ÖLÜMLE SÖYLEŞİ

Mehmet Yavuz Çakal

3 yıl önce

Ölüm; insanın bir an değil her an yaşadığı gerçektir. ‘’Her can ölümü tadacaktır.’’(Al-i imran;185.ayet) Her 24 saat insan için ölüm provasıdır. Gündüzü dünya, gecesi kabir, sabahı ölümden sonra diriliş. Dünya hayatının hesabını verecek şekilde yaşayanlar, ahirette ebedi mutluluğu yakalayacak kişilerdir.  Mezarlar insana sorumluluk ve muhasebe bilinci vermelidir. Ölümü kendine düşman ilan eden modern görüş, ölümü yok edemeyince, ölümü hatırlatan her şey den insanı uzaklaştırmaya çalışır. Fakat hiç ummadıkları yerde ölümle karşılaşırlar. Ölümü göğsünde yaşayan İslam inancına sahip bilinçli insanla, ölümü hayatından uzaklaştırmaya çalışan modern birey arasındaki fark nitelik farkıdır. Allah’ın gör dediği yerden bakınca ölüm ve hayatın tarifi: ‘’ Hiç(manen) ölüyken hayat verdiğimiz ve insanlar arasında yolunu bulması için kendisine ışık tutuğumuz kimse, içinden çıkma imkanı bulamayacağı zifiri karanlıkta gömülüp giden kimse gibi olur mu? ‘’Enam suresi;122.ayet)

Öldükten sonra yaşayanlarla, yaşarken ölenlerin farkı; tek dünyalı olmakla, iki dünyalı olmanın farkıdır. Tek dünyalılar için ölüm bir kaçış, iki dünyalılar için ölüm kavuşmadır. Yüce dosta diyerek gider. Tek dünyalılar yatırımlarını dünyaya yaptıkları için, ölüm deyince gözleri yuvalarından fırlar. Yüzlerinin rengi atar. Dünyalarının yıkılmasıyla ölüme razı olurlar. İki dünyalılar yatırımlarını orantılı olarak dünya ve ahirete yaparlar. Bundan dolayı ölüm onları korkutmaz. Allah’ın kendilerine teklif ettiğinin aşağısına razı olmazlar. Onun için kula kul olmaz, satın alınamazlar. ‘’ Onlar bir musibete uğradıklarında: Doğrusu biz Allah’a aidiz ve sonunda ona döneceğiz derler.’’(Bakara;156.ayet) İnnaLillahiinnaileyhiraciun; İslam inancının anahtarı müminin fani varlığını, Allah’ın baki varlığına adama andıdır. Kulluk itirafıdır. Zikir, şükür ve duadır. ‘’İşte bunlar, Rablerinin sürekli destek ve bağışına mazhar olanlardır. Doğru yolda olanlarda bunlardır.’’(Bakara;157.ayet)

İnsanın yaratılış gayesi sınavdır. Alemi yaratan Allah ‘’ Mutlak hükümranlık kudret elinde bulunan( Allah) ne yüce, ne ulu bir bereket kaynağıdır.; ve O her şeye kadirdir.’’(Mülk suresi;1.ayet). ‘’O, Ölümü ve hayatı hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için yarattı. O mutlak üstün ve yüce olandır. Eşsiz ve benzersiz bağışlayandır.’’(Mülk suresi;2.ayet) Ayette ölüm hayattan önce gelmiştir. Şu halde ölüm yokluk mudur? Hem evet, hem hayır. İnsan ölümü için Kur’an-ı Kerim de iki kavram kullanılır: Cesede nispetle mevt, ruha nispetle teveffi. Beden ölür, ruh teveffi ettirilir. Bu durumda cevap şöyle olur: Eğer teveffi olmasaydı ölüm yokluk olurdu. Zımmen şu imayıda içerir: Hayata ve diriye saygılı olun. Zira onu da Allah yarattı. Varlık kevn ve fesad /oluş ve bozuluş alemidir. İnsan bedeninde ve kainatta her an kevn ve fesad tecelli etmektedir.( Her can ölümü tadıcıdır.) Sınav daha iyi olmanın aracıdır. İnsanı kemale doğru yürütmek için, Allah insana sınav suretinde ikram etmiştir.

  Günümüzde ölüm gayesi dışında kullanılmaktadır. Bu gün dünya gündemini oluşturan Covid/19 virüsü dünyayı etkisi ve yetkisi altına almıştır. Bu virüse yakalananların %0,5 İ ölmektedir. Her gün TV haberlerinde bu gün 50-150 kişi öldü diye devamlı haber yapılarak insanların beyni işkal edilmektedir. Günde 1500-2000 kişinin ölüm nedeni olan kanserden hiç bahsedilmemektedir. Covid/19 un gayesi: toplumlarda korku, panik, endişe oluşturarak insanları sevk ve idare etmektir. Etkisi kesinleşmemiş aşı gündemiyle insanlar HES’lenerek, neticede JİPLENECEK ve kendilerini tanrı yerine koyan üst akıl ünvanlı kişilerin etkisi ve yetkisine girecektir. Plan, proje budur. Niçin: dünyada günde ölen milyonlarca kişinin ölümüne neden olan kanser gündeme getirilmemekte? Bunun cevabı: insanların tüketti hazır gıdaların, içeceklerin %90 nı kanserojen madde içermektedir. Bunları üreten sermayedarlar, dünyayı yönetenlerdir. Ölüm bunları da bulacaktır. İyi ki varsın ölüm.

 ‘’Her toplumun bir vadesi vardır; vadeleri dolduğu vakit, onu bir an ne erteleye-bilir ne de öne alabilir.’’(A’raf suresi;34.ayet). Bu ayetteki vade diye ifade edilen ecel Kur’an-ı Kerimde kesin ve keskin şekliyle toplumlar için kullanılır. Milletlerin ve uygarlıkların ömrüne ilişkin olarak gelir. Uygarlıklar ağaca benzerler. Tutunacak bir toprağa, saçak salacak bir mekana, gelişecek bir iklime ihtiyaç duyarlar. Akıllı olan kişi ağaçların gövde çapına değil, kökünün çürüyüp, çürümediğine dikkat eder. Kökleri çürük olan ağaçlar ne adar kalın olursa olsunlar, onları yıkacak bir fırtına mutlaka kopar. Uygarlıkların kökü değerler sistemidir. O kökün yayıldığı toprak insanların yüreği ve bilincidir. O toprağı besleyecek yağmur adalet, ahlak ve imandır. Bu günkü toplum bu yağmurdan mahrumdur. Bu gün dünyanın ve ülkemizin cadde ve sokaklarını kendilerini sergileyen, anadan üryan genç ve yaşlılar işgal etmiştir. Ahlaksızlık her yeri etkisi ve yetkisine almıştır. İnsanlar inanç ve iman mahrumu, Dijital köledir.İman; kişinin Allah’a borcunu ikrar, küfür ise inkardır. Bu toplumunda vadesi dolmak üzeredir. Virüs bunun delilidir.

Ey ölüm; bu dünya hayatını öbür ikizi ile bağlayan göbek bağı, dünya ile ahiret arasında sır kapı, gaybi dehliz, sevmeyeni seveninden çok olan, kaçınılmaz kader. Büyük mahkemeye çıkış için celp. İyi ki varsın. Nemrutlardan bunaldık mı, ölüm var değip teselli oluyor. Ya sen olmasan bizi kim teselli ederdi. Sen ey ölüm inanana geldin mi rahmet dilenir. Hele ki varsın ey ölüm! Yokluğunu düşünemiyorum! Allah bizlere hayırlı ölüm nasip etsin. Selam ve dua ile.

YAZARIN DİĞER YAZILARI