İNSAN BAKIŞININ MAHSÜLÜDÜR

Mehmet Yavuz Çakal

5 yıl önce

Vahyin inşa ettiği insan basiretle bakan, Allah’ın gör dediği yerden, Allah’ın gösterdiğini  görendir. 

Gönlün ellerine Vahiy fenerini verip, gönül gözüyle varlığa ve hayata bakanlar, eşyanın kabuğuna değil özüne, insanın cesedine değil. Kalıcı olanına odaklanırlar. Basir ismine iman, zor yokuşu aşmak, ebedi mutluluğa ulaşmaktır. İnsanın eşyaya, insana tutsaklığından kurtulup, güçsüze, yetime, öksüze sahip çıkmaktır. Riya; iman problemidir. Görsünler diye yapmaktır. Allah’ın görmesi çocuk terbiyesinde çok önemlidir.

4-7 yaşlarında çocukları gece yatırırken Allah (c.c) görüyor diye yatırmak, Allah (c.c.) bilincini çocukta geliştirir ve yerleştirir. Bu bilinçle yetişen çocuktan korkma. Kuran ahlakı, eylem ahlakıdır. Allah (c.c.) yaptıklarını görmektedir. İyiliği artırmak, kötülüğü önlemektir. O(Allah ki), gözlerin sinsi ve haince bakışlarını ve kalplere gizlenen, niyet ve düşünceleri çok iyi bilmektedir. (Mümin Suresi;19. Ayet). Yine Kuran-ı Kerimin Nur suresi 30-31. Ayeti kerimelerde, insanların cinsel bakıştan vaz geçmeleri, kusursuz bakışın, hurinin eşinden başkasını görmediğidir. Allah(c.c) bakışları arşivlediğinden bahsedilmektedir.

İnsan Basir isminin tecellisine mazhar olmak için, kurana talebe olmalıdır. Allah(c.c) I görüyormuş gibi iman etmeli. Kuran basirettir. Kuran Kıssalarıda basiret verir. Adem- iblis kıssası; dostu düşmandan ayıracak basiret kazandırır. Âdemin dünya cennetindeki yasak ağaç,  ona dünyadaki dostu düşmanı öğretmek için konmuştur. Doğru yolda oturan ile doğru yolda yürüyeni ayıramayan, Rahman ile şeytanı birbirine karıştırıyor demektir. Basiret gönül gözü ışığı ise, feraset o ışıkla bakma işidir. Müminin ferasetinden korkun, O Allah’ın(c.c) nuru Kuran-la bakar Kuran-ın basiretler demeti olarak isimlendirilmesi, her bir kıssa, onda geçen her bir peygamber, her bir sure, hatta her bir ayet insana daha uz bir görüş ve daha keskin bir bakış kazandırdığı içindir. Kuran-ın ebedi mucize oluşunun sırrı burada yatmaktadır.’’ Hakkında yeteli (bilğinin olmadığı ve doğruluğunu tam olarak araştırmadığın bir şeyin ardından körü körüne Gitme! Ne olursa olsun, sağlam ve inandırıcı delillere dayanmadan, hiçbir konuda kesin yargıda bulunma, hiç kimseyi asılsız söylentilere dayanarak suçlama! Çünkü araştırma yapıp gerçeği öğrenmek için Allah’ın(c.c) sana bağışladığı kulak, göz ve gönül: bunların hepsi bu yaptığından sorumludur.(İsra suresi;36. Ayeti kerime) Yine Haşr Suresi 2. Ayeti kerimede, Gönül gözüyle bakmanın ibret alınacağını ifade etmektedir. Basiretle okumayanlar, Kuran okumuyordur. ‘Peki günümüz inkarcıları Yer yüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, bu ibret verici manzarayı görsünler de, düşünebilecekleri bir akla, gerçeğin sesini duyabilecekleri kulaklar ve doğruyu görecekleri gözlere sahip olsunlar. Çünkü unutmayın ki, sadece kafalardaki gözler kör olmaz fakat asıl Gönüllerdeki gözler kör olur ki işte en büyük felaket budur. Zira kör sadece gözleri görmeyen değildir. Asıl kör olan; kalbi kibir, cehalet, inat, önyargı perdeleriyle örtülmüş olduğu için gerçeği göremeyen, Hakikati idrak edemeyen kişidir. (Hac Suresi 46. Ayeti kerime) Basiretle, Allah’ın(c.c)  Basir ismiyle bakanın acıları hocaları olur. Baş gözü gerçeği, gönül gözü hakikati görür. Allah(c.c) arkasındaki niyeti görür. Hakkı hak, batılı batıl olarak görmeyi nasib et Allah’ım.

Selam ve Dua ile.

YAZARIN DİĞER YAZILARI