DOLAR ŞAKLABANLARI

15-08-2018

Doların TL karşısında sürekli değer kazanmasının, elbette bu ülkede yaşayan her bireye olumsuz açıdan etkisi olacaktır.

Kısa ve uzun vadede bunun yaşama etkisi üzerinde yaratacağı etkiler de en çok emekçi ve yoksul halkı etkileyecektir.

Bu yüzden siyasi düşüncesi ve görüşü ne olursa olsun Dolar’ın yükselmesine sevinmek düpedüz vandallıktır.

Ekonomiden anlamıyorum, ekonomi yazıları yazmayı da beceremiyorum.

Çok şükür ne Dolar’larım var ne de Dolar borcum var.

Öyle para, yatırım, kâr ve kazanç işleri peşinde değilim.

İnsanca, onurlu bir şekilde yaşamak, en büyük özlemimdir.

Çok anlamadığım, bilmediğim konularda analiz ve yorumlar da yapmak istemem.

Ama Dolar’ın yükselip ve inmesi ile uyuyup kalktığımız bu günlerde kendimce bir değerlendirme yapma gereği duydum.

Gerçi bu konuda yeteri kadar ahkâm kesenler, kuru sıkı atışlar yapanlar var.

Bir gün Rahip Brunson’u sünnet ediyorlar, gerçek Dolar’ları yastık altında saklayıp sahte Dolar’ları yakıyorlar.

Anlayacağınız işin gırgırında, şamatasındalar.

Aslında bunların derdi Dolar’ın ne olduğu değil, bu krizden nemalanmaktır.

En çok devlet kasasından vergi kaçırarak, kaçak elektrik kullanarak, ihaleye fesat karıştırarak yani her türlü dolabı çevirenler, Dolar ile ilgili en çok yaygarayı koparanlar.

Bu şaklabanlar, ülkenin zor durumda olduğu dönemde bile maşallah sırayı kimseye vermiyorlar.

Bu şaklabanların Allah rızası için itibar edilecek mantıklı bir tek önerisi yok.

Sadece kafa karıştırıyorlar ve ahmak ahmak konuşuyorlar.

Bunlara uymamak ve bunları dinlememek gerekir.

Onlardan bize ancak söz sırası geldi, şu Dolar meselesi ile ilgili birkaç laf etmek için.

Başta da söyledim TL’nin Dolar ve Euro karşısında bu denli değer kaybetmesi, en çok da emekçi ve yoksul halkın canını yakacak.

Ticaret ve üretimin, bu ekonomik dalgalanmada etkilenmesinin faturası yine yoksullara çıkacak.

İşsizlik ve alım gücü artacak.

Zengin de, fakir de herkes olumsuz bir şekilde etkilenecek ama en çok da garibanların canı yanacak.

Dediğim gibi ekonomiden çok anlamam bilemem de.

Öyle borsa yükselmeleri, merkez bankası kur ve kararları, faiz artırımları, döviz ve cari hesap açıkları nasıl oluşur, nasıl kapanır onu da bilmem, inanın çok da ilgimi çekmez.

Ama bildiğim tek bir şey var, her mesele, bir biri ile bağlantılıdır.

Şu Dolar meselesinin, öyle anlık bir kriz ve sadece bir rahip yüzünden patlak verdiğine inanmıyorum.

Mesela bana göre, siyasi ve ekonomik istikrarın olduğu yerde, döviz krizleri pek de etki etmez.

Çünkü sermaye ve yatırım, daha çok huzur ve güven ister.

Her şeyden ziyade istikrar ister.

Bu cennet ve medeniyetin doğduğu verimli topraklarda ekonomik olarak kendi kendine yetememeyi bir türlü anlayamıyorum.

İnsanlık tarihi açısından topraktan ürün elde etmenin, aletin icat edildiği bu topraklarda tarımda bile dışa bağlı olmamıza aklım ermiyor.

Ben 80 kuşağındanım. o zamandan beri devrimcisi, İslamcısı “Kahrolsun İsrail ve Amerika” diyordu, hala diyorlar ama o kahrolasılara halen yeri geldiğinde müttefiklerimiz  ve dostlarımız deniyor.

Vallahide billahi de aklım ermiyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?