OKURUN İSTEĞİ ÜZERİNE HAYATA BAKIŞIM

24-06-2016

Batman Sonsöz Gazetesi olarak okurlarımızla güçlü bir iletişimimizin olduğu söylenemez.

Gazetemizin bu noktada ciddi anlamda bir eksikliğini hissediyorum.

Ya hep övgüyle söz ettiğimiz Genel Yayın Yönetmenimiz Hatice Türkan okuyucudan gelen bütün öneri, tenkit ve talepleri kendisinde topluyor ve ya da okuyucularımızın bize ulaşmasını sağlayacak iletişim ağlarımızda bir eksiklik vardır.

Her sebep ne olursa olsun bu sorun aylardır kafamı kurcalıyor.

Çünkü okuyucunun yazdıklarımızla ilgili düşünceleri, bakışı önemlidir.

Bir yerde bizim için ilham kaynağıdır, kendimizi geliştirmemiz ve eksikliklerimizi görmemizde ayna görevini görüyor. 

Ne yazık ki bu aynadan yoksun bir şekilde yazılar yazıyorum kaç zamandır.

Şayet böyle bir ayna var ise ve Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan bizden bunu saklıyorsa kendilerine buradan teessüflerimizi bildiriyorum.

Okuyucularımız da bu gerçeği öğrendikten sonra aynı şekilde kendisine tepkilerini bildireceklerinden şüphemiz yok!

Ancak Genel Yayın Yönetmeninin bizimle okuyucular arasına ördüğü bütün duvarları aşarak bir şekilde bize ulaşan okuyucularımız da var. 

Beni Batman Sonsöz Gazetesindeki yazılarımdan tanıyan bir okurum, sosyal medya hesabım üzerinden yazdıklarımı beğeni ile okuduğunu, hayranlık duyduğunu söyleyerek (Hatice Türkan’ın bu gerçekleri okurken muhabirlerden birisinin yüz ifadesini fotoğraflamasını talep ediyorum)  “Bana biraz hayati anlatın” diye mesaj atmış.

Okuyucumuzun da maşallahı var!

Her halde isteyebileceği daha zor bir şey bulamamış olacak ki böyle bir talepte bulunmuş.

Ayda yılda bütün engelleri aşarak bana ulaşmış okuyucunun isteğini yerine getirmemek olmaz diyerek bu yazıyı yazma mecburiyetinde kaldım bir nevi.

Sosyal medya hesabı üzerinden kendimce, yaşadıklarımdan ve deneyimlerimden yola çıkarak hayatı anlatmaya başladım ben de.

Hayatı birazcık şöyle anlattım;

Bir kere hayata insanın hangi pencereden dünyaya baktığı önemlidir.

Benim hayata baktığım pencere korkuluksuzdur ve çok geniş bir açısı vardır.

Bu pencereden hayata bakmıyorsan beni anlaman zordur.

Ama sen anlamasan da beni,  en azından bu yazının benim gibi hayata bakanlara bir faydası olabilir belki. 

Hayata üç bölüm halinde bakmak gerekir;

Doğuş, yaşam ve ölüm.

Bu hakikate inanmak gerekir. 

Bu her üç evre de kimisi için ucuz kimisi için de çok pahalıdır.

Servetin gücün varsa, değerinde var hayatın pahalı demektir.

Her anlamda yoksunsan ve güçsüzsen hayatın da sen de ucuzsunuzdur demek ki.     

Servet ve gücü mevki ve para olarak anlamamak gerekir…

Yoksulluğu da parasızlık ve kariyer olarak görmemek gerekir!

Bir insan için en büyük servet akıl, bilgi ve ilimdir.

Yani inançlı, bilinçli olup ve de akılını doğru kullandın mı güçlü oluyorsun.

Bunu yapmadığın sürece de güçsüz olursun, hayatın da ucuzdur.

Bir de yaşamda lüksün ve konforun peşinde düşmeyeceksin.

Var olan olanak ve imkânlarla yetinmeyi, mutlu olmayı bilmek gerekir.

Toplumun, senin tercihlerini ve yaşam biçimini şekillendirmesine asla yenik düşmeyeceksin.

İçinden geldiği gibi davranmaya, yaşamaya ve hayallerinin peşinden koşmaya bakacaksın.

Gerçekçi ve üretken olup, kendinle barış halinde olmalısın.

Hiç, ama hiçbir faniye ölümüne bağlanacak kadar tutunup sev(il)memeli.

Hayatta hiç bir şeyi vazgeçilmez olarak görmemek gerekir.

Kısacası hayatı güzelleştiren ve anlamlandıran, bir bakıma insanın kendi öz iradesi ve zekâsıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?