KENDİME KAVRULUYORUM

16-08-2019

Bayram tatilini çok sıcak bir ortamda geçirdik.
Bu sıcaklık, insanları birbirine yakınlaştıran duygu yüklü sıcaklık değil, iklimsel bir sıcaklıktı.
Kurumlar, belki de son yılların en yüksek sıcakları nedeniyle vatandaşları dikkatli olmaları için uyardı.
Son bir haftadır Batman’ı etkisi altına alan sıcaklar, yaşamı ciddi manada etkilemeye başladı.
Günün her saatinde insan trafiğinin yoğun olduğu şehrin işlek caddeleri sessizliğe büründü.
İnsanlar evlerine kapandıl.
Özelikle yaşlılar, solunum yetmezliği olanlar, çocuklar ve kalp hastaları, sıcaklardan çok etkilendi hatta bir kısmı hastanelere bile kaldırıldı.
Bana sorarsanız daha bu ne ki?
Yaşadığımız sıcaklık kesinlikle ani gelişen metrolojik bir durum değil.
Adım adım geliyorum diyen bir tehlikenin sonucudur.
Kısacası iklim değişikliği deniliyor bu yaşadığımız olağanüstü duruma.
Bu noktaya gelinmemesi için yıllardır şahsen mücadele edenlerden biriyim.
Avazımız çıkabildiği kadar “Doğanın dengesi ile oynamayın, kirletmeyin” diye her fırsatta bağırdıysak da sesimizi yeteri kadar duyurmadık.
El birliği ile doğamız talan edildi.
Şehirlerimiz betona gömüldü.
Nehirlerin, derelerin akışına müdahale edildi.
Ormanlar yakıldı, kesildi yok edildi.
O kadar çok oynadılar ki ekolojik dengeyle, dünyanın ekseni kaydı.
Tabi bu durumdan bütün dünya etkileniyor.
Bizim yoğun olarak etkilenmemizin de bazı hususi sebepler var.
Küresel ısınma beraberinde sadece sıcaklığı değil selleri, depremleri ve daha büyük felaketleri de getirecektir.
Belki bu durumdan etkilenecek olanlar da şimdi sıcaklardan etkilendiği gibi bu şehirde yaşayan bizler olacağız.
Çünkü şehrimiz çukur bir yerde ve dört tarafı dağlar dahil ağaçsız.
Şehir içerisindeki binalar dip dibe, adeta birbirine yapışık vaziyette.
Hava koridorları kapatılmış.
Yeşil alanlar yetersiz.
Havasız ve basık bir şehir.
Bu durumda biz yanmayalım, pişmeyelim de kim yansın.
Hele Ilısu Barajında su tutulmaya başlasın, nem oranı artsın asıl o zaman yaz aylarında bu şehirde yaşamanın zorluklarını görün.
Bakalım kavurucu sıcaklara nem de eklenince nefes alabilecek mi şehrimizin bu çukur yerinde yaşayanlar?
Dilimiz döndükçe “Doğanın dengesi ile oynamayın, kirletmeyin” diye bağırdık kimse oralı olmadı.
Daha bu iyi günlerimiz.
Belki gelecekte kavrulacağız hep birlikte.
Biri halinizi vaktinizi sorunca da Batmanlıca deyimle “kendime kavruluyorum” diye cevap verirsiniz artık.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?