BELEDİYE OTOBÜSÜNDE KARPUZ ÇEKİRDEĞİ İYİ GİDER

18-11-2019

Yaşamın içine dalmanın, halkın nabzını hissetmenin en iyi araçlarından biri de toplu taşıma araçlarıdır.
Yaşamın gerçekleri ile en çok orada yüzleşebiliyor insan.
Çocukların masumiyeti ve yoksulluğun fotoğrafta orada daha net görülüyor.
Ama herkesin gerçeklerle yüzleşebilme cesareti ve erdemi yoktur.
Kendini halktan, hakikatten izole edenler, her şeyin güllük gülistanlık olduğunu sanırlar, daha doğrusu öyle kendilerini inandırırlar.
Bu inançla yaşamak için fazla halkın içine karışmazlar.
Gittikçe halktan ve hakikatten koparlar.
Oysa kim ne olursa olsun, hangi mevkie gelirse onun halktan biri olmadığı anlamına gelmez.
Mevkisi, isminin önüne gelen etiketi ile övünülenler zavallıdırlar.
Her insan, temelde eşittir ve kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur.
Gel gör ki bazı zavallılar bırak yetki ve makam sahibi olmayı, kendine ait bir arabası olduğunda dahi kendisini halktan biri olarak görmemeye başlıyor.
Çok şükür konumum ne olursa olsun hiçbir zaman öyle bir rehavete kapılmadım.
Her zaman her koşulda halkın içerisinde, halktan biri oldum.
Batman’ın sokaklarını adımlamak, kalabalıklara karışmak bana mutluluk veriyor.
Zaman sorunu yaşadığımda da genelde Belediye Halk Otobüsleri ile varacağım yere gitmek için yerimi alıyorum.
Belediye Halk Otobüsleri bir nevi şehrin aynasıdır, nabzıdır. Orada her şeyi görebilmek ve hissetmek mümkündür.
Batman gündemini kısa yolculuklarda bile öğrenme şansı sunuyor.
En son otobüs yolculuğumda Sanat Sokağı karşısındaki duraktan Valilik karşısındaki durağa kadar ki zaman diliminde hissedip gördüklerimi sizinle paylaşayım en iyisi.
Otobüse bindiğim anda önümdeki yolculardan birinin ücret ödemek için yaptığı işlemde kart okutma makinesinde yetersiz bakiye sesi geldi.
Belki inanmazsınız ama o an o müşterinin yerine kart basmak için en az beş kişi harekete geçti.
Kartı kendi yerine basana ücretini vermek istediyse de şiddetle karşı çıktı ve kabul etmedi.
Hatta benim kartımın da yetersiz bakiye olabileceği ihtimali üzerine yerine oturmayıp bekledi.
Otobüsün içerisinde de yanyana oturanlar, tanıdık ya da değil, derin bir sohbet içerisindeydi.
Üç çocuğunun her biri otobüsün içerisine dağılıp burayı adeta oyun alanına çeviren anne, çocuk arabasının altından topuklu ayakkabısını çıkarıp terliğini yerine yerleştirmesinden belliydi ki bir misafirliğe gidecekti.
Sonra çantasındaki küçük poşetin ağzını açıp başladı karpuz çekirdeği yemeğe.
Belediye otobüsünde karpuz çekirdeği çıtlatmanın bu denli keyifli olabileceğini tahmin etmemiştim.
Bir anda kavrulmuş karpuz çekirdeği kokusu sardı etrafı.
Kaptana seslenen genç “Beni Ahmet Güneştekin Kültür Merkezinin önünde indir” diye sesleniyor.
Etrafındakiler neden kültür merkezine gittiğini merak etmesin ya da bu fırsatı başkaları da değerlendirebilsin diye ekledi “bu gece tiyatro var, o nu izlemeye gideceğim”
Diğer başka bir genç, hiç tanımadığı birine sorusuz sualsiz başlıyor anlatmaya “Ben yarın gidip tekstilde çalışacağım. Yalnız maaşı çok az. Ama yine de boş durmaktan iyidir” diyerek kendini motive etmeye çalışıyor.
Benden birkaç yaş küçük biri ayakta durduğumu görünce yerinden kalkarak “buyur otur” diyor.
Bunu, benim de artık yavaş yavaş yaşlılar kategorisine girdiğimin bir belirtisi olarak kabul ediyorum.
Toplamda 7 dakikalık otobüs yolculuğuma bu kadar çok izlenim sığıyor.
İşte bu yüzden yaşamın tam ortasında herkesin yerini alması önemlidir.
Yaşamın gerçekliklerinden kopmaması için bu, çok önemli ve gereklidir

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?