TEFECİLİĞİ ÖZETLEYEN BİR HAYAT HİKÂYESİ

23-09-2018

Her nedeni neyse ve kim sebep olduysa ülkemizde bir ekonomik kriz yaşanıyor. 

Tefecilerin tam da memnun olduğu ve sevdiği bir süreçtir bu.

Ekonomik olarak dara düşen, ödemesini yapamayan esnaf, işadamı işçi ve memura her zamankinden daha çok yüksek faizle para vermek için fırsat doğmuş.

Bu para ticaretinin ne din ne ahlak ne de kanunda yerinin olmadığını daha önceki yazılarımda da belirtmiştim.

Bu mesele, toplumda derin yaralar açmasına rağmen ne yazık ki sonuçlarının farkında değiliz çoğumuz.

En can alıcı tarafı ise toplumda ahlaki bir çürümeye yol açıyor.

Toplumsal bir erozyon söz konusu olmasına rağmen bu meselenin üzerinde ciddiyetle durulmuyor.

Kara para trafiğinin yoğun olduğu şehrimizde tefeciler yüzünden her gün yeni iflaslar, aile faciaları, psikolojisi bozulanlar, intihar edenler oluyor.

Geçen hafta içinde şehrimizde yaşanan ve haberi yapılmayan bir olay, aslında tefeciliğin tam da ne olduğunu ve yol açtığı sonuçları tüm ayrıntıları ile özetliyor.

Tefecilerin eline düşen şahıs, özel bir hastanenin acil servisi girişinde elindeki falçata ile rasgele kollarını, vücudunu yaralıyor.

Kanlar içerisinde bulunan adamın bir elinde falçata, diğer elinde bir borç listesi bulunuyordu.

Bağırıp, çağırmaları hastaneyi inletiyordu adeta.

Sırtını verdiği duvara her kafasını vuruşu, koca binayı sallıyordu.

Adam kendinde değildi, o an cinnet geçiriyordu.

Saatlerce ne kimse kendisini ikna edebiliyor ne de yanaşabiliyordu.

“Yaklaşırsanız kendimi öldürürüm” diye bağırıyordu

Hastanede yüzlerce kişi, tefecilerin intiharın eşiğine getirdiği birinin dramını çaresizce izliyordu.

İntiharın eşiğindeki çaresiz şahıs, kendisini bu hale getiren hikâyeyi gözyaşları ve kanlar içinde özetliyordu;

“Beni bitirdiler hayatımı karartılar, 35 bin liralık borç 300 bin lira oldu.

Borcu ödeyemiyorum diye elimden işimi, evimi aldılar.

Eşimi ve çocuklarımı da rehin alacaklarını söylüyorlar

Kanat önderlerine, ağalara şeyhlere, imamlara gittim, güvenlik güçlerine, savcılığa başvurdum kimse derdime çare bulmadı, ölmekten başka çarem kalmadı” diye çığlık çığlığa bağırıyordu.

Son kez Batman dışındaki annesini görmek istediğini söylüyordu talihsiz adam.

Polis, annesine telefonla ulaşmaya çalışıyor bu arada.

Saatler sonra “Annen seninle telefonla görüşmek istiyor” denilerek eline telefon uzatılırken polis, tefeci mağduru şâhısa müdahale edebiliyor.

Sonra da hastanede vücuduna yüzlerce dikiş ve kan takviyesi ile son anda ölümden döndürüldü tefeci mağduru.

Evet, ne yazık ki ölümle sonuçlanan onlarca böyle hayat hikâyesi yaşanıyor etrafımızda ve maalesef daha da yaşanacak.

Başta da dedim içerisinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılar tamda tefecileri sevdiği koşullardır.

Yeteri kadar önlem ve bilinçlendirme yapılmazsa emin olun daha büyük felaketler yaşanabilir.

Tefeciliğe sadece kayıt dışı para ticareti olarak bakılmamalıdır.

Yani bu iş, bir nevi bankacılıkta olduğu gibi vadeli kâr haddi ile borçlandırmaya benzemiyor.

Elbette bir bankadan faizle para almanın da çok büyük vebali, sıkıntı ve riskleri vardır.

Ancak bankaların parayı tahsil etme ile tefecilerin tahsil etme yöntemi arasında büyük bir fark vardır.

Banka, yasal ve hukuki yollarla alacağını tahsil eder, tefeciler ise kendi kanunlarını işletirler.

Borçlandırdıkları kişinin adeta kanını emip bitirirler.

Hal böyle iken toplumda ne yazık ki tefeciliği meşrulaştıran, göz yuman bir anlayış da söz konusudur.  

Muhafazakâr bir yapısı olan şehrimizde tefeciliğin bu denli neden geliştiğini de bir gün size tarin yağ tenekeleri üzerinden uzun uzun anlatacağım inşallah.

Bu kaleme aldığı hayat hikâyesinden toplum olarak alacağımız çok dersler var.

Şahsen bu güne kadar tefecilerden borçlanıp da kazanan, mutlu olan birini görmedim.

Her borçlanan, mutlaka hayatında maddi ve manevi büyük kayıplar yaşamıştır.

Bu bir çıkmaz sokaktır, kim girse hayatı sönüyor.

Sizin de hayatınızın sönmemesi için bankalara ve tefecilere borçlanmayın sakın!

İş kurayım, zengin olayım diye faile borçlanırken, bir anda kendinizi büyük bir felaketin içinde bulabilirsiniz, benden söylemesi.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?