DÊRİL UMUR VE İSEVİLER (II)

DÊRİL UMUR VE İSEVİLER  (II)
08-12-2021

Dünya Ortodoks Hristiyanlarının merkezi

“Dêyrilumur Manastırı” Allaha ibadet için ruhani eğitime devam ediyor. Manastırda üç Rahip, onaltı Rahibe yaşıyor. Ayrıca Manastırda Mardin ile Diyarbakır ve çevresinin de görev bölgesi olduğu Metropolit’ olarak adlandırılan üst düzey Ruhanidin adamı da var. Yurtdışından eğitim almak için kırktan fazla öğrenci manastıra getirilmiş.

Dünyaca tanınan Manastırın hem ruhani liderlikve hem de kültür varlığı açısından önem büyük. Buraya Ortodoks Hristiyanlarının merkezi denilebilir. Manastırın binlerce yıldır varlığını devam ettirmesinde Müslümanların payı büyük. Bunun nedeni Müslümanların Hz. İsa’yı Allah’ın peygamberi ve Hıristiyanlığı da Allah’ın dini olarak görmeleri.

Nicedir İseviler yani Hristiyanlar hakkında ilk ağızdan bilgi edinmek istemişimdir. Çünkü “İsevilerin” -Haçlı saldırıları hariç- neredeyse dünyanın dört bir yerini Manastırlarla donatmaları, ibadethane ve ilahi eğitim yuvalarıoluşturarak Allah inancının yayılmasını sağlamaları, benim onları sevmem, saymam ve saygı duymam için yeterli bir neden…

Bilhassa İsevilerin ibadet şekilleri ve eğitimiile ilgili bilgileri ilgi alanıma giriyor. Manastırda günde üç vakit ibadet edildiğini öğreniyoruz. Bizler kilisedeyken yurtdışından gelen öğrenciler öğle ibadeti için kiliseye iniyorlar. Her biri pırıl pırıl, tertemiz gençler.

İşin doğrusu nasıl ibadet edeceklerini görmek istiyoruz. Benim açımdan ibadet şekilleri, ritüelleri önemli. Ama maalesef kiliseden çıkarılıyoruz. İbadetlerini görmemize müsaade etmiyorlar. Eğitim gören öğrencilerden bizlere bir dörtlüğünü okumasını istedik. Buna da müsaade edilmedi. İnançlarını Rahiplerinden dinlemek istiyoruz. Israrla görüşmek istememize rağmen ne yazık ki olumsuz cevap alıyor ve görüşemiyoruz.

Turistlerin Süleymaniye, Sultan Ahmet, Selimiye ve Fatih gibi ibadethanelerimizi hiçbir kısıtlamayla karşılaşmaksızın, üstelik iltifat ve hürmetle gezebilmelerini göz önüne getirince dinimizin ne kadar büyük ve hoşgörülü olduğuna bir kez daha tanıklık ediyorum.

Hz. Âdem den günümüze tüm peygamberlerinin davet ettiğiana prensip “Allahtan Başka İlah yoktur.” İle oluşan inanç sistemidir. Hristiyan inancının temelinde de “Allah’ın En Büyük” olduğu “Allah’tan başka İlahın olmadığı” açık bir şekilde kabul edilmektedir. Her İsevi Allah’ın tek olduğuna inanır.

Ancak Hristiyanlar; Hz. İsa’nın yaratılışını Allah’ın evlat edinmesine yorumlamışlardır. Oysa Hz. İsa’nın yaratılışı da Hz. Adem’inyaratılışı gibidir. Hz. Adem nasıl Allah’ın ruhunun üflenmesi ile var olmuşsa Hz. İsa da aynı şekilde Allah’ın ruhunun üflenmesi ile yaratılmıştır.

Allah’u Teâlâ Kuranı Kerim de kendisini bizler için şöyle tanıtır. 

“De ki: O, Allah'tır, bir tektir. Allah Samet’tir. (idrak edilemez, ''bütünüyle kavranamaz.''). O, doğurmamıştır. Ve de doğmamıştır. Onun hiçbir dengi ve benzeri yoktur.” (ihlas Suresi)

Allah’ın öğrettiği prensip ve kaideler nettir. O tektir.Çocuğu yoktur.Kimsenin çocuğu değildir, dolayısıyla Hz. İsa’nın –Haşa- Allah’ın oğlu olduğunu iddia etmek Allaha atılan büyük bir iftiradır. Ve Allah’a ortak koşmaktır. Allah ise hiçbir şekilde kendisine ortak koşulmasını kabul etmez.

 Aslında Müslümanların inançsal olarak Hristiyanlarla hiçbir sorunu yoktur. Hepimiz aynı Allaha inanır, aynı peygambere iman eder, aynı şekilde haşrolur, aynı ahireti benimseriz.

Sorun; İsevilerinkendileriyle olan sorunudur. Onlar iki konu hakkında imanî zaafa girmektedirler. İlki; Bir olan Allaha –haşa- zevce ve evlat isnat etmeleri, ikincisi ise Allah’ın Peygamberi Hz. Muhammed (sav)i peygamber olarak kabul etmemeleridir.

Hz. İsa otuz yaşında iken kendisine Peygamberlik gelmiş ve otuz üç yaşında Roma imparatorluğu tarafından dört çivi ile çarmıha gerilerek idam edilerek şehit edilmiştir. Hz. İsa (as) üç yıllık peygamberliği müddetince kendisinden önceki peygamberlerin şeriatına uymuş ve inancı kemale ermeden şehit edilmiştir.

Hıristiyanların Kutsal Kitabı sadece Allah’ın ayetlerinden ibaret değildir. Yahudi Kutsal Metinleri ve Hz. İsa’dan sonra yazılmış toplam Kitaplardan oluşur.

Oysa Kuran’i kerim tamamen Allah’ın Ayetlerinden ibarettir.

Netice olarak Bizler; Allah tarafından gönderilen tüm Resullere iman edenleriz. Bizler; hiçbir Peygamberin arasına fark koymayız. Ama Allah (cc) bazı resulleri bazılarına üstün kılmıştır. Biz buna da iman ederiz.Tüm dinler Allaha giden yollardır. İnsanlara insanlığı öğreten öğütler, hayata hazırlayan bilgilerdir. 

İsa da bizimdir Musa’da. İncil de bizimdir Tevrat’ta, Mekke de bizimdir,  Kudüs te, Camilerde bizimdir, Manastırlarda, kiliselerde, havralarda bizim. Hz. İsa da Hz. Musa da tüm peygamberler gibi bizim peygamberlerimizdir ve “Lailaheillallah”adavet eden ümmi peygamber Hz. Muhammed’in yolunun yolcularıdır.

Onlar, gözümüzün nuru, başımızın tacıdırlar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?