HDP’Yİ YOK SAYMAK

25-07-2016

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişiminin ardından liderler zirvesine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı çağırmaması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştireceği liderler zirvesine HDP’nin çağrılmaması ne anlama geliyor?

Birincisi; HDP’nin darbe konusundaki tutumu ve tavrı samimi bulunmadı.

İkincisi; Olağanüstü hal yasaları ile darbecilerin yanı sıra HDP ve benzer yapılarla da mücadele edilecek.

Şayet gerekçe bu iki yaklaşımdan kaynaklıysa bu son derece yanlış ve tehlikelidir.

HDP’nin darbe girişimi karşısındaki tutumu kesinlikle net ve anlaşılırdı.

15 Temmuz’dan bu yana defalarca “kimden gelirse gelsin ilkesel olarak darbe ve darbecilere karşıyız” dediler.

Birileri ısrarla soruyor “HDP neden demokrasi nöbetinde yok?” diye.

Kimse kimseyi kandırmasın yeniden şiddetlenen çatışmalardan dolayı tırmanan gerilimden kaynaklı, günümüz şartlarında demokrasi nöbeti adı altında meydanlardaki AK Parti, MHP ve Hüda-Par arasındaki benzeri bir ortaklaşmanın AK Parti-HDP arasında olması her iki kesim açısından da mümkün görünmüyor.

Israrla “Neden HDP meydanlarda yok?” diyenler de bu gerçeği çok iyi biliyor.

Ama buna rağmen HDP’yi siyasi açıdan yıpratmak ve demokrasi noktasında samimi bulmamak için habire soruyorlar “HDP nerede?” 

Her ne kadar darbe girişiminin yanlışlığı noktasında AK Parti ve HDP hemfikirler ise de, darbenin sebep ve olağanüstü hal gibi getirileri ile ilgili farklı düşünüyorlar.

Özelikle geleceğe dair kaygıları var.

Ama bu farklı düşünüyor ve HDP’yi sırf meydanlara çıkmadı ve AK Parti gibi darbe girişimine karşı yaklaşım göstermedi diye siyaset arenasında yok saymak doğru değildir.

Bu yaklaşım Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti Hükümetinin geleceğine de zarar verir.

Bunun için kahin olmaya gerek yok, ulusalcıların borazanı konumundaki Doğu Perinçek’in ne söylediğine ve ne istediğine iyi bakmak lazım.

Perinçek’in, Ergenekon davasında 5 yıl tutuklu kalıp cezaevinden tahliye olduktan sonraki hedeflerine dikkat etmek lazım.

Perinçek’in temel amacı ne şekilde olursa olsun iktidarı ele geçirmektir.

Bu amacına ulaşması için açık bir şekilde atacağı adımları açıklıyor.

Bunun için de “Fethullahçıları bir şekilde devlet kademesinden temizleyeceğiz” diyordu.

Barbarca darbe girişimi tam da Perinçek’in amacına hizmet edecek türden gelişti.

Şimdi darbe girişiminde bulunan, destek veren Fethullahçı Paralelciler, bulundukları konumlardan teker teker alınıyor.

Perinçek’in diğer bir hedefi ise HDP‘lilerin milletvekilliklerinin düşürülüp cezaevine konulmasını sağlamaktı.  

Bu sayede Kürt siyasal mücadelesinin önemli aktörü olan HDP’nin önünü tıkamaktır.

Bu da sağlandıktan sonra Perinçek’in ve onun gibi düşünenlerin ana amacı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti Hükümetini devirmek ve ülke yönetimini ele geçirmektir.

Bunlar tahminden ziyade birer gerçektir. 

Çünkü Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, HDP’nin kapatılması ve bütün Milletvekilleri ile Belediye Başkanlarının örgüte yardım ve yataklıktan dolayı tutuklanması gerektiğini her fırsatta tekrarlıyor.

Bu da şu anlama geliyor;

Ülkede kaos ortamı yaratılmak isteniyor.

Kaos ortamı da daha çok Perinçek gibilerinin amacına ulaşmasına hizmet eder.

Dün de aynı bu köşede yazdık, bu gün bir kez daha tekrarlamakta yarar görüyoruz.

 

Aslında amacı belli olan bu darbe girişimini tümü ile boşa çıkarmak, çözüm sürecinin tekrar başlatılmasıdır.

Yani Kürt sorunu demokratik yol ve yöntemlerle çözülmelidir.

Bunun için de HDP’siz bir çözüm mümkün değildir. 

Bu yüzden HDP’yi yok saymak veya yok etmeye çalışmak doğru değildir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?