Vefa ve vefasızlıktan birer örnek…

Vefa ve vefasızlıktan birer örnek…

Bir insana yapılabilecek en büyük ihanet, vefasızlıktır.

Dürüst ve haysiyetli bir insanı en ağır biçimde cezalandırmak istiyorsanız, ona karşı vefasızlık yapın.

Aynı özelikte bir insanı mutlu etmek istiyorsanız, ona vefalı davranın.

Vefa ile vefasızlığın ne olduğunu, örnekleri ile en iyi şekilde ancak bir öğretmen anlatabilir.

Bir öğretmen arkadaşımız, sohbet sırasında başından geçen vefa ve vefasızlık örneklerini anlattı.

Onun anlattıklarını harfi hafiyen sizlerle paylaşacağım.

50 yaşında olmasına rağmen çok görmüş çok yaşamış…

Batman’ın en iyi okullarında öğretmenlik yapmış.

Özel ders vermiş, etüt merkezlerinde çalışmış.

Hayatına katkı sunduğu ve yön verdiği yüzlerce öğrencisi olmuş.

Herkesin hayal ettiği yerlerde kariyer yapmış.

Halen ilk gün ki gibi aşk ve şevkle çalışan öğretmenimize karşı iki öğrencisinin vefa ve vefasızlığını okuyunca eminim siz de benim gibi şaşıracaksınız.

Biri tıp fakültesi, biri hukuk fakültesinde okuyan iki öğrencisi olan örnek eğitimcinin başında neler geçmiş bakalım…

Tıpkı yetiştirdiği öğrencileri gibi çocukları da okulda başarılı olup üniversiteye başlayınca öğretmenin yükü ekonomik açıdan ağırlaşmıştır. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde okuyan iki öğrencinin masraflarını bir öğretmen maaşı ile karşılamak kolay değil elbette.

İhtiyaçları karşılamak için her zaman nakit para bulundurmak zor olduğundan, her öğrencisine bir kredi kartı vermiş.

Ancak kendi adına kullanılan kredi kartı sayısı 4’e çıkınca bankalar da limiti gelir düzeyi ve kart sayısına göre sınırlandırmış.

Tıp fakültesinde okuyan öğrencinin gideri daha çok olduğu için kart limiti yetersiz kalıyormuş.

İlgili banka şubesine giderek kredi kartı limitini artırmak istemiş.

Ancak tüm ısrarlara rağmen banka, bu talebe olumsuz cevap vermiş.

Öğretmen derdini anlatırken bankada sırada bekleyenler de konuşmalara şahit olmuş.

Bankada konuşmalara şahit olanlardan biri “Hocam, avukat abim, sizin eski öğrenciniz. Sizinle de uzaktan akrabayız. Dert etmeyin, avukat ağabeyimi arayın. Onda kullanmadığı fazla kredi kartı var. Onu size göndersin. Siz bu kartı öğrencinize gönderirisiniz, her ay harcadığınız parayı ödersiniz” der.

Hoca eski öğrencisini arayıp aramamakta kararsız kalınca, bankada bekleyen başka bir genç de öğretmenin yanına gelmiş.

“Hocam beni tanıdınız mı” demiş.

Öğretmen de kendisini tanımadığını söylemiş.

“Sizin eski öğrencinizdim. Emeğinizi ve iyiliklerinizi unutmadım. İleride işyerim var, bir çayımı içmeden bırakmam” diyerek ısrarcı olmuş.

Öğretmen de işlerini bitirdikten sonra gidebileceğini söylemiş.

Daha sonra, avukat olması için büyük emek verdiği ve uzaktan akrabası olan eski öğrencisini  telefonla aramış.

Bir kaç ay için kredi kartı ihtiyacı olduğunu söylemiş.

Eski öğrencisi, hiç ummadığı bir tutum göstermiş, öğretmeni hatırlamadığını ve kendisine verecek fazla kredi kartı olmadığını söylemiş.

Öğretmen beyninden vurulmuşa dönmüş.

Bir banka oturup, karşılaştığı şoku üzerinden attıktan sonra kendisini işyerine davet eden öğrencisinin işyerinin yolunu tutmuş.

Öğrencisi sevinçle kendisini kapıda karşılamış.

Birlikte çay içip eski günleri yad etmişler.

Öğrenci, öğretmenine “Hocam bir şey dersem umarım yanlış anlamasınız, ben sizi bankada istemeden de olsa duydum. Sanırım sizin öğrencileriniz var. Ondan kaynaklı bir maddi sorun yaşıyorsunuz. Ne kadar ihtiyacınız varsa, karşılamak istiyorum” demiş.

Öğretmen ikinci bir şok daha yaşamış, şaşkına dönmüş.

Ne diyeceğini bilememiş.

Kredi kartı talep ettiği, üstelik akrabası olan ve üzerinde çok emeği olan öğrenci kendisini tanımazlıktan gelmiş ve kart yok diyerek isteğini reddetmişti.

Ama şimdi binlerce öğrencisi arasında hatırlamadığı  bir öğrencisi ise nakit olarak ne kadar para lazımsa ihtiyacını karşılamak istemişti..

Öğretmen, öğrencisinin teklifini reddetse de öğrenci ısrarcı olmuş.

“Ben size ihtiyacınız kadar para veririm, siz ne zaman uygun olursanız geri verirsiniz” demiş.

Öğretmen ısra üzerine teklifi kabul eder ve “3 ay içerisinde bu parayı size geri vereceğim” demiş.

“Hayır, siz 5 ay sonra yani yılbaşından sonra maaşınıza zam geldikten sonra ödeyin” diyerek öğretmenin ihtiyacı olan 100 bin lirayı  kendisine vermiş.

Üstelik yılbaşından sonra parayı biriktirip öğrencisine borcunu ödemeye giden öğretmenin elinden parayı almamak için de ısrar etmiş.

Ancak öğretmen bunu kabul etmeyerek parayı teslim etmiş.

Ne yazık ki günümüzde daha çok vefasızlıklarla karşılaşıyoruz.

Vefalı insanlar neredeyse kalmadı.

Menfaat ve güç neredeyse herkes orada.

Vefasızlık toplumda artıkça artıyor.

Vefa ve vefasızlık, bir kişinin karakterini gösterir.

Vefa; iyilik, asalet, onur ve hasiyetten gelir.

Birinde bu özellikler yoksa ne kadar okursa okusun ne kadar paralı olursa olsun, vefalı olamaz.

İşte size vefa ve vefasızlıktan bir örnek…

Umarım bu iki örnekten herkes ders çıkarır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ