Dost meclislerinde şehrimiz hakkında konu açıldığında hep Batman güzel şehir yaşanacak şehir diye savunmuşumdur. Savunmuşum diyorum çünkü genelde karşı taraftan çokta güzel şeyler duymadığımdandır.
Birde Batman da yaşamanın güzelliklerini kolaylıklarını direterek anlatmaya çalışırım.
Bu ısrarım belki de insanın doğup büyüdüğü yeri sevmesi gerektiğine inandığımdandır.
Bu aralar Batman’ın kavurucu sıcakları, kirli havası, kirli sokakları birde artık insanları bıktıran hırsızlık olayları sayesinde ben bile yaşanmaz şehir statüsüne sokacağım.
Sanırım doğduğumuz büyüdüğümüz yeri sevmek yerine yaşanacak bir yer olmasını arzulayıp onun için çaba harcamaya çalışmamız daha doğru olacak.
Kirli havası sıcağı bir yana da hırsızlık olayları insanların canına yetti. Artık evde otururken bile kapı kilitler olduk.
Güvenli olsun diye apartmanların ikinci katlarında oturanlar camlarını kapılarını artık demirliyor. Neredeyse üçüncü katta oturanlar bile çözümü öyle bulacak.
Geçenlerde havanın yeni karardığı, yani çok geç olmayan bir vakitte yaşanan hırsızlık olayına tanık olduk.
Kardeşim evinin yan tarafında bulunan binanın, ikinci katının balkonunda gördüğü yabancının hırsız olduğunu anlayınca müdahale etmek istedi.
Hırsız müdahaleye fırsat bile vermeden atlayarak kaçıp gitti. Sonra polis aranmadan olay kapandı gitti.
Öyle bir hal almış ki böyle durumlarda artık ev sahipleri polisi bile aramıyor. Bunca hırsızlık olayından sonra insanlar zaten hırsızların bulunmayacağı inancına sahip olmuş.
Ne cezaların yaptırımına inanıyorlar ne de hırsızların yakalanacaklarını düşünüyorlar. Çok şükür ucuz atlattık deyip geçiştiriyorlar.
Durum vahim bu olayların sadece hırsızlık olduğunu düşünmüyorum.
Çünkü herhangi bir saate korkusuzca hırsızlık yapmaya hazır birileri var. Öyle rahatlar ki evde birilerinin olmasından dahi korkmuyorlar.
Öylece hesaplamadan çalacakları ufacık bir şey için korkusuzca hırsızlık yapmaya hazırlar.
Öncelikle yakalanırlarsa alacakları cezalardan korkmuyorlar sonra ve daha önemlisi bu gençlerin madde bağımlılıklarının olmasıdır.
Onlar için hırsızlık, o günkü madde ihtiyaçlarını karşılayacaksa korkusuzca yaptıkları bir iş halini almış.
Hem gençlerde madde bağımlılığının artığını görüyoruz hem de önlenemeyen hırsızlıklar Batman da almış başını gidiyor.
Bunları görmezden gelmek ne yazık ki tehlikeden kaçtığımız anlamına da gelmiyor. Öncelikle bunları el altından gençlere satanlara acil müdahale edilmesi gerekiyor. Artık ne olursa olsun bunların yakalanması gerekiyor ve verilecek en ağır ceza neyse verilerek sokaklarda rahatça gezmeleri önlensin.
Daha sonra gençleri bu tür kötü alışkanlıklarda korumak için önlemler almalıyız. Gençlere sosyal alanda imkânlar sağlanmalıdır.
Batman da çocukların ve gençlerin yapabileceği sosyal aktiviteler yok denecek kadar az. Hele ki üç aylık uzun yaz tatillerinde bu sorun daha çok ortaya çıkıyor.
Belli bir eğitim ve belli bir maddi gelire sahip olan aileler çocuklarına belli imkânlar sunarak bu açığı kendileri kapatırken, hiçbir imkâna sahip olmayan ailelerin çocukları bu şanstan yararlanamıyor.
Sanırım çocukları sokaktan ve bu bataklıktan korumak için onların sosyal alanlarını genişletmemiz gerekir.
Üç aylık yaz tatillerinde okul kapılarına kilit vurmak yerine okulların en azından bahçesini çocuklara açmamız gerekir. Okullarda sosyal etkinlikler ayarlanmalı çocukları sokaktan uzaklaştırmalıyız.
Her mahallenin yaş gurubuna göre çocukları toplayıp onlara turnuvalar düzenletmeliyiz.
Çocukları sokaklardan uzaklaştırmak için kesin bir şeyler yapılmalı yoksa daha çok kapımızda ki hırsızlarla yolumuzda ki hapçılarla uğraşmak zorunda kalıcaz.
Kaybettiğimiz her çocuk geleceğin sorunlu bir bireyi olarak bir şekilde karşımıza çıkacaktır.
Unutmayalım gençlik yok olduğunda sadece Batman değil her yer yaşanmaz hale gelecektir.
Hoşçakalın…
