ile ilişkileri sürekli iyi tutan Ak Parti Hükümeti’nin, işin rengi bağımsızlık olunca nasıl bir tavır sergileyeceğini peşinen tahmin etmek güçtür.

Ancak şu da bir gerçek ki;

Irak’ta kurulacak bir Kürt devletinin, kendi içinde de ilerde riskler oluşturabilme ihtimali, Türkiye’yi endişelendiriyor.

Endişeli ve kaygılı olan sadece Türkiye değil; Suriye, Irak ve İran da benzer kaygı içerisindedir.

Bu kaygı ile nasıl bir refleks vereceklerini zaman gösterecek.

Başta da söyledim;

Bu mesele, Kürtler arasında da tartışma konusudur.

Her ne kadar sorun Irak’taki Kürtleri birebir ilgilendiriyorsa da “devletleşme” meselesi, bütün Kürtleri etkileyecektir.

Olası bir çatışma ve savaş durumu, çok büyük felaketlere ve yıkımlara yol açabilir.

Öyle ki, Kürtlerin devletleşmesinin altında, emperyalistlerin Ortadoğu’da çok kapsamlı yeni bir savaş oyunu başlatabileceği ihtimalini arayan birçok Kürt de var.

Böyle düşünen Kürtler de “işbirlikçi ve hain” diye yaftalanıyor hemen.

Elbette her millet gibi Kürtlerin de kendi geleciğini garanti altına alma, kendi kendini yönetme hakkı vardır.

Bunu yaparken bu güne kadar çok büyük acılar yaşamış Kürtleri yeni bir maceranın içine sürüklemeye çalışanların oyuna gelinmemelidir.

Böylesi bir kararın verilmesindeki mantık ve gerekçeler iyi anlatılmalıdır.

Kürtler, uluslaşma sürecinde özelikle Türkiye ile diyalogları doğru temelde geliştirmeli;  kurulacak bir devletin, Türkiye için bir müttefik bir dost ülke olacağı güvenini vermelidir.

Türkiye ile dost bir Kürt devleti, Türkiye açısından ekonomik ve sosyal açıdan büyük faydalar sağlayabilir.

Meseleye peşin hükümlerle yaklaşıp bir Kürt devletinin Türkiye için tehdit olacağını düşünmek doğru değildir elbette.

Ben ulusçuluk ve sınır derdi olmayan dünyaya evrensel ölçekte bakan biriyim.

Yani kuşlar gibi uçup, dileyenin dilediği topraklarda yaşaması gerektiğini savunuyor ve bu düşünceyi seviyorum.

Kürtlerin gelecek ile ilgili kaderlerini belirleyecek referandum sonucuna da saygı ile karşılamak gerekir…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?