ADI ÜZERİNDE SEÇİM VAATLERİ

23-10-2015

Siyasiler seçim süreçlerinde oy almak için genelde gerçekçi davranmazlar.

Siyasiler ve adaylar önüne gelene çeşit çeşit seçim vaadinde bulunurlar.

Mitinglerde, basın toplantılarında, ev ziyaretlerinde, seçim bildirgelerinde, billboard ve afişlerde vaatler adeta havada uçuşur.

En çok da seçmenlere bireysel menfaatlerini etkileyecek sözler verilir.

Kimisi iş, kimsi tayin, kimisi terfi, kimsi ev, kimisine de daha cazip tekliflerde bulunulur.

Hatta geçmişte olduğu gibi Tansu Çiller gibi 3 anahtar sözü verenler bile oluyor.

En büyük oy deposu ise olarak görülen 11.5 milyon emekli ve 5 milyona aşkın asgari ücretliler ise bütün siyasilerin öncelikli ortak hedef gurubudur.

Askerlik süresini azaltma.

Paralı askerlik.

Kredi kartları borçlarını sildirmek.

Öğrencilere karşılıksız kredi ve burs.

Çiftçiye ucuz mazot…

Barış, huzur, insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi, demokratik yeni bir anayasaya ilişkin vaatler ise pek ilgi çekmiyor.

Anlayacağınız bol keseden atıp tutmak siyasilerin ortak dili.

Nasıl olsa seçimlerden sonra, vaatlerin ve seçim bildirgelerinin hesabını soran da yok,  hesabı verecek ilke ve kültür de yok.

Bu yüzden en can alıcı sorunlar için yerine getirilmeyecek kadar iddialı sözler veriliyor. 

Sanırsın ki seçimden sonra ülkemiz, kentlerimiz verilen vaatler sayesinde cennete dönüşecek.

Seçim biter, kaybeden ve kazananlar belli olur.  

Tüm verilen vaatler unutulur gider.

Ne de olsa adı üzerinde “seçim vaadi”

Seçime 1 hafta kala yine vaatler havada uçuşuyor.

 20 yıl önce iktidar partisinden ne isteniyor ve neler vaat ediliyorsa şimdi aynı yöntemlere başvuranlar var.

Fırsatçılar mı desek, bu güne kadar sorunlarını çözecek muhatap bulamayanlar veya sorunlarını çözecek tek partinin mevcut iktidar partisi olduğuna inanlar mı desek, kentte açılan tek seçim lokaline adeta akın ediyorlar.

Bu ilgi ve alaka şayet karşılıklı seçim flörtü değil de direk partiye olan ilgi ise AK Parti oylarını bir hayli artırabilir.

Batman seçmeninin yarısını siyasallaşan Kürtler olarak değerlendirirsek ve buna göre  % 50 oy’un HDP’ye gideceğini değerlendirirsek ve geriye kalan % 25’lik oy’un da muhafazakâr ve liberal oylar olarak AK Parti’ye gideceğini hesaplarsak % 25’lik duruma göre oyunun renginin değişeceği bir kesim var demektir.

HDP 7 Haziran seçimlerinde bu % 25’lik kesimden % 22’sinin oyunu almayı başarmıştı.

Bu seçimde bu başarıyı tekrarlarımı tekrarlamaz mı?

Şimdiden tahmin etmek güçtür.

Onu ancak 1 Kasım’da sandıklar açıldığında birlikte göreceğiz.

Ancak şöyle bir geçek de var ki kararsız % 25’lik Batmanlı seçmenin oyunu alabilme noktasında vaatlerle ve birebir görüşme ve ikna çabaları ile en çok gayret sarf eden, AK Parti ve CHP’dir

İl olduğundan bu yana Batman’da en zor şartlarda bile her zaman birinci parti olan HDP’nin devamı olduğu Kürt siyasal hareketinin bu seçimde de birinci parti olacağı yönünde herhangi bir kuşku yok elbette.

Ancak 7 Haziran seçimlerinde aldığı oy oranını aşacak bir sonucu elde edebilecek bir havayı henüz yakaladığı söylenemez.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?