ELEKTRİK VE SU KESİNTİSİNDEN ÇIKARILACAK DERSLER

06-09-2019

Üç gündür şehrimizde gündemimiz, su ve elektrik tartışmaları.
Dicle Edaş, “Belediyenin borcu var” diyerek derebeylik yöntemi ile şehre giden suyu kesiverdi bir anda.
Şehirde yaşayanlar, saatlerce hatta günlerce susuz kaldı.
Şehirde büyük tepki ve infial uyandıran bu durum, çok şükür geç de olsa bir sorun yaşanmadan şimdilik çözüme kavuşturuldu.
“Şimdilik” diyorum çünkü ilerleyen günlerde de bu sorun tekrar karşımıza çıkarsa hiç şaşmam şahsen.
Çünkü ne de olsa elektrik noktasında karşımızda para söz konusu olunca bireysel çıkarlarından başka hiçbir kaygısı olmayan özel bir kuruluş olan ve kimseyi takmayan Dicle Edaş var.
Bunun için elektrik kesintisi sonucunda yaşam kaynağımız olan suyumuzun kesilmesi sonucu yaşadığımız zor durumdan başta Belediye olmak üzere hepimizin dersler çıkarması gerekir.
Şehrin en kritik noktalarında başköşesine, park ve yeşil alanlara trafolarını istediği gibi koyan ve buna karşılık hiç bir işgaliye ve kira parası vermeyen Dicle Edaş’ın bu saltanatına son verilmelidir.
Nasıl bizlerden kayıp ve kaçak parasını, sayaç okuma parasını tahsil etmeyi biliyorsa kendi işgal ettiği ve kendisine ait olmayan alanların parasını da ödemesini bilmelidir.
Ha bunu yaparken de Dicle Edaş’ın alacaklarını tahsil etmek için başvurduğu yöntem sonucu oluşan kriz ve çatışmaya mahal vermeyecek makul haklı ve mantıklı yollara başvurmak gerekir.
Elektrik ve su kesintisi aslında bize şu gerçeği de öğretti;
Bu şehrin kurumları arasındaki kopukluk, siyasi kutuplaşmayı ve Batmanlılık bilincinin olmayışını daha net bir biçimde görebildik.
Allah muhafaza yarın bu şehirde bir afet durumu yaşanırsa, en basitinden 31 Ekim- Kasım 2006 yılında yaşanan sel felaketi gibi bir afet durumunda kurumlar arasında var olan koordinasyonsuzluk nedeniyle olabilecek felaketi düşünmek bile istemiyorum.
En son yaşadığımız durum şayet kentin genel idaresinde, daha da açmak gerekirse Belediye ve diğer kurumlar arasında çelikten duvarlar olmamış olsaydı krize dönüşmeden çok basit çözülürdü.
Ancak Dicle Edaş’ın muhatabı Belediye olunca kriz derinleşip büyüdü.

Oysa yönetiminden dolayı Belediyeye karşı alınan tavır, halkın cezalandırılmasına yol açmaktadır.  
Birinci alınması gereken ders, bir an önce kurumlar arası diyalogun ortadan kaldırılması ve işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Diğer alınacak önemli bir ders de Belediyenin hem su kaynakları hem de elektrik temininde çok acil alternatifler oluşturması gerekmektedir. 
Bunun için hem enerji hem de su kaynakları açısından başta güneş enerjisi olmak üzere onlarca alternatif sunabilirim.
Yine Garzan Barajından cazibeli su sağlama gibi seçenekler sıralayabilirim.
Yani enerji ve suya şehrimizde alternatifler bulmak öyle zor değildir.
Belediyenin, su işinden zarar ettiği de görülüyor.
En az bu işte kâr düşünülemiyorsa kendini telafi edecek şekilde bir sisteme acilen ihtiyaç vardır.
Bir de bireyler olarak son yaşanan krizden almamız gereken dersler var.
Öncelikle suyu ihtiyacımız kadar tüketilmeli ve boş yere israf etmemeliyiz.
Çünkü her alanda olduğu gibi su noktasında da inanılmaz derecede bir israf söz konusudur.
Aşırı israf nedeni ile de su kuyularında oluşan bir aksaklıkta stoklardaki suların ne kadar çabuk tüketildiğine son yaşanan örnekte şahit olduk.
Umarım son yaşanan elektrik ve su kesintisinden ders çıkarmışızdır, hem kurumlar hem de bireyler olarak da üzerimize düşen görevleri yerine getiririz. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?