Ülkemiz darbeler ülkesi…
Malum halkın kültürüne ve inançlarına zıt bir ideolojiülkenin başına musallat edilmiş. Kültürümüze karşı olanlar halkın yaşam tarzına düşman bir sistem oluşturmuşlar.
28 Şubat Post Modern darbeve diğer darbeler, bu ideolojiyi ayakta tutmak için ara ara balans ayarı yapıyorlar. Bir kısım askeriyle, bürokratıyla, aydın geçinen karanlık güçleri ve satılmış kalemleriyle bu halkın başına her türlü bela ve musibeti getiriyorlar.
Bu işi yapanlar, bir avuç satılmış beyinli, karanlık fikirli, aydın müsveddelerinden ibaret.
Şimdi gelelim 28 Şubat Post Modern Darbesine…
28 Şubat Darbesinin üzerinden 27 yıl geçti.
O zamanlar Tesettür ve Namaz; devleti bölüp devirecek kadar büyük bir tehditti. Hatta on binlerce askeri, polisi ve de masum halkı öldüren, katledenDevleti devirmek isteyen Silahlı örgütlerden bile daha tehlikeli görülüyordu bazı satılmış pırpırlılar tarafından.
Tabi ki bu süreçte en büyük sıkıntıları Tesettürlü Bayanlar çekti.Okullarından, üniversitelerinden, işlerinden oldular. Bu da yetmezmiş gibi izzetli ve vakarlı duruşlarına rağmen horlandılar, ezildiler, hakaretlere uğradılar. Üzerinde alameti diniye görünen herkes potansiyel düşman sayıldı.Oyunlar,Dindarlarüzerinden oynanıyordu.
Biliyorlardı “Eğer bu millet özünü keşfedip dini mubiniislama sarılırsa ne kuklalar ne kuklacılar ve ne de kuklaları oynatan kukla sahipleri rahat yüzü görecekti.”
Bu nedenle bir an önce İnananlar suçlanmalı, gerici, yobaz, çağdışı, cahil, örümcek kafalı gibi gerçek dışı yaftalarla yaftalanmalı, yalan yanlış algılarla hakikatler altüst edilmeliydi. Bununla beraber ülkenin satılmış güçleri ayaklandırıldı.Örümcek kafalılar bir an evvel devletin yönetiminden uzaklaştırtılmalıydı.
Öyle de yapıldı. Demokrasiyle gelen yönetimler, demokrasi dışı darbelerle, hukuk dışı uygulamalarla bertaraf edildi. Ve de bin yıl sürecek bir süreç başlatıldı. Ama ne yazık ki Karanlık güçlerin hesabı tutmadı. Onların bir hesabı vardı ama Allah azze ve celle’nin de bir hesabı vardı. Bin yıllık süreç birkaç yılda darmadağın oldu. Kuklalara kuklalık yapan kuklacılar,“helvadan putlar”misali dağılıp gittiler. Zamanı gelince yargılandılar.
Yerlerini 20 küsur yıl kesintisiz süren ve de sürmeye devam edecek olan bir iktidara bıraktılar.
Amma ve lakin bu derin izlerleülkeyi ilmik ilmik işleyen, derinlerin derinine inen karanlık güçlerin elleri yönetimden hiç çekilmedi. Hani derler ya “Eşek ölür Semeri kalır, İnsan ölür eseri kalır.”misali devir ve dönemleri değişen bu insanlar ölmelerine rağmen eserleri devam etti.
Peki!O gün bu gündür ne değişti?
Yönetimler el değiştirdi. Öncelikli olarak o günün tüm kadroları değişti. Gerici, yobaz, örümcek kafalı dedikleri kişiler iktidara geldi. Dün namazlı niyazlı deyip dışladıkları ve bertaraf ettikleri kimseler koltuklara yerleşti.
Tesettür; her alanda serbest oldu. Başta Kamu Kurumları olmak üzere, okullarda ve üniversitelerde kılık kıyafet özgürlüğü geldi. Düşünce de hürriyet, yaşam tarzında özgürlük sağlandı.
Buna rağmen 28 Şubat üzerinden 20 küsur yıl geçmesine rağmen bir iç savaş çıkmadı. Kimse kimsenin içkisine, kumarına, giyimine,kerxanesine, yaşam tarzına karışmadı.Herkes dilediği gibi hür ve özgür yaşayabiliyor. Hatta ve hatta kadın yârini evine getiriyor, kocası kabul etmezse evden bile uzaklaştırılabiliyor. O kadar yani… Avrupai medeniyet anlayışı…
Eğitim ve öğretim de de bu anlayış devam ediyor. Okullarda özgürlük olduğundan ahlak edep, haya birer kavramdan öteye geçmiyor. Öğrenciler arasında Ahlaki SerbestiyetDevrimi yaşanıyor. Örf adet, gelenek ve görenek hak getire…
Namazlı niyazlılara gelince…
Çoğu yönetimden pay aldığındankoltuklarını kaptırmamak ve nasıl “fazla kazanırım” derdinden “gericilik ve yobazlık” yapmaya fırsatları kalmıyor. “Aman, bana dokunmasınlar.” düşüncesiyle, 28 Şubat sevdalılarınıhoş tutmak için her türlü yalakacılığı yapmaktan geri kalmıyorlar.
Tesettürlülere gelince…
28 Şubat sürecindeki Kadın ve kızların Tesettür anlayışı çoktan sırra kadem basmış. Gerçek tesettürden uzak, sıkma Başlı, oturtma gömlekli, kot pantolonluPeygamber (sav) deyimiyle “Giyinmiş çıplak kadınlar” diye tanımlanan bir tesettür modasıortaya çıktı.Çoğu Allah’ın emrettiği örtünmeden maalesef çok çok uzaklaştı.
Kaldı ki islam sadece örtünmeden ibaret değil. İslam’ın emrettiği ahlaklı, edepli, hayalı, iffetli kadın profiline hiç mi hiç yaklaşılmıyor. Kılık kıyafette gayri islami devrim yaşanıyor. 28 Şubat dindar kadın profilinimumla aramak gerekiyor.
Yönetim açısından ise hak, hukuk, liyakat ve adalet hak getire…
Özlemle aradığımız Adil Düzeni arayıp ta bulamıyoruz.
Wesselam…