Medeniyetimizi oluşturan inançlarımızdır

Medeniyetimizi oluşturan inançlarımızdır
07-09-2022

Ne isterler bu milletin inancından. Bilen var mı?

Bu ülke, satılmış aydınlardan çektiği kadar hiç kimseden çekmedi. Maalesef ülkemizde aydın geçinen, geçmişini batının kucağında bulan, geleceğini batılı güçlerin hizmetine sunan soysuzlardan geldi ne geldiyse başımıza.

“Soysuz” diyorum çünkü “soysuz” kelimesini bir hakaret değil asıl anlamında kullanıyorum. Sözlükte “Soysuz: Soyunun özelliklerini yitirmiş” anlamına geliyor.

Ne yazık ki içimizde nerde okuduğu malum, aydın geçinen sayılamayacak kadar soyunu yitirmiş soysuzlar var. Sayılarını sayamıyorum. İpini koparan caminin duvarına bewl ediyor.

Bunlardan biri de Celal ŞENGÖR. Amerikalarda okumuşbir Jeoloji Profesörü. Alanında taktir edilecek bir yer bilimci.

Bu zat aynı zamanda “dışkısını yiyecek” kadar iyi bir atık araştırmacısı. Adamın ne yediği bizi ilgilendirmiyor. Ama her naneyi yiyince haddini aşıyor. Üniversitede öğrencisinin eteklerini kaldırarak kıçına şaplak atmakla övünen bir bilim adamı.

Burası da bizleri pek ilgilendirmiyor. Herkesin yediği nane kendisine

Fakat mesele toplumun inancını, fikrini, düşüncesi, dinini, akidesini, kutsallarını dile dolamaya, alaya almaya, değersizleştirmeye gelince işte bu nokta da dananın kuyruğu kopuyor.

Kişilerin inancı bizleri ilgilendirmiyor. Allaha inanır inanmaz, peygamberlere iman eder etmez, ilahi kitapları kabul eder etmez kişilerin bileceği bir şey.

Ama ne zaman ki bu kişiler bu düşünceleriyle toplumu bozmaya, inançlara hakaret etmeye, Kuran’ı İslam’ı ve Peygamberleriitibarsızlaştırmaya kalkışırlarsa işte o zaman akan sular durur. Olmaması gereken olur.

Tarih boyunca inkârcıların yaptığı en büyük girişim, Peygamberleri itibarsızlaştırmaya çalışmaktır. Bunu başardılar mı? Asla….

Peygamberleri itibarsızlaştırmaya kalkışmak tümPeygamber düşmanlarının ortak özellikleri

İşte Celal ŞENGÖR de maalesef bunu yapmaya çalışanlardan. Fırsat buldukça inançlara hakaret etmekten, inanılan değerleri itibarsızlaştırmaya çalışmaktan geri durmuyor.

Topluma açık bir yayında Peygamberler hakkında:

"Onların hepsi masal. İbrahim diye bir adamın yaşadığı malum değil. Bütün bu söylenen kişiler tarihte yok.” Tevrat, İncil ve Kur'an-ı Kerim için "Üç tane kutsal kitap denilen, aslında Suriye-Mezopotamya din geleneğinden türemiş bir yan branştır" diyerek kendince Allah’ın Peygamberlerinin ve Kitaplarının misyonunu itibarsızlaştırmaya kalkışıyor. Ne itibarsızlaştırması aslında alenen inkar ediyor.

"Bizim bugün İbrahimî dinler dediğimiz; Musevilik, Hristiyanlık ve arkasından İslam... Museviliğe bakıyorsun; Hazreti Musa peygamber diyorlar. Adamı tarih bilmiyor, yok öyle birisi. Diyebiliyor.

Bu adam bilimden, bilimsellikten, gerçeklerden ve hakikatten uzak apaçık ortada olan hakikatleri “yok” sayarak hepimizin gözünde bir hokus bokuslainkar edebiliyor.

Oysa tarihte hiç kimse Tevrat, Zebur, İncil ve Kuranı Kerim kadar büyük ve birbirini destekleyip tamamlayan kitaplar kadar detaylı ve uzun bir şekilde anlatılmamış. İnançları, mücadeleleri ve yaptıkları elden ele kesintisiz bir şekilde günümüze ulaşmamış.

Adam buna rağmen bu adam hiç utanmadan, sıkılmadan rahat bir şekilde açık ve net olarak günümüze kadar gelen gerçekleri inkar edebiliyor!...

Hakkı örtme, hakikati gizleme, gerçeği inkar tamda böyle bir şey.

Bu adamın dini ve tarihi konularda hiçbir bilgisi yok, bilimsel çalışması yok. Kendisi Amerikalı Efendileri tarafından hasbel kader jeoloji profesörü yapılmış. Böyle birinin hiçte alanı olmayan Dini konularda ve tarihi konularda ahkam kesmeye kalkışması en basit şekliyle cuhelalık ve ukalalıktan ibaret.

Maalesef, ülkemizde alanlarında bile söz sahibi olamayacak kadar cahil ve bilgisiz olan ve aydın geçinen bir zümrenin mesele din ve Allah olunca kendilerini çok bilen görüp ahkâm keserek dinini konularda çarpık yorumlarda bulunmaları kesinlikle kabul edilebilir değildir.

Ne yazık ki uzun yıllar boyunca Ortadoğu’yu dizayn eden Emperyalist güçler, işgal ettikleri bu ülkelerde bilimsel çalışmalardan çok dini inançlara ve bilhassa Ortadoğu’yu hakimiyeti altına alan İslam dinine düşmanlık etmeyen kimseleri aydın olarak kabul etmeyip bilim adamı yapmıyorlardı.Zaten ne hikmetse bu tür aydın sınıf ve bilim adamları bilimsel bir çalışmaları olmamasına rağmen en çok bildikleri ve konuştukları alan Dini inançlar ve bu inançların inkârı üzerinedir.

Bizlerin, bir bilim adamının bilmediği konularda ahkam kesmesinin ne derece bilimsel olduğunu veya bilimsel olmadığını söylememize gerek yoktur sanırım!…

Şimdi Celal Şengör’ün, bir jeolog olarak dışkısını yemesi bilimsel olarak kabul edilebilse de Kuran’ Kerimdâhil tüm kutsal kitap ve peygamberler için ‘masal’ demesi tabi ki kabul edilemez. Yaptığı sadece inkarcı atalarının yolunu sürdürmektir. Onun ataları da “Ayetlerimiz okunduğu zaman bunlar eskilerin uydurma masallarıdır.” (Kalem 15) demişlerdi.

Şimdi aynı atalarının yolunu sürdürecek kadar körleşen, Ateist olduğunu söylemekten kaçınmayan ve sonunda B.k’unu yiyecek kadar her şeye nane olan birinden ne beklenir ki?..

Toplum bilimciler; “Bir medeniyeti yok etmek önder ile liderlerini itibarsızlaştırmakla gerçekleşir.” Derler.

Maalesef bizde de bu görevi Soysuzlar, onların uşakları ve onlara kuyruk olanlaryerine getiriyor.

Hakta sebat dileğiyle… 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?