DİJİTAL MAHKÛMİYET

11-01-2021

Her birimiz akıllı telefonlara mahkûm olmuşuz. Sabah uyanır uyanmaz telefonsuz geçirdiğimiz uyku halini üstümüzden atar atmaz telefona koşuyoruz.

Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, teknolojinin hızına ayak uydurmak mümkün değildir. Her gün yeni bir uygulama çıkmaktadır.

Uygulamaların kullanma şeklini öğrenene kadar farklı başka bir uygulama çıkmaktadır. Uygulamalar belki hayatımızı kolaylaştırıyor gibi görünüyor.

Ancak bu uygulamalar bizi kendilerine mahkûm etmektedirler. Farklı uygulamalar farklı sorunları da beraberinde getirmektedir.

Şöyle bir sorun var ki, tüm bu uygulamaların kişisel verilerimizin gizliliğine riayet etmeleri gerekirken etmemeleri durumunda ne yapılmalıdır?

Zira güncel bir durumla karşı karşıyayız. Whatsapp denilen anlık mesajlaşma platformu Türkiye’deki kullanıcılarının kişisel verilerini kullanma ve paylaşma müsaadesi istemektedir.

Whatsapp AB Ülkeleri için bu tür bir uygulama yapmaz iken Türkiye’deki kullanıcıları ile kişisel verileri kullanma ve paylaşma sözleşmesi imzalamaktadır.

Kişisel verileri kullanma ve paylaşma sözleşmesi imzalayan kullanıcılar Whatsapp’ı kullanmaya devam edecek ancak sözleşmeyi imzalamayan ise 8 Şubat tarihinden sonra Whatsapp’ı kullanamayacaktır.

Şimdi kullanıcılar ne yapalım diye sorgulama yapmaktadırlar. Kimi kullanıcılar alternatif uygulamalar aramaktadırlar.

Alternatif uygulamalardan Telegram ilk akla gelen ve çoğu kişinin şimdiden kullanmaya başladığı bir uygulamadır.

Elon Musk’ın önerdiği Signal denilen anlık mesajlaşma platformu ise çoğu kişi tarafından bilinmediği için henüz aktif olarak geçiş yapılmayan ve çok fazla kullanılmayan bir uygulamadır.

Peki, kullanıcıları kendine adeta mahkum etmiş duruma getiren bu uygulamalar için ne yapmalıyız? Ülkemizde kişisel veriler ile ilgili düzenleme var mı?

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Kişisel verilerin işlenmesinde özel hayatın gizliliğini ve kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak üzere düzenlenmiştir.

6698 sayılı kanunun 9. Maddesinin 1. Fıkrasında;” Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına aktarılamaz.” Düzenlemesi bulunmaktadır.

Söz konusu kanuna göre Kişisel verilerimiz ancak açık rızamız varsa yurt dışına aktarılabilir. Whatsapp sözleşme yenileyerek açık rıza aramaktadır.

Öyle bir mahkûmiyet olmuş ki, artık işyerleri, kamu kurumları, özel kurumlar vs de whatsapp kullanmaktadır.

Kamu kurumlarında whatsapp uygulaması ile kamu bilgileri anlık mesajlaşma ile platforma aktarılmaktadır.

Konu ile ilgili 6 Temmuz 2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim konulu Genelgesine göre kamu kurumları gerekli kısıtlamayı yapmaları gerekir.

Uluslar arası mahkûmiyetin önlenmesi için Ülke olarak Dijital Platformlarda söz sahibi olmak ve yazılım konusunda ilerleme sağlamamız gerekir.

Hem Ülke olarak marka dijital mesajlaşma platformları geliştirmemiz gerekir. Hem de bunları Uluslar arası alanda kullanılabilir hale getirmemiz gerekir.

Gelecek Dijital yazılımlar üzerine kuruludur. Görüntüleme teknikleri, Sağlık analizleri ve hastalık öncesi tanılama teknolojileri, Yapay zekâ, Mesajlaşma ve haberleşme yazılımları konusunda ilerleyen Ülkeler geleceği satın almış olacaklar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?