Şimdi sizinki de koltuk mu? 

Şimdi sizinki de koltuk mu? 
21-10-2023

Barış için bir şans tanımıştım sana.

26.09.2023 tarihinde bu köşedeki yazımda sana barış için zeytin dalı uzatmış, şartlarımı sıralamıştım.

Yine de barışa yanaşmadın.

Batman’ın en gözde gazetesinde yazı işleri ve genel yayın yönetmeni olduğundan dolayı koltuğuna güvendin belki de.

Herhalde koltuğunun gücüne inandın sen de.

Koltukların geçici olduğunu belli ki daha anlamamışsın.

Anlaşılan sen de oturduğun o koltuğun esaretine kapılmışsın.

Kapıl bakalım, nereye kadar kapılacaksın koltuğun esaretine.

Hem sizin ki de koltuk mu, günümüzün ballı ve çok avantajlı koltuklarının yanında.

Makam odası, özel şoförü, sekreteri, sınırsız ödeneği olan oda başkanı veya genel müdürlük mü? Yoksa üç emekçi  kadar  maaş alan, altında yakıtı bedava aracı ve limitsiz kredi kartı bulunan sendika başkanlığı mı?

İki sekreteri, sivil plakalı kiralık aracı hatta mesai saatinde dinlenip duş alabildiği makam odası olan müdürlük mü?

Bir değil üç ayrı görevden dolayı ödenek alabildiğin makam mı sandın koltuğunu?

Hele söyle, senin koltuğunun ne avantajı var, neyine güvendin o koltuğun?

Topu topu etrafı duvara sürtünmekten yıpranan çalışma masası, derisi yüzülen bir koltuk değil mi oturduğun yer?

Gazetecilikten kazandığın para, asgari ücretlinin kazandığı kadar bile değil.

Ofisin tek katlı, tek gözlü, patron dahil 5 ayrı masanın olduğu bir yer değil mi?

Türkiye’de fiilen bir gazetede yazı işleri ve genel yayın yönetmenliği yapan belki 2-3 kişiden birisin.

Allah var başarı ve özverine diyecek yok ama halen barış için uzattığım zeytin dalını görmezden geliyorsun.

Bu yazının muhatabı, kendini çok iyi tanıyor.

Her zaman uzlaşma ve barıştan yana olduğun da biliyor.

Ama oturduğun koltuğun esaretinden kurtulamadığı için görmezden geliyorsun barış davetimi.    

Sanırım kimden söz ettiğimi anlamışsınızdır.

Elbette konu kahramanım Hatice Türkan’dan söz ediyorum.

Biliyorum çoğunuz Hatice Hanımdan yanasınız.

Bir kısım okurlar da konu kahramanım üzerinden dolaylı olarak adrese teslim mesajlar gönderdiğimi bilmeden bana kızıyor.

Hatta bu meseleyi çok uzattın diyenler de oluyor.

Allah var, bu güne kadar kendisi ile ilgili onlarca yazı yazdığım Hatice Hanım bana hiç tepki göstermedi.

Anlayacağınız Hatice Hanım her ne kadar barışa yanaşmasa da eleştiriye açık oldu hep.

Bu nedenle tüm yetmezliklere, sıkıntılara ve ufak tefek sorunlara rağmen halen Batman Sonsöz’de yazmaya devam ediyorum.

Gazetedeki aile ortamı, özveri ve iyi niyettir bizi bir arada tutan.

Bazen kızıp alınsak da Hatice Hanımla çalışmaktan memnunuz. 

 

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?