BATMAN BUYSA BENİ BATMANLI SAYMAYIN

29-10-2018

O kadar öfkeliyim ki bu ağır başlığı kullanmak zorunda kaldım bu yazıda.

Eminim siz de meselenin içi yüzünü anlayınca hem bana hak vereceksiniz hem de insanlığınızı hala yitirmeyenlerdenseniz öfkeleneceksiniz.

İnanın başlıkta kullandığım ifadeden daha ağırı gelse aklıma, onu kullanırdım.

Yağmurlu, soğuk Cuma akşamı karşılaştığım manzara karşısında çok gerildim ve öfkelendim çünkü.

Beni çok üzen olayı paylaşayım önce, haklı olup olmadığıma sonra siz karar verin.

İş dönüşü aracı şehrin en işlek caddenin ara sokaklarından birine park ettiğim sırada çocuk ağlama seslerini duydum.

Duvar dibine sıkıştırılan, yaşları 7 ile 10 arası iki çocuğa birileri,  şiddet uyguluyordu.

Henüz arabanın içindeyken çocuklara şiddet uygulamasına bağırarak tepki gösterdim.

Araçtan indiğimde şiddet uygulayan şahıs kayıplara karışmıştı ama etrafta çocukları linç etmeye çalışan birkaç esnaf duruyordu.

Bir yandan da benim duruma gösterdiğim tepkiden dolayı savunmaya girişerek  “bu çocuklar camlarımıza taş atıyor, polisi çağıracağız onları gözaltına alsınlar” diyerek suçlarını örtbas etmeye çalışıyorlardı.

Öncelikle figan feryat ağlayan çocukları korumaya aldım ve neden şiddete maruz kaldıklarını sordum.

Çocukların cevabı karşısında insanlığımdan, Batmanlılığımdan utandım.

“Biz kendimize çakmak, mendil satıyoruz, üşümüş ve acıkmıştık (börek simit imalatı yapan iş yerini göstererek ) biz de oradan börek ve simit istedik, vermediler ve bizi dövdüler” diye cevap verdiler.

İlk bakışta anladım ki gecenin soğuk saatlerinde, ellerindeki çakmak ve mendil satan çocukların, esnafın camlara taş atabilecek ne güçleri ne de elleri boştu.

Linç edilmekten kurtardığım çocuklar uzaklaşınca sert bir üslupla simit ve börek üreten satan esnaf yetkilisine tepki gösterdim.

Bu arada duvar dibindeki Batman’ın en ünlü kafesinin penceresinden de bir ses yükseldi.

Bu çocuklar bizim de müşterilerimizi rahatsız ediyorlar, kovuyoruz gitmiyorlar, işimizi bozuyorlar” diyerek şiddet uygulayanlara destek çıktı.

Yandaki terzi, bina sakinleri, hepsi ağız birliği ederken, yaptıkları utanç verici muameleye karşı benim çocukları korumaya çalışıp linç edilmekten kurtardığım için beni suçluyorlardı.

Bunun üzerine yaptıklarının utanç verici ve merhametsizce olduğunu anlatmaya çalışarak bir süre kendileri ile tartıştım.

Çocukların sokaklarda çalıştırılmasının önemli bir sosyal sorun olduğunu, çocukların masum olduğunu, şiddetin çözüm olmadığını anlatmaya çalıştıysam da oralı değillerdi.

Üstelik utanmadan hep masum çocukları camlarına taş atmakla suçluyorlardı.

Her tarafları buz kesilmiş, aç ve takatsiz kalan, üstelik ellerinde sattıkları çakmak ve peçeteler olan bu çocukların, işyerlerine taş atmaları imkânsızdı.

Neredeyse linç ekibi hepsi bir olup, bana da saldıracak gibi bir tavır içindeydi.

Çocuklardan sonra, neredeyse büyük bir yanlışa ve vicdansızlığa karşı çıkan biri olarak beni de linç edeceklerdi. 

“Siz hiç mi yoksulluk görmediniz, hiç mi çocuk olmadınız, sizde hiç vicdan yok mu” dediysem de yaptıkları hatayı yanlışı kabul etmediler.

Aradan 4 gün geçmesine rağmen hala o çocukların ağlama seslerini, yaşadıkları korkuyu unutamıyorum.

Gördüğüm rezillik karşısında o an insanlığımdan, Batmanlılığımdan utandım.

Çünkü benim yaşadığım ve büyük yoksulluklara, yokluklara sahne olmuş Batman bu değildi.

 

Geçmişinden bu güne kadar Batman, hep mağdurlara, yoksullara gönlünü ve kapısını açmış, büyük bir dayanışma örneği göstererek aşını paylaşmıştı.

30 Yıl önce Irak’ta Saddam’ın zulmünden kaçan mülteciler için seferber olmuşlardı.

90’lı yıllarda köylerin yakılması ve boşaltılması sonucu akın akın gelenleri sahiplenip bağırlarına basmıştı.

Van depremindeki mağdurlarla müthiş bir dayanışma örneği göstermişlerdi.

Suriyeli Mültecileri kardeş gibi kabul edip, şehirlerinin ve evlerinin kapısını sonuna kadar açmışlardı.

Bu örneklerden yola çıkarak hoşgörü ve yardımseverliğinden dolayı hep Batmanlı olmaktan gurur duydum.

Ancak Cuma akşamı şahit olduğum utanç verici durum karşısında bir anda “Burası Batman değildir, olmaz” dedim.

Şayet çocuklara bu şekilde muamele edilecekse Batman’da, beni Batmanlı saymayın sakın.

Ve şahit olduğum gerçekleri yazdım diye de kimse “Batman’ın imajını bozuyorsun” demeye kalkışmasın.

Son günlerde sık sık Suriyeli Mültecilerle yaşanan kavgalar ve linç girişimleri de canımı sıkmaya başladı.

Her sebep ne olursa olsun linç yöntemi ile Suriyelilerin evlerini ve işyerlerini topyekun basıp yakıp yıkmak doğru değildir.

Hem Suriyeli mültecilere karşı hem çocuklara karşı yapılan hareketler, doğru değildir.

Şiddetin her türlüsüne karşı biri olarak şehrimizde son günlerde yaşanan her iki yanlış hareketi de burada şiddetle kınıyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?