Geçen yıl anız yangınlarında azalma olunca merak edip bir çevreci olarak sebebini araştırmaya başlamıştım.
Meğerse bizim çöp, atık ve hatta sürüm esnasında engel olarak gördüğümüz buğday ve mısır sapları, Konya’dan gelenler tarafından toplanıp balyalanıp hayvanlara yem, sanayide ise yan malzeme olarak kullanılmak üzere 954 km uzaklıktaki Konya’ya götürülüyormuş.
Bu sayede Batman’daki tarlalardaki saplar, büyük bir özenle toplatılınca, yakılmasına gerek kalmıyormuş. Haliyle geçen sene rahat bir nefes almış olduk.
Bizim yapamadığımızı ve başaramadığımızı Konyalı Girişimciler başarıp, bizim çiftçilerin yakarak kurtulmaya çalıştıkları sapları değerlendirip samana dönüştürmüşler.
Bu, her bakımdan olumlu bir gelişmedir.
Hem doğanın korunması hem de ekonomik açıdan kazanç elde edilmesi açısından son derece önemli.
Bunu kim düşündü ise iyi etmiş.
Onlar sayesinde anız yangını dumanlarının etkisi de azaldı bir nebze.
Bu sene de yine Konya Bölgesinden gelen girişimciler, tarlalardaki sapların bir kısmını şimdiden balyalayıp taşımaya başladı.
Geçen gece Beşiri İlçesinden dönerken havadaki toz bulutu ve yola savrulan saplar dikkatimi çekti.
Binatlı Köyü düzlüğünde bu arada birkaç tır’ın arka arkaya dizilip Diyarbakır istikametine doğru ilerlediğini gördüm.
Hepsinin yükü de saman ve buğday saplarıydı.
Üstleri düzgün örtülmediğinden, rüzgârın etkisi ile araçlardan yola savruluyordu.
Öyle bir savruluyordu ki sadece hava kirliliği değil, trafikte kazalara bile yol açacak düzeyde toza neden oluyordu.
Yani Batman-Konya arasında oluşan saman ticaretine sevinirken, taşınması esnasında oluşan kirlilik karşısında da üzüldüm.
Eminim ki Konya’ya kadar gittikleri 954 km yol mesafesinde saman, sap döke döke ilerliyorlar.
Araçların hepsi de 42 plakalıydı.
Kural tanımamalarında plakalarının rolü de çok büyük.
Çünkü sahipsiz Batman plakalı araçlar olsaydı, trafikte böyle rahat hareket edemezlerdi.
Yani plakları 72 değil de 42 olunca trafikte kurallar açısından daha rahat ilerleyebiliyorlar.
Bunca mobese kameralarının, güvenlik noktaların önünden geçiyorlar, eminim hiç kimse karışmıyordur.
Söz mobese kameralarından açılmışken sahi şehirlerimizi dört taraftan kuşatan ve bizleri adım izleyen kameralar böyle bir ihlal karşısında bile işe yaramayacaksa ne faydası var?
En basitinden, özelikle çevre yollarına konuşlandırılan onlarca kamera, şehrin dört bir yanına atılan tehlikeli atık ve molozları görmüyorsa demek ki bu kameralar kördür veya sadece bir amaç için çalışıyordur. Bu da yanlış bir uygulamadır.
Mobeselerin, kamu düzenini bozan, doğaya zarar veren her iş ve işlemi görüp gerekli cezanın verilmesi için ilgili birimlere kayıtları göndermesi gerekir.
Mobese kameraları çok yönlü bir işlev görmüş olsaydı, Batman-Konya arasında tonlarca sap ve saman yollarda savrulup kirliliğe neden olmazdı.
Araç sahipleri de sadece hız limiti ile emniyet kemeri bağlamaya değil, her türlü davranış ve kurala daha çok dikkat ederdi.
Bu sayede hem trafik akışı daha düzenli olurdu hem de çevre kirlenmiş olmazdı.
Haksız mıyım?
