Rahmet bereket ve mağfiret ayına selam olsun

Rahmet bereket ve mağfiret ayına selam olsun
06-04-2022

İçinde bulunduğumuz nimetlerin farkında mıyız? Bilemiyorum… Sanırım değiliz.

Bazen o kadar büyük güzelliklerle iç içe olmamıza rağmen hiç fark edemiyoruz. Önemsemiyoruz.

Örneğin; sadece beş dakikalığına nefessiz kalsak neler olabileceğini düşünebiliyor muyuz? Düşünme gereği bile duymuyoruz. Oysa ömrümüz boyunca aldığımız bu nefes sayesinde yaşıyoruz.

Aynı şekilde “Allah korusun”gözlerimizin görmediğini veya kulaklarımızın işitmediğini veya konuşamadığımızı düşündüğümüz zaman hayatın ne kadar zor olacağını düşünebiliyor muyuz? Kesinlikle hakkı ile düşünmüyoruzdur… 

İnsan; Eşrefül Mahlukat… Mahlukatların yani yaratılanların en şereflisi…

“Ekremül Ekremin” Mükemmellerin en mükemmeli olarak yaratılmış. Yani “ikram verilenlerin en çok ikram verileni” olarak yaratılmış. Yine mükemmel bir şekilde yaratılan bu dünyada…

Yaratılan güzellikleri görmek gerekiyor bazen. Düşünmek, idrak etmek, irdelemek…

Bu mükemmel yaratılışı vebu yaratılışın verdiği güzellikleri görmek, anlamak gerekiyor.

Hiçbir şekilde başıboş olmayan, ölçülü, planlı, düzenli ve bir denge içinde yaratılan bu evrenin sahipsiz olmadığını bilmek ve onun sahibine minnetle bağlanmak gerekiyor.

Hiçbir şeyin tesadüfen ve rastgele olmadığı ortada olan bu kâinatta, biz insanların da bu kadar mükemmelliğe sahip olmamızın boşu boşuna olmadığını görmek, anlamak gerekiyor.

Aynı şekilde görevlerimizi, sorumluluklarımızı, vazifelerimizi idrak etmemiz lazım… Hiçbir şeyin boş olmadığını görmek, anlamak lazım…

Yaratılışın ve imtihanın gerçeğini ister kabul edelim ister etmeyelim…

Âlemleri yoktan var eden yaratıcının insanlara verdiği önem ve değeri göz ardı etmemiz mümkün olmuyor. Her şeyinininsan için düzenlendiği bir evrende, insanın nasıl hareket etmesi gerektiği de muhakkak ortaya konmuş olmalı… Şüphesiz…

İnsana değer veren Zatı Zülcelalin şu mübarek ay da yaptırdıklarına bakacak olursak onun yüceliğini, büyüklüğünü, rahmetini, merhametini, şefkatini, letafetini görmemek mümkün değil. Şu mübarek ay da, insanların coş u furuşa gelen rahmet ve merhamet duyguları sadece ve sadece onun rızasının yansımasından başka ne olabilir ki.

İnsanlar; bu mübarek ay da bir yandan kötülüklerden, yanlışlardan, zararlı ve faydasız şeylerden uzaklaşıp, rablerine pişmanlıklarını bildirirlerken, diğer yandan iyilikler, güzellikler, faydalı ve yararlı şeyler için koşuşturmakta, birbirleri ile iyilikte yarışmaktalar.

Bir yandan, fakir fukara ve kimsesizler tespit edilip ihtiyaçları giderilmeye çalışılırken, diğer yandan “Fıtır Sadakası” adı altında ihtiyaç sahiplerine yardımlar yapmaktalar.

Bu yıl itibariyle “kırk lira” olarak belirlenen Fıtır Sadakası miktarını ufak bir hesaba tutacak olursak ki halkın yüzde doksanı tarafından yerine getirildiğini varsayalım…84 milyonluk nüfusun 70 milyonu tarafından yerine getirildiğinde 2 800 000 000 (İki milyar sekiz yüz milyon Tl) nin halkın arasında dolaştığı görülecektir. Bu meselenin en basit kısmıdır.

Bir de en mühim ve önemli kısmı olan Zekât müessesesine bakalım.

Zekât;var olan tüm varlığın kırkta biriZekât adı altında ehline verilir. Bu durumda Zekât ile ne kadar büyük bir miktarın insanlar arasında dolaştığı görülebilir

Üstelik “Zekât” minnet değil, toplumsal bir haktır. Fakir, miskin ve fukaraya dağıtılmak zorundadır.

Açıktır ki Müslüman ülkelerde Zekât Müessesesinin hakkıyla uygulanması durumundahiçbir ihtiyaç sahibinin aç kalması mümkün değildir. Tabi ki bu durumda “fakir” diye bir sınıfta kalmayacaktır. Böyle bir sorunumuz da…

Bu sadece toplumun yardımlaşma ve dayanışmasına yapılan katkının maddi tarafı…

Asıl önemlisi isemanevi tarafı var ki bunu maddiyatla ve de sayılarla ölçmek mümkün değil.

Bu mübarek ayda,Allah’ın ibadet mekânları olan CAMİLER dolup taşarken, iman edenler; rablerine yönelmekte, tövbe etmekte, yanlış ve hatalarından dönmekte, kul haklarına girmişlerse o zatlardan af talebinde bulunmakta kendilerini hata ve günahlardan arındırmaktadırlar.

İnananlar; gündüzlerini her türlü haram işten ve haram sözden uzaklaşarak geçirirlerken, gecelerini de tövbe, istihfar ve hayırlı ibadetlerle geçirmektedirler.

Bu güzel ayın rahmeti Allah’ın İSLAM dini ile bizlere sunduğu en büyük nimetidir.

Bu nimeti görmek, anlamak ve idrak etmek gerekir.

Rabbim; bizleri bu güzellikleri gören, bunlardan yararlanan ve Âlemlerin Rabbi olan Allah Azze ve Celleye hakkı ile kul olanlardan eylesin, inşallah…

Amin…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?