1 MAYIS İŞÇİ KIYIMI!

30-04-2015

Her güne bir bayram misali bizde de nerede ise her gün için bir gün belirlenmiş. Anlamlı ya da anlamsız günlerimiz var. İşte O günlerden biri de "1 Mayıs İşçi Bayramı"

Günleri belirlemişiz de içini ne kadar doldurmuşuz? "1 Mayıs İşçi Bayramı" ne kadar anlamlı geliyor bize?

Türkiye tezatlar ülkesi... Kimi yerde ifrat, kimi yerde ise tefrit uygulamalarına şahit olmaktayız.

Bir taraftan maden ocakları, taş ocakları, tersaneler gibi ağır iş kolları. Diğer taraftan işçi statüsündeki işe gitmeyen ya da büroda oturup sıcak soğuk görmeyenler.

Ülke olarak Meslek hastalıkları kayıtlarının yok denecek kadar az olması Sicilimizin ne kadar kötü olduğunu göstermektedir. Meslek hastalıkları kayıtları tutulmadığı bir yana bu konuda bilinç dahi oluşmamış.

Defalarca yazdığımız, çizdiğimiz ve gündeme getirdiğimiz TPIC işçileri için bu gün bayram mı? Yıllarca emek verdikleri işyerinden çıkartılma endişesi taşıyan insanlar için 1 Mayıs bayram olur mu?

Ağır iş şartlarında çalışan TPIC işçilerinin topluca işten çıkartılması İşçi kıyımı değil midir? Hangi gerekçe ile bu insanlar işinden olacak?

İşçi çıkartılmasında zorunluluk var mı diye ilgililere sorduğumuzda aldığımız cevap bizi şaşırtıyor. Gerekçe olarak TPIC yerine TPOC' un kurulması gösterilmektedir. Bu gerekçeyi öne sürenler hiç empati kuruyorlar mı? diye düşünüyor insan.

Diğer taraftan özelleşen Dicle EDAŞ' tan da işçi çıkarma hadiseleri yaşanmaktadır. Tüm bunları görünce ve okuyunca 1 Mayıs bize anlamsız gelmektedir. Gerçek anlamda işçiyi düşünen var mı?

Sendikaları düşünüyoruz. İşçilerini düşünmeyen sendikaları; kimi Milletvekili ya da bürokrat olmak için Sendikayı sıçrama tahtası olarak görüyor. Kimi de Sendikayı bir zenginleşme aracı olarak belirliyor.

Kurumları düşünüyoruz. Kamu sektörünün hantallaştığını ve verimsiz hale geldiğini biliyor ve görüyoruz. Ama iş özelleşmeye gelince yine çare olmuyor. Bir taraftan taşeronlaşma ile işçi kıyımı ve sömürüsü, diğer taraftan sektör muhataplarının sömürülmesi ile "İki tarafı keskin kılıç"

"Eşit işe eşit ücret" sloganı ile adaletsiz bir uygulama getirildi. Büroda çalışan teknik eleman ve sahada çalışan teknik eleman bir tutuldu. Çalışma hayatında bir türlü adalet sağlanamadı.

Emek orantısı, risk orantısı, eğitim orantısı, teknik-idari ayrımı v.s. ile orantı kurulup adaletin sağlanamadığı yerde ne iş barışı sağlanır, ne de İşçi bayramı gerçek bayram olur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?