ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK İSTEMEK!

28-12-2014

Barış ve müzakere sürecinin bu aşamaya gelmesinde İmralı Cezaevi’nde ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılan Abdullah Öcalan’ın rolü ve katkısı inkar edilemez.

AK Parti Hükümeti’nin cesur adımları ve Öcalan’ın katkıları olmamış olsaydı, müzakere sürecinin bu aşamaya gelmesi mümkün olmazdı.

Özelikle Öcalan’ın şu anki statüsü ve rolü Türkiye’de kalıcı bir barışın, sağlanması açısından son derece önemlidir.

Öcalan’ın katkı sunduğu ve başrol oynadığı bir müzakere sürecinin barışla sonuçlanacağı, kendisinin de ileriki süreçte özgür kalacağına kesin göz ile bakılıyor.

Barış için Öcalan’ın elini güçlendirmek ve özgürlüğüne kavuşması için HDP ve DBP, Türkiye genelinde bir imza kampanyası sürdürüyorlar.

Bugüne kadar birçok kez Öcalan ile ilgili çeşitli kampanyalar düzenlenmişti fakat hiçbirisi bu kampanya kadar önemsenmemişti.

Ancak bu imza kampanyası, Batman’da beraberinde çok ciddi sıkıntı ve tartışmalara da yol açmış bulunmaktadır.

"Öcalan'a Özgürlük" imza kampanyasını gönüllü ya da statüsü gereği yürüten partililer vardı.

Sonrasında demokratik haklarını kullanmaları engellenip bu partililer, gözaltına alındı.

Gece saatlerinde Aydınlıkevler Mahallesi'nde "Öcalan'a Özgürlük" imza kampanyasıyla ilgili çalışma yürüten HDP İl Başkanı Mahmut Çifçi, DBP İl Eş Başkanı Ayşe Ağılgat, HDP İl Yönetim Kurulu Üyesi Selma Kaya, DBP'li Mehmet Demir ve Mehmet Şerif Dursun, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, "suç ve suçluyu övmek" ve "örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla gözaltına alınarak, emniyetteki ifadelerinin ardından da serbest bırakıldılar.

Diğer bir tarafta ise bazı haber siteleri ile sosyal medyada  “belediye çalışanlarının imza kampanyasında görev almaya zorlandıkları, baskı uygulandığı” iddiası yer aldı.

Söylentilerin asparagas olduğunu belirten Eş Belediye Başkanları Sabri Özdemir ve Gülistan AkelSayın Öcalan’a Özgürlük ve barış sözcüklerinin yanyana getirilerek sanki bir suç işleniyormuş gibi bir algı yaratılmıştır” şeklinde bir açıklamada bulundular.

Birincisi imza kampanyasının yasaklanması veya engellenmesi doğru bir karar değildir. Bu tür faaliyetlerin engellenmesi demokrasi ve insan haklarına aykırıdır.

Zorbalık ve dayatma olmaksızın, insanlardan destek istemek demokratik bir haktır.

Ancak HDP ve DBP’nin imza kampanyası yöntemi tartışılır. Geceleri mahallelerde rasgele kapıları çalıp insanlardan imza toplamak, ne adına olursa olsun kimi kesimlerce hoş karşılanmamaktadır.

Bunun yerine imza stantları ve gündüz saatlerinde sosyal mekânlarda, yine sosyal medya üzerinden imza kampanyasını sürdürmeleri daha uygun olur.

Belediye personelinin, zorla imza kampanyasında görev almaya zorlandıkları ile ilgili iddiaya gelecek olursak, bu güne kadar, belediye çalışanlarının da dahil olduğu bir çok imza kampanyası gerçekleştirildi. Böylesi bir iddia, ortaya atılmadı hiçbir zaman.

Bu imza kampanyası esnasında, bir iddia ortaya atılmışsa demek ki bir noktada bir sorun var.

Çalışanların bir kısmı, muhtemelen imza kampanyasına destek çağrısını ya yanlış anlamışlardır ya da gerçekten de belediye yönetiminin bilgisi dışında belediye içerisinde birileri, çalışanları imza kampanyasında görev almaya zorlamıştır.

Tabi böylesi hassas bir dönemde ve böylesi önemli bir kampanya ile “baskı uygulandığı” söylentisi bile hoş değildir.

İnsanların demokratik haklarını kullanması; yani imza kampanyasını sürdürmeleri, önüne engel çıkarmak ne kadar doğru değilse belediye çalışanları veya başkasını imza kampanyasında görev almaya zorlamak da, o kadar yanlıştır ve anti demokratik bir uygulamadır.

Demokrasi samimiyet ister. Unutulmamalıdır ki devletin yöneticileri için de, HDP ve DBP için de bu kural geçerlidir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?