“KAYMAKAM GELİYOR” ALARMI

17-08-2020

Sıcaklık dağıtılınca Batman’ın payına sanırım birazcık fazla düşmüş.
Yaz aylarına gittikçe etkisini gösteren küresel ısınma da eklenince özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında Batman çekilmiyor.
Bu yüzden imkânı olanlar Batman’a oranla daha serin yerlere göç ediyorlar.
İmkân ve zamana göre yaz aylarında bizim de ailece Batman’dan göç ettiğimiz zaman zaman
Tam bir ay önce, bir hafta sonu Batman’a oranla nispeten daha serin olan komşu ilin ilçelerinden birine günübirlik gittik.
Bu şirin ve sakin ilçeye bu ilk gidişimiz değildi tabi.
Daha önce de birkaç kez gitmiş ve hayran kalmıştık.
Hele bir öğretmen evi bahçesi var ki huzur, dinleme ve tatil adına ne ararsan var.
Biz de sabah kahvaltısından sonra öğretmen evi bahçesini tuttuk.
Öğretmen evinin geçmişten beri bir kuralı vardı;
Dışardan yiyecek ve içecek getirmek yasaktı.
Biz aynen kuralı uygulayarak içeri girdik.
Her zamanki gibi davetlileri çok olan bahçede ilk dikkatimi çeken, birkaç masanın rezerve ve protokol diye ayrılmasıydı.
Zar zor oturacak bir masa bulup bahçede yerimizi aldık.
İşte bundan sonra anlatacağım şey, eğitimlerde kaymakam adaylarına ders olarak verilecek niteliktedir.
Önce öğretmen evi bahçesi görevlileri tek tek masaları dolaşıp ilçe kaymakamının birazdan bulunduğumuz yere geleceğini, masalarda ve etrafta çöp bulunmaması ve çocukların gürültü yapmamasını sıkı sıkıya tembihledi.
Beş dakika sonra bir **** aracı, sonra bir jandarma aracı, sonrasında bir makam aracı derken, bir anda öğretmen evinin bahçesi güvenlik görevlileri ile doldu.
Makam aracının açılan kapısında siyah gözlüklü, siyah katlıklı, belli ki ilçe kaymakamı indi.
Garson bahçedeki herkesi “dikkat kaymakam geldi” diye uyardı.
Kaymakam beyin korumaları, şoförleri vs ile görevlileri tarafından rezerve edilen masalar bir anda doldu.
Bir telaş, bir sessizlik oluştu daha önce cıvıl cıvıl olan öğretmen bahçesinde.
En çok da çocuklar etkilendi bu durumdan.
Herkes oturduğu yerde sanki merasim törenindeymiş gibi pozisyon aldı.
Saatlerce bu görüntü devam etti.
Garsonlar daha önce rezerve edilmiş masalara ikram yarışına girmişti.
Biz diğer geride kalanlar, kimsenin umurunda değildi.
Ta ki kaymakam, koruma ordusu, şoförler ve mülki amirler, öğretmen evi bahçesinden ayrılana kadar.
Bir ilçenin kaymakamı çoğu çocuk olan öğretmen evinin bahçesindeki böyle bir imaj bıraktı.
Yaşı henüz 30’larda genç bir kaymakamdı.
Kim bilir bir şehre vali olsa nasıl bir havaya kapılır?
Oysa benim çocukluğumda hafızamda kalan kaymakam profili öyle değildi.
İlk tanıdığım kaymakam olan Beşiri Kaymakamı Emin Selçuk Botsali, 1980–1983 tarihleri arasında görev yaparken biz de henüz öğrenciydik.
Kaymakam halktan biriydi.

Hizmetleri, çalışkanlığı ve alçak gönüllüğü ile Beşiri Halkının gönlünde taht kurmuştu.
Aradan 40 yıl geçse de Beşirililer onu unutmadı.
Çünkü o, gösterişi, etrafındaki onlarca koruma ve hizmetkârı ile değil, ilçede yaptığı hizmetleri, yardımseverliği ve mütevazılıği ile hafızalarda yer edindi.
Devletin makamları aslında hizmet yeridir.

Şatafat ve gösteriş yerleri olmamalıdır.
Hem makamlar gelip geçicidir, tevazuu elden bırakmamak lazım.
Makamlar yükseldikçe aslında insanların, yüreğinde daha çok sevgi ve mütevaziliğe yer açması gerekir.
Evet, kaymakam adaylarına görevlerinden önce yasa ve kanunlar kadar biraz mütevazılık dersleri de vermek gerekir.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?