MAĞDUR SAYILABİLİRSİNİZ AMA MASUM DEĞİLSİNİZ!

21-12-2014

Bu ülkede yıllarca yaşanan hak ihlallerine ve zulme maruz kalanları görmezden gelerek ezilenlerin meşru mücadelelerini terörize ettiniz.

Zulme baskılara olanlarca yargısız infaza kulak tıkayıp görmezlikten geldiniz,

Gerçeklerin üstünü örtenlerle bir safta yer alıp yaşananlara sessiz kaldınız,

Kendi yaşam biçimlerini, dillini başkasına zorla kabul ettirmeye çalışanlara hizmet ettiniz,

Yıllarca Kürt çocuklarına devletin okullarındaki gibi kendi okullarında “Türk’üm doğruyum” dedirttiniz,

Dershanelerinizde, okullarınızda Kürtçe konuşmayı yasakladınız,

İslam hukuku ve kardeşliğinden ezilen tüm halkları mahrum bırakanlarla aynı safta yer aldınız,

Sonra çıkıp demokrasiden, basın özgürlüğünden, mağduriyetten ve hatta faşizmden dem vurdunuz,

Kusura bakmayın ama bu söylemleriniz günahlarınızı af ettirmez, masum olduğunuzu da sağlamaz. 

Bu gün AK Parti hükümetini ve kadrolarını acımasızca eleştiriyorsunuz,  birçok eleştirinizde haklı olabilirsiniz. Bu, mağduriyetten kaynaklanan bir dildir.

Dershanelerin kapatılması gündeme gelmemiş, Devlet kademesindeki kadrolarınıza dokunulmamış olsaydı şayet, AK Parti ile bu gün çatışmamış olacağınızı herkes biliyor.

Çatışmanızın sebebinin iddia ettiğiniz gibi ne adaletsizlik ne de yolsuzluktur.

Çatışmanın asıl nedeni Devlet yönetimini ele geçirmekten başka bir şey değildir.

Geçmişte Nedim Şener, Ahmet Şık, Ragip Zarakolu gibi yazarlar, politik nedenlerle 255 gün cezaevinde tutulan Prof. Dr. Büşra Ersanlı gibi aydınlar suçsuz yere cezaevine atılırken işlenen hukuksuzluğa çanak tuttunuz.

O haksızlığa uğrayan aydınlar cemaat ve yayınlarını kapsayan 14 Aralık operasyonuna herkesten önce karşı çıkma ve eleştirme erdemini gösterdiler.

Ama her şeye rağmen cemaat veya diğer adıyla hizmet hareketi bu gün mağdur edilmiş durumdadır.

Haksızlık nereden ve ne şekilde gelirse gelsin karşı çıkmak gerekir.

Zaman Gazetesi ve yayın gruplarına karşı yapılanları kabul etmek, iktidar gibi düşünmeyen herkesin yarın aynı metotlarla susturulmasını onaylamak demektir.  

Hem bu çekişme ve çatışma ülkede demokrasiyi de zedelediği gibi adalet sistemine ve devlete olan güvenin zedelenmesine de yol açmaktadır.

Bu yüzden hükümetin de kendisi gibi düşünmeyen, kendisine hizmet etmeyeni ötekileştirip cezalandırma tavrından vazgeçmesi gerekir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?