GİRDAP

GİRDAP
16-08-2021

Ara ara Covid-19 hasta sayısı artıyor. Tedbirler alındıkça; vaka sayısı, hasta sayısı ve ölüm sayısı geriledikçe geriliyor.

Tedbirler gevşetilince vakalar tekrar artıyor. Özellikle düğün, taziye ve kahveler vakaların artmasında rol oynuyor.

Haziran ayı gibi tedbirler gevşetilince düğün sezonu da açılmışken sanki her şey bitmiş gibi herkes düğün yapmaya başladı.

Doğal olarak ölümlere bağlı taziye evleri de açılmaya başlandı. Taziyeler de insanlar yan yana oturunca hastalık bulaştı.

En büyük etken de turizm bölgelerinde ve sahil şeritlerindedir sanırım. İnsanlar sahil şeritlerinde, plajlarda Korona’nın yayılmasına yardımcı oldu.

Peki, nereye kadar bu git gel durumu yaşanacak. Korona vakaları bir artıyor, bir azalıyor. Adeta durum girdabı andırıyor.

Bu girdaptan ne zaman ve nasıl kurtulacağız? Şimdi gözüken tedbir; aşı olma ve tedbirlere uymaktır. İzole olma en büyük tedbirlerden biridir sanırım.

Sosyal mesafeyi korumak tedbirlerden biri olmakla beraber bunun nasıl sağlanacağı belirsiz. Çünkü insan sosyal bir varlık olup birçok sebepten dolayı bir araya gelmektedir.

Aynı zamanda insanların geçinmesi için çalışması gerekir. İnsanların bir kısmı esnaf olup Koronadan dolayı ekonomik sıkıntı çektiler.

Korona için tedbirler alınınca kepenkler kapandı. Kepenkler kapanınca da esnaf çalışamadı. Oysa kirası ve vergisi işliyordu.

Ayrıca kira ve vergi gibi sabit masraflar olmasa da insanların geçimini sağlaması için satış yapıp kar elde etmesi gerekiyordu.

Gerçi Hükümet esnafa belli miktar yardımda bulundu ama bu yardım yetmedi. Dolayısıyla esnaf Koronadan dolayı mağdur oldu.

Elbette kolay bir durum değildir. İnsanlar hastalanıyor, hastanelerde yatıyor. Bazı zamanlar yoğun bakım üniteleri doluyor.

Yapılacak şey bilim adamlarının ve doktorların önerdiği şeyleri yapmaktır. Genel kanı aşı olmanın öncellikli olduğu ancak aşı karşıtları aşı olmanın zararlı olduğunu düşünmektedir.

Bir kısım yazarlar aşı olmaya karşıdır. Abdurrahman Dilipak, Murak Akan, Hüseyin Çiloğlu, Abdullah Çiftçi gibi yazarlar buna öncülük etmektedir.

Bu yazarları takip eden kitle aşının üretildiğini, insanları yok etme projesi olduğunu, aşının ileride yan etkilerinin ortaya çıkacağına vs inanıyor.

Her gün sosyal medya da aşının zararı ile ilgili birçok örnek paylaşan veya zararlı olduğu yönünde açıklamaları bulunan Doktorların videolarını paylaşan bu yazarlar birçok kişiyi de etkilemektedirler.

Aşı olmaya direnç gösteren bu kesim çok inatçıdırlar. Israrla aşı olmayacaklarını dile getiren ve aşı olmamaları için insanları etkilemeye çalışan bu kesim oldukça girdaptan kurtulamayız.

Elbette insana aşı yaptırmak hele hele aşıyı zorla yaptırmak iradeyi devre dışı bırakmak anlamına gelir. Aynı zamanda insan haklarını ihlaldir.

Ancak aşı olmayanlar yüzünden bazıları hastalanıyor, hatta ölüyorsa bu da insan hakları ihlali anlamına gelir.

Peki, bu sorunu nasıl hal edeceğiz? Aşı karşıtlarını aşı olmaya nasıl ikna edeceğiz? Bu sorun her şeyden önce bir sağlık sorunudur.

Dolayısıyla bu işi sağlıkçılara bırakmak lazım. Ama bazı sağlıkçılar aşı yaptırma taraftarı iken, bir kısmı ise aşı yaptırmaya karşıdır.

Konsensüsü nasıl sağlayacağız. Konsensüsü hiçbir zaman sağlayamayız sanırım. Hiçbir zaman insanlar tek bir fikirde olmamışlardır.

O halde bilim ışığında verilerle konuşup verilerin söylediğine göre hareket etmek gerekir. Yani aşılı olanların durumu ve aşı olmayanların durumunu karşılaştırmak gerekir.

Kısacası aşı olanların; Koronaya yakalanma yüzdesi, entübe olma yüzdesi, ölüm yüzdesi ile aşı olmayanların durumunu karşılaştırıp bir sonuç ortaya çıkartmak gerekir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?