DENİZİMİZ YOK DİYE Mİ?

14-08-2015

Hayat bizim buralarda çok ucuzdur ve çok da kısa.

Bir kum tanesi kadar değeri yok neredeyse insanların.

Erken düşer bedenler toprağa, yani çabuk büyür ve erken ölürler.

Anlayacağınız ölümler sıradan değildir.

Gençler kanları taze daha pembemsiyken ölürler.

Kimisinin eli daha kınalanmadan kanlanır.

Aynı gökyüzünü paylaşanların birbirini tüketmekten bıkmadıkları bir coğrafyada yaşamaktır suçları. 

Asırlardır erken ölüm yakışır biz Mezopotamya’nın çocuklarına hep,  her nedense.

Denizin dalga sesleri gelmiyor diye mi silah sesleri hiç susmuyor buralarda acaba?

Denizden esen yel buralara ulaşmaz da ondan mıdır acaba bütün bu felaketler?

Neden bu kadar çok silah sesi geliyor buralarda?

Silahlardan çıkan kurşunlar neden hep ölüm saçıyor bizlere?

Sadece insanlar değil, leylekler ve ebabil kuşlarına da isabet eder kurşunlar.

Annesini çatışmaların ortasında kaybeden yavru Ceylanlar da delirir.

Ölümün kol gezdiği coğrafyada yaşamak her canlı için zordur çünkü. 

Her namludan çıkan bir kurşun herkese yetecek kadar kan, gözyaşı ve ızdırap sağlar.

Yaşama ne kadar da bağlansa sonu bellidir insanların.

Herkes her an bir uçurumun kenarındadır adeta.

Sevda türküleri yerine ağıtlar yakılır bu diyarlarda.

Çünkü mutluluk yoktur buralarda sadece resimleri çizilir.

Ve giden gidiyor güzel günler görmeden.

Ölüm iki kez değil ki mutluluk için bir şansları daha olsun.

Kim bilir ölüm iki kez olsaydı, erken ölenler belki bir dahakine denizin kokusunun hissedildiği bir yerde doğarlardı.

Silah sesleri yerine denizin kıyıya vurduğu dalga sesleri ile bir hayat geçirirlerdi belki de, ikinci kez dünyaya gelişlerinde.

Deniz belki onlara şans ve mutlu olacakları bir uzun ömür sağlardı.

Hem denizin kokusu, barut kokusu gibi ölümcül de değildir.

Acaba bütün bu yaşadığımız acılar denizimiz yok diye midir?

Keşke denizimiz olsaydı, denizimiz!

Hem de masmavi, hem de uçsuz bucaksız, hem de yelini, kokusunu hissettiğimiz bir deniz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?