“BEN” EKSENLİ YAZILAR

29-11-2019

Günlük yazılar yazdığım gazetemizin yazar kadrosu, her biri farklı tarz ve düşüncesi olan arkadaşlardan oluşuyor.
Batman Sonsöz Gazetesinin bana sorarsanız en önemli özeliği de budur.
Çünkü genelde her yönü ile bir birine benzeşenlerin, aynı düşünceye sahip olanların birlikte hareket ettikleri, yazı yazdıkları, oturdukları, arkadaş oldukları bir dönemden geçiyoruz.
Ama yazı yazdığım gazetede çok şükür böyle bir tablo yok.
Yani huy ve düşünce olarak bir birimize benzemeyiz çok.
Bana gürede buda bize renk katıyor.
Farklıklarımızla birbirimizi tamamlıyoruz bir nevi.
Yani birimizin atladığını ve
görmezden geldiğini, diğer arkadaşımız tamamlıyor.
Diğer bir özelliğimiz de birbirimizin hatalarını, eksikliklerini yüz yüze de, yazılarımızda da rahatlıkla eleştirebiliyoruz.
Gazete içi meselelerde eleştiri konusunda en acımazsızı kuşkusuz benim.
Hata gördüm mü affetmiyorum yani.
Az çok gazetemizin genel yayın yönetmeni Hatice Türkan hakkında mizah da katarak dolaylı yaptığım eleştirileri bilirsiniz.
Allah’tan onunla ilgili yazdığım yazıların eleştiri mi, övgü mü olduğunu, ayırt etmeye çalışmıyor çok.
Tabi eleştiren biri olarak bana karşı yapılan eleştirileri de kabul ediyorum kuşkusuz.
Son eleştiri, gazetemizin entelektüel yazarı Ubeyd Baş arkadaşımdan geldi.
Hem de patron, genel yayın yönetmeni, muhabir, tasarımcı, stajyerler, (hatırlamıyorum belki misafirler de vardı) hepsinin yanında eleştirisini ulu orta yaptı.
Ubeyd Hoca (bu unvanı, fotoğraf sanatçılığından gelmedir)’nın eleştirisi son zamanda çok da ben eksenli yazılar yazmam üzerineydi.
Beli etmezse de yazı tarzımı ve duruşumu benimsediğini tahmin ettiğim gazetedeki meslektaşım “ben eksenli” o kadar çok yazılar yazıyormuşum ki dayanamamış ve bana ilk fırsatta eleştirisini yüzüme yaptı.
Bu eleştirisinden dolayı önce bir teşekkür ettim.
Sonra da internet sitesindeki yazılarıma bir göz attım birçok yerde “ben, ben” diye kendimden söz etmiş, kendi kendime konuşmuş, konuştuklarımı köşeme taşımışım.
Çoğulculuğu hep savunan, bencil ve kıskanç olmayan biri olarak bu kadar çok ben eksenine kaymanın normal bir durum olmadığını, bu eleştiriden sonra ben de fark ettim.
Ancak şöyle bir gerçeklik var ki ben veya kendimce diye paylaştığım düşünceler aslında herkesin ortak düşüncesidir.
Kendimi övdüğüm veya yücelttiğimden dolayı değil.
Aslında herkesin olup bitenler karşısında sessiz çoğunluğun sesi olmaya çalışırken böyle bir noktaya geldim.
Aslında yazılarda söz ettiğim sadece ben değil, herkestir.
Toplumun düşüncelerine, talep ve bakışlarına tercüman olmaya çalışıyorum.
Ancak başta meslektaşlarıma ve okurlarıma bu durumu izah etmediğimden dolayı benimle ilgili böyle bir kanat oluşmuş.
Ben hiçbir zaman kendimi dünyanın merkezine koymadım.
Her şeyi ben bilirim havasına da girmedim. 
Sıradan, doğal biri olmaya çalıştım.
Yazılarım beğenilsin, daha çok okunsun diye de yazmadım.
İnandığım ve içimden geldiği gibi yazdım.
Çok mükemmel bir yazar olduğum iddiasında da değilim.
Yazdıklarıma bir makalede  ziyade deneme de denilebilir.
Beni bu şekilde anlamanızı ve tanımanızı dilerim.
Yani Ubeyd Hocam, eleştirinizde haklısınız ama “ben” eksenli yazılarımın, egolarımla hiç alakası yok, bundan emin olabilirsiniz.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?