YIKIMCILARA DİKKAT!

30-04-2019

Büyük şehirlerde yüz binlerce tabela içerisinde en çok "yıkım işleri itina ile yapılır" tabelaları dikkatimi çekmiştir hep.

Kulağa da göze de hoş gelmiyor yıkım kelimesi.

Çünkü yıkım, tarumar etmektir her şeyi.

Ama neylersin, yıkımcılıkta artık günümüzde ihtiyaç hazıl olunca bir meslek halini  almış.

Koca koca binaları bir anda yerle bir ediyorlar.

Geçimlerini bu zor ve tatsız işle sağlıyorlar.

Ama her bir yıkım, ne sebeple olursa olsun içinde bir hüzün barındırıyor.

Ama bu işi yapanlar, bunun farkında değiller.

Üstlendikleri rollerini en iyi şekilde yerine getirmenin derdindeler daha çok.

Çünkü ne kadar çok yıkım, o kadar çok kazanç demektir.

Göze kulağa hoş gelmese de onların işi anlaşılabilir bir noktada belki.

Ama toplumumuzda amaçları farklı olan bazı yıkımcılar var ki onların yarattığı tahribat, hepimizin yaşamına olumsuz etki ediyor.

Nerede işe yaramaz, başarısız, üretemeyen biri varsa bu mesleği edinmiş kendine.

İşleri güçleri insanları karalamak, itibarsızlaştırmak ve bir yere gelenleri karalamaktır.

Biri bir göreve atansın veya seçilsin, daha icraatlarını niyetini öğrenmeden başlıyorlar çamur atmaya.

İnsanların arasını bozuyor toplumsal barışa da zarar veriyorlar.

Toplumda nerede itibarsız ve faydasız biri varsa dalavere işlerle uğraşıyor.

Ruhlarında iyilik ve sevgi yok çünkü.

Barışı, kardeşçe yaşamayı hazmedemiyorlar, toplumu siyasi görüşlerinden, inançlarından ve etnik kimliğinden dolayı ayrıştırıp kutuplaştırarak, birbiri ile problemli hale getirerek kaostan besleniyorlar.

Ne yazık ki toplumda bu tür kişiler hala yer ve ortam bulabiliyorlar.

Oysa bunlara hiç bir şekilde itibar etmemek gerekir.

Topunu bir çuvala koyup, dünyada tek olan Tunceli’deki palavra meydanına yollamak lazım.

İnsanlardan ve toplumsal yaşamdan onları soyutlamak gerekir.

Ancak bu şekilde belki toplumsal barış sağlanabilir.

Bu yazıyı niye yazdığımı sanırım biliyorsunuzdur.

Çünkü son zamanlarda yine yıkımcıların sesi yükselmeye başladı.

Çok dikkatli olmak gerekir bu hassas süreçte.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?