İYİ, KÖTÜ VE ÇİRKİN(2)

15-09-2014

Geçen hafta ilkini yazdığım; “İyi, Kötü ve Çirkin” temalı yazımın ikincisini bu hafta devam ettirmek istedim. İlimizde maalesef Kötü ve Çirkin durumlar ve olaylar o kadar çok ki, örnek bulmak zor olmuyor. Ancak İyi örnek bulmakta zorlanıyorum.

İyi örnekler emsal olur diye yazmaya çalışıyorum. Ayrıca bardağın boş tarafından çok dolu tarafına bakmak istiyorum. Bardağın ne kadar az da olsa dolu tarafından bir şeyler yazmak istiyorum. İşte bu hafta da iyi bir örnek bulduğum için geçen haftanın konusunu devam ettirmek istedim.

Bu hafta ki, iyi örneğim sağlık sektöründen olacak. Sağlık sektöründe ciddi sorunlar var. Bu sorunları birçok yazımda dile getirdim. Ancak şimdi iyiden ve güzelden bahsedeceğim.

Kamu hastanelerine bağlı olduğu halde temiz ve düzenli olan Diş hastanesinin önceki hastane binası ile şimdiki hastane binasını karşılaştırdım. Gerçekten bariz fark olduğunu gördüm. Diş ile ilgili tedavilerin hijyenik ortamlarda yapılması gerektiğini biliyoruz. Birçok bulaşıcı hastalığın(HIV, Hepatit v.s) kan yolu ile bulaştığını da biliyoruz.

Bundan dolayı bu tür hastalıkların tedavi olan insanlara bulaşmasını engellemek için özelde Diş polikliniklerinin, genelde ise tüm hastanenin temiz tutulmasının bir zorunluluk olduğunun farkında olan yöneticilerden kimi buna riayet ediyor. İşte bu uygulamayı sürdüren Diş hastanesi Başhekimi Elif Kılıcıkan’a bu hassasiyeti yüzünden hastalar adına teşekkür ediyorum.

Şimdi ise maalesef bu haftaki kötü örneğime değineceğim. Maalesef diyorum zira bu tür konuları her ne kadar dile getirmek istemesem de insanların şikâyetleri ayrıca kendi gördüklerimiz ve yaşadıklarımız bunu engelliyor.

Biliyorsunuz ki ilimizde, birkaç senedir devam eden doğalgaz çalışmaları yapılmaktadır. Aşamalı olarak mahallelerde Doğalgaz altyapı çalışmalarına başlanmaktadır. Doğalgaz borularını döşemek için sokak araları kazılmakta ve borular kanallara döşenmektedir. Bu aşamalarda mahalle sakinleri oluşan toz ve dumandan zaten yeterince etkilenmektedir. Ayrıca çalışma olan sokaklardan geçememektedirler.

Bu çalışmalar zorunlu olduğu için bir bakıma hoş karşılanmaktadır. Ancak çalışmalar bittikten sonra kanalların geç kapatılması ve yolların düzeltilmemesi insanları çileden çıkarmaktadır. Sokaktan geçen araçların hasarlanmasına ve yaya olarak geçenlerin de toz duman içinde kalmasına sebep olan bu durumun ortadan kalkması için asfaltlama çalışmalarının geciktirilmemesi gereklidir. Bu kötü durumu yaşatan SİBADAŞ ve Belediye yetkililerine sıkıntıları yaşayanlar adına teessüflerimi bildiririm.

Şimdi de bu haftaki Çirkin duruma değinmek istiyorum. Ulaşım sorunu ilimizin ciddi sorunlarından biridir. Bu sorunu bir türlü aşamadık. Şehir içi toplu taşımanın olmaması nüfusu kalabalık olan ilimiz için eksik ve yanlış uygulamalara neden olmaktadır. Belediye otobüslerinin de sayı olarak yetersiz olması Şehir içi minibüslerinin çoğu zaman hınca hınç dolmasına sebep olmaktadır.

Ayakta yolcu taşımak artık normal bir hal almış. İşin ilginç yanı ne trafik ekipleri bu duruma müdahale etmekte ne de Belediye ilgilileri ses çıkarmaktadır. Ayrıca minibüslerin kuralsız bir şekilde araç kullanmaları, istedikleri her yerde duraklamaları, aşırı hız yapmaları kaza ihtimalini güçlendirmektedir.

Olası kazalarda birçok insanın yaralanmasına ve ölmesine sebep olacak bu durumların oluşmasına sebep olanlara halk adına teessüflerimi bildiriyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?