AKLADILAR!

MUHAMMED FURKAN

9 yıl önce

Akladılar! Sağ olsunlar, Ne var ne yok ise bir güzel çözdüler. O kadar dertsiz kaldık ki; Kur’ana, namaza bir başka sarılmaya başladım. Hani diyorum unuttu mu Allah bizi?

Baksanıza şu huzura, mezarlıklardan evlere gelemiyoruz, evlerden dışarıya çıkamıyoruz. Baksanıza şu huzura, kilo derdimiz kalmadı. Milletçe fit olduk. Kilolardan bahseden yok, varsa yoksa gram deyip duruyoruz. 

Akladılar!  Bilmem hangi tarih diye bir hedef koydular. Adım adım hedefe gidiyoruz.

Tutana aşk olsun, bu istikrar ile biz o hedefe beş yıl öncesinden varırız.

Nüfus artışı da dert mi biz o hedefe bırakın nüfusun ne kadara arttığını, nüfus küçülterek gireceğiz. Biz bu hızla gidersek, hedefin anasını ağlatır, turnayı gözünden vurur, kim var kim yok ise hepsini kıs kıs güldürürüz.

Akladılar! Gelin bakın bir güzel pakladılar, önce çözüm süreci deyip, sandıkların doluluk oranlarına eş değer makarna ile kömür dağıttılar, doluluk oranından başkalarına su akınca, çıldırıp insanlığı ateşe verdiler.

Allah dediler, rıza dediler, insan dediler, aşk dediler meşk dediler. Bir sürü saçmalık ile bir bilinçten bahsettiler.

Döndük baktık dediklerinden onlarda yokmuş, millet ise denilenlerin çoğunu yutmuş, memleketi kara bulutlar sarmış, piyasayı da “Biz demiştik bu Kürtlere iyilik yapılmaz, bu kadar yüz verirsen işte bu olur” diyen cahili cühela sarmış.

“Be mübarekler, nerden kurdunuz gariban Kürt ile bu olanlar arasında ki bağlantıyı” diyeceğim, anlamayacaklar, Cumhuriyetin kuruluşlundan bugüne anlamadıkları gibi, yine anlamayacaklar.

Düşünsenize bir yerlerde ölen insanlar var, bir yerde de ülkenin en güzel şartlarında yaşayıp, vatan millet Sakarya naraları ile o ölen insanları suçlayan, bir cahili cühela kesim…

Kim ister ki ölümü, elbette ki kimse istemez, nedir bu beyninizin üzerini kaplayan, duygusalcı milliyetçilik, kafayı mı yediniz,  be bedbahtlar!

O ölenler çocuk. O ölenlerin çoğu günahsız. Hor gördüğünüz orası Türkiye ve oradakiler de Türk vatandaşı, Allahtan korkun, yazıktır, yazık!

***

Akladılar işte, memleketi akladılar! Yirmi yaşındaki çocukları kanlara buladılar.

Tarih onları unutmayacak, hayatlarına kan bulaştırdılar. Bir kara leke olacak bu yaşananlar, memleketin anasını ağlattılar. Hem memleketin, hem de evlatların anasını…

Bir tanesi kararlığımız sürecek diyor, bir diğeri devam edecek diye tekrarlıyor, diğeri kafalarını ezeceğiz diye ekliyor. Bu adamlar neyin kafasını yaşıyor?

Ben bu insanların dediklerini anlamadım, varsa anlayan Allahın aşkına desin bana, ne diyor bunlar? .   Lahana turşusunun içinde ki hıyar dile gelse, daha mantıklı açıklamalar yapardı

Ülkem canım ülkem, sakın beni yanlış anlama. Eğer ki senin egemenliğin çiğnenecekse, tek bir karış toprağına canım feda. Senin bölüştürülmene rıza gösterenin bendeki adı nankör ve haindir. Sen Sinop’tan Hatay’ına, sen Edirne’den Kars’ına bir bütünsün, halklarının kardeşliği ile güzelsin. Sen namussun, çiğnenmezsin.

Doğuda da böylesin, batıda da böyle, biliyorum sen çocuklarının ölmesine asla rıza göstermezsin. İşte bende senin rıza göstermediğine, fetva verenlerin, nankörlüğünü senin halklarına şikâyet ediyorum.

Ülkem, vatanım; toprağın ile büyüttüğün, ruhun ile özümsediğin gencecik evlatlarının arkasından siper kurup, evlatlarını hiç çekinmeden harcayanları, toprağına terini akıtmış emekçi halkına şikâyet ediyorum.

… Ve yarınlarına bütün umutsuzluklara rağmen, huzur diliyorum. Allah dirliğini ve halklarının birliğini korusun ey ülkem.

YAZARIN DİĞER YAZILARI