MOR KİRYAKUS İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

02-09-2016

Batman merkezine 15 km uzaklıkta Ayrancı Köyü’nde bulunan Mor Kiryakus Manastırının, benim gazetecilik mesleğinde önemli bir yeri bulunmaktadır.

1980 yılların sonunda ilk gazeteciliğe başladığımda muhabiri olduğum Hürriyet Gazetesinde gündeme getirdiğim önemli konulardan biriydi.

Haber üzerine dönemin Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, soruna anında el atmıştı.

Mor Kiryakus için oluşturulan bilim heyeti Batmana geldiğinde, dönemin Kültür Müdürü olan Şehmus Kartal beni de heyetle tanıştırmış ve çalışmalara katmıştı.

Ayrancı Köyüne gittiğimizde heyet, kiliseyi görünce şaşkına dönmüştü.

Yıkılmaya terk edilmiş, hayvan barınağı ve samanlık olarak kullanılan tarihi mekânın hali perişandı.

Diyarbakır’dan gelen heyet, fotoğraflar çekip, tutanaklarını tuttular.

Bir süre sonra manastır, sit alanı ilan edilerek devlet korumasına alındı.

O günden bu yana yaklaşık 30 yıl geçti neredeyse.

O zaman kilise koruma altına alınmamış olsaydı kim bilir belki de şimdi taş üstüne taş kalmazdı.

Ancak yine de o günden bu güne kadar kilisenin restorasyonu, korunması ve tanıtılması için yeteri bir çaba sarf edildiği söylenemez. 

Her ne kadar son 4–5 yılda kiliseyi koruma ve tanıtma amaçlı bazı adımlar atılmışsa bile, şu anda acilen bazı önlemlerin alınması gerekir.

Batman’a atandıktan sora yoğun bir dönemi geride bırakan Vali Ahmet Deniz’in, geçtiğimiz günlerde Mor Kiryakos Manastırı’nda incelemelerde bulunması önemlidir.  

Vali Deniz’e Ayrancı Köyünde Batman Müzesi Yetkilileri eşlik ederek bu önemli tarihi eser ile ilgili bilgi verdi.

Batman ve Siirt bölgesinde en çok bilinen ve kısmen da olsa yıkılmaktan kurtulan manastırın, bin 500 yıllık tarihi olduğu tahmin edilmektedir.

Vali Deniz bu önemli manastırın restore edilmesi için yetkililere talimat vererek, çalışmaların en kısa zamanda başlatılmasını istedi.

Vali Deniz bu gezi den sonra Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunu topladı.

Vali Deniz’in Başkanlık yaptığı Kurulda, Mor Kiryakus Manastırında rölöve ve restorasyon çalışmalarının başlatılması kararı alındı.

Vali Bey’in bu yönde attığı bu iki önemli adım, Kilisenin geleceği açısından hayati önem taşıyor.

Ciddi bir araştırma yapılırsa Kilisenin kültürel miras açısından önemi daha çok ortaya çıkacaktır.

365 odalı olarak inşa edilen tarihi eserin çevresinde de birçok tarihi kalıntılar bulunmaktadır.

Tarihi çeşme, taş değirmen bilinen ve hala kaybolmamış eserler.

Bir de Kilisenin kayıp bir kapısı ve Çan da çok önemli bilinen kayıp iki eserdir.

İddialar göre Raman’da petrol çıktığında kilisenin yaklaşık 500 kiloluk Çan’ı yerinden sökülüp, petrol işçilerinin işe başlama ve bitirme saatlerinin duyurusu için sahaya monte edilmişti.

Sonrası ile ilgili akıbeti ise bilinmiyor.

Kapının ise Diyarbakır Müzesine götürüldüğü söyleniyor.

Bu ve diğer Kiliseden geriye kalan eserlerin de toplanması gerekir.

Ayrıca Kiliseyi koruma amaçlı olarak bir iki kişinin görevlendirilmesi, etrafının tel örgülerle kapatılması, öncelikli işlerin başında geliyor.

Kilise, restorasyon ve tanıtımla Batman’ın turizmine büyük katkı sağlayacaktır.

Kiliseyi devletin zabtı raptı altına koymada emeği olan biri olarak bu kilise hakkında bilinmeyen bir gerçeği daha paylaşmak istiyorum.

***

Kilisenin hangi Hıristiyan cemaatine ait olduğu ile ilgili ciddi manada tartışmalar var.

Kiliseyi her ne kadar Süryanilerin inşa etmiş olduğu yönünde bilgiler varsa da en son olarak Kiliseyi terk eden Ermeniler olmuş.

Bu iki Cemaat, Kilisenin kime ait bir eser olduğu ile ilgili anlaşamıyor ve hatta bu konuda ciddi manada sahiplenme mücadelesi veriyor.

Bu ve benzer konuların da açığa çıkması için Kilise ile ilgili ciddi manada bir araştırma yapılması gerekir.

Kilise hakkında her şey bilindikten sonra dokusuna uygun bir şekilde restore edilmesi de daha doğru olacaktır.

Sözün Özü: Vali Deniz’in bu önemli kültürel mirasın korunması, tanıtılması için planlı ve kapsamlı bir çalışma yapmak üzere kurumları harekete geçirmesini değerli buluyor ve destekliyoruz…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?