Batman, tarımda bu sene farklı bir hasat dönemini yaşıyor.
Çünkü gelenekselleşmiş olan buğday, arpa ve mercimek hasadı yapılmıyor sadece, bu sene farklı bir ürünün daha hasadı yapıldı.
İsmi bile insana hoş gelen lavantanın hasadı bu yaz sezonunda yapıldı.
Batman’da alternatif ürün yetiştirmek adına ilk olarak lavanta fidelerinin dikildiğini duyduğumda heyecanlanmış, sevinmiştim
5 Ağustos 2019 tarihinde köşemde “Petrol Yerine Lavanta Kokusu Solacağız” başlığı ile bir yazı kaleme almıştım.
27 Kasımda Batman’da tarımsal alanda ilk mahsul olarak GAP İdaresinin katkıları ile yaklaşık 400 bin liralık lavantanın fideleri, törenle toprakla buluşturuldu.
Hasadı yapılmadan önce lavantaların akıbetini merak edip dikimin yaptığı bölgeye gidip gördüm.
İlk teşebbüs olmasına rağmen fena değildi diyebilirim.
O hissetmeyi hayal ettiğim lavanta kokusunu yeteri kadar içime çekemedim.
Yetkililer ilgi ve uzmanlığını biraz daha bu işe katmış olsaydı lavantalardan daha fazla koku alabilirdik.
Çünkü gördüğüm kadarı ile yeteri kadar bakım ve gübreleme yapılmadığı için ilk yılda sağlaması gereken büyüme gerçekleşmemişti.
Bir doğacı olarak bitkilerin dilinden ve halinden az çok anlarım.
Bu benim lavanta bitkisini ilk görmüşlüğüm değildi ayrıca.
Lavantaya şehrim yabancı ise de ben hiç değilim.
Ama her şeye rağmen bu bitkiyi şehrimizin toprakları ile buluşturan her kim olursa olsun buradan kendilerine teşekkür ediyorum.
Tarımda yeni kazanç kapılarından biri de kuşkusuz ki tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğidir.
Bu açılımı yapmada ne yazık ki diğer illere oranla geç kalındı.
Bölgemiz iklimine uygun rezene, böğürtülen, çörekotu, gülhatmi, haşhaş, kimyon, nane, kekik, kuşburnu, zerdeçal, altın otu gibi kazancı yüksek bitkiler de ekilmelidir.
Bu çalışmaya Tarım Orman Müdürlükleri öncülük yapıp, gerekli desteği vermelidir.
Her şeyden öncede şu bir türlü kurumsallaşmayan ve hak ettiği yere gelmeyen üniversitemize en az tıp fakültesi kadar gerekli ve önemli olan bir Ziraat Fakültesini kazandırmak gerekir.
Belki de Türkiye’nin en bereketli tarım arazilerine sahip ve ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı şehrimizde donanımlı bir Ziraat Fakültesinin çok önemli katkıları olur.
Gerçekten sahip olduğumuz verimli toprakların kıymetini bilemiyoruz.
Yeteri kadar kazanç elde etmiyoruz.
Elbette lavanta üretimi önemli bir adımdı ama bu yetmez.
Hem lavanta ekimini daha uygun arazilerde yaymak hem de iklim şartlarına uygun kazanç sağlayacak farklı tür bitkilerin ekimini yapmak gerekir.
Bu sayede çiftçiler de kazançlı çıkar Batman ekonomisi de canlanır.
Tıbbı ve aromatik ürünlerin üretimi ile birlikte sanayi de gelişebilir.
Örneğin merhum iş insanı Necat Nasıroğlu, organize sanayide kurduğu Fernas meyve suyu fabrikası ile birlikte 7 bin dönüm arazide meyve üretmeye başladı.
Bu sayede yüzlerce insana iş ve istihdam alanı oluştu.
Bu tür yatırımlar bazen beraberinde üretimi geliştirebiliyor, bazen de yeni fabrikaların kurulmasını sağlıyor.
Umarım lavanta üretimi de Batman’da yeni açılımlara yol açar.
