Üretmek şart

Üretmek şart
28-07-2023

Merhabalar Sevgili Sonsöz gazetesi okurları;

Sıcak havanın pik yaptığı bir dönemde ne yazabilirim diye klavyenin başına geçtiğimde, sıcaklardan başka bir şey gelmedi aklıma.

Fikrim gelsin diye sosyal medyada dolaşırken güzel bir yaşam hikayesi okudum ve bu hikayeyi mutlaka sevgili okurlarımızın da okumasını gerektiğini düşündüm.

Hikayede üretimin bir şehre, ülkeye ve insanlara ne kadar faydalı olduğunun farkına vardı.

Sözü fazla uzatmadan başarı hikayesini hep birlikte okuyalım;

***

BİR DAHİNIN İNANILMAZ HİKAYESİ

Gaziantep’e bir Fransız gelir.

Tekstilcilere akıl verir:

Makineleriniz yetersiz

Yenileyin, dünya pazarı sizin olsun.

En iyi makinelerin Fransa’da olduğunu söyler…

Kendi mallarını pazarlar.

Dinleyenler arasında bir usta vardır.

Kendine özgü lehçesiyle…

Bu adam ne diy? der.

Kafaya takar, makinenin resmine bakar.

Demiri eritir, çeliği büker, vidasını, motorunu koyar.

Fransızların 3 milyon Euro’ya satacağı makineyi…

50 bin liraya üretir.

Yerli piyasaya sunduğu yetmez.

Brezilya’ya kadar çeşitli ülkelere yaptığı makineleri gönderir.

Bu usta, Mennan Aksoy’dur.

Diplomasız dahi!

Yoksulluktan okuyamamıştır.

İlkokulu 9 yılda bitirmiş, bir daha eğitim görmemiştir.

Allah vergisi öyle bir akıl ve beceriye sahiptir ki…

Makineyi bir görsün, ertesi gün atölyesinde yapımı başlanmıştır.

Bu nedenle…

Uluslararası makine, teçhizat fuarlarına girişi yasaklanmıştır.

Mühendislerin, aylarca çalışarak tasarladığı makineleri, tek başına yapmaktadır.

El emeği ve tümü yerli malzemeyle.

İster ki…

Yerli sermaye gelişsin.

Boşa döviz ödeyerek, kazıklanmayalım.

Mennan Usta, “ Çeliğe hükmetmeyen, hiçbir şeye sahip çıkamaz” derdi.

Öyle bir teknoloji üretti ki…

Yoğunluğu düşük triko üretti.

Yazın serin, kışın sıcak tutan bir ürün.

Dünya peşinde koştu. Kapıştı.

TÜBİTAK ödüller verdi.

ODTÜ, İTÜ gibi üniversitelerde hocalığı düşünüldü.

Diploması yoktu!

Tasarımını cebinde taşıdığı tebeşirle, yere çizerek anlatırdı.

Aklına yetişmek mümkün değildi.

Gaziantep’te kanalizasyon atıkları büyük dertti.

Çamuru, kokusu şehri bezdirmişti.

Belediye yönetimi, dünyayı dolaşır, çareler arar.

Mennan Usta Memleketteki ustalar öldü mü? diye çıkışır.

Okumuş gençleri de alır, yanına…

Şöyle yapın, bu parçayı, şuraya takın” talimatıyla, kafasına göre sistemi kurar.

Kanalizasyon çamuru alınır…

Kurutulurken, enerji üretilir.

Çıkan küller de asfalta, çimentoya katkı maddesi konulur.

Bugün…

Antep’te her gün çıkan 160 ton çamurun bertaraf edilmesi Mennan Usta’nın eseridir.

Belgeseli yapılası insan; MENNAN AKSOY USTA

54 yaşında ve ilkokul mezunu olan Mennan usta, makine dehası olarak biliniyor. Sanayi fuarlarında gördüğü makineleri en fazla 10 dakika inceledikten sonra aynısını yapabiliyor. Bu olağan üstü yeteniği yüzünden Avrupa ve Amerika’da yapılan sanayi fuarlarına girişi yasaklanıyor ve o bir yolunu bulup yine girmeyi başarıyor.

Mennan usta, Küsget’teki atölyesinde 10 yılda sayısız makine yaptı. Gaziantep’ in hatta Türkiye’ nin önemli makina sanayicilerinden biri olarak gösterilen Mennan usta, hali ipliği makinesinden, tencere-kazan makinesine, fıstık makinesinden triko ipliği makinesine kadar onlarca makine üretti.

Bu makineleri üretebilmek için ar-ge çalışmalarına 7 milyon dolar harcadı.

Mennan ustanın elinden çıkan makineler Suriye, Pakistan, Fas, Romanya ve İran’a ihraç edildi.

Türkiye’de ilk kez triko ipliği makinesini yapmayı başaran Mennan usta, bu makineyi de Brezilya’ya satarak, teknoloji satan bir usta haline geldi. Bu yeteneğinin yanı sıra oldukça sempatik olan Mennan Usta’nın, TRT kanalı tarafından belgeseli de yapılmıştır.

Sanayiye katkılarının yanı sıra istihdam sağlayarakta ülke ekonomisine büyük katkıları olmuştur.

Mennan Usta, geçen hafta toprağa verildi.

Vasiyeti;

Gençler bilim ışığında yetiştirilsin.

İmkânlar verilsin, önleri kesilmesin.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?