SANAL BATAKLIK

29-12-2014

            İletişim, günümüzün hızlı gelişen sektörlerindendir. İletişim sektörü geliştikçe hayatımızda daha fazla yer edinmektedir. Akıllı telefonların icadı ve piyasaya hakim olması iletişimi çok yönlü kullanmamıza neden oldu. Akıllı telefonlar, tabletler v.s. gibi akıllı cihazlar ile o kadar çok vakit harcıyoruz ki, sanki bizden bir parça olmuş.

            Yediden yetmişe nerede ise herkesin elinde bir akıllı telefon var. Akıllı telefonlara o kadar bağlanmışız ki elimizden düşürmüyoruz. Bir taraftan, evde anne ve babalar ayrı ayrı kendi sanal dünyalarına hapsolmuşlar. Diğer taraftan, sokakta insanlar yürürken, yolculuk ederken, alışveriş yaparken hasılı her şart ve zeminde sanal alemin mahkumu olmuşlar.

            Kısa sürede nasıl bu hale geldik? Birbirimizle konuşmayı unuttuk. İki kişi yan yana oturunca sohbet etmek yerine akıllı telefonları ile uğraşmayı tercih ediyor. Anne ve babalar çocukları ile sohbet edeceklerine sanal ortamda hiç tanımadıkları veya yeni tanıştıkları kişiler ile sohbet etmeyi daha hayırlı görüyor. Oysa bu tür ortamların ne kadar tehlikeli ve zararlı olduğunu her gün okuduğumuz haberler ile anlıyoruz.

            Şeytanın nemalanma yeri olan sohbet programları ailenin yıkılmasına, gençlerin kandırılmasına ve intiharlara yol açıyor. Sohbet programları bazen piyasadaki ismi ile bonzai ve diğer tüm uyuşturuculardan daha tehlikeli olabiliyor. İnsanlar resimlerini ve bilgilerini paylaşarak, paylaştıkları resim ve bilgilerin yarın başlarına ne tür iş açabileceğini dahi düşünmüyorlar.

            Dışarıda, sokakta ve çarşıda karşı cinsle rahat konuşamayanlar sohbet programlarında yalan ve uydurma bilgilerle rahat şekilde sohbet ediyorlar. Şeytana yol arkadaşlığı yapanlar böylelikle kendi ailelerinin ve sohbet ettikleri kişilerin ailelerinin yıkılmasına neden oluyor. Cinayetlerin işlenmesine, intiharlara yol açan bu kadar tehlikeli bataklığı insanlar kendi elleriyle oluşturuyor.

            Taziye ortamında bir bakıyorsunuz ki, koca koca adamlar yan yana oturmuş ve ellerindeki akıllı telefonlar ile oynuyorlar. Ziyarete gittiğiniz ailenin fertlerine bakıyorsunuz, ziyaret boyunca ellerindeki telefonlar ile meşgul oluyorlar. İş bu raddeye gelmişse artık bu işe dur demek gerekir.

            Her şeyde ve her işte ölçülü olunması gerektiği gibi bu işte de ölçülü olmak gerekir. İletişime de ihtiyacımız ne kadar ise o kadar önem vermeliyiz. İşi ifrat boyutuna vardırırsak amaçtan sapmış oluruz. Akıllı telefonların, tabletlerin v.s. insan için faydalı yönleri inkar edilemez. Ama amacı dışında kullanıp elinizden düşürmezseniz telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilirsiniz.

            Ateş icat edildikten sonra faydalı yönleri kullanılarak insanoğlu için avantajlı durumlar oluşturuldu. Ancak Ateşin faydalı yönleri olduğu gibi zararlı yönleri de vardır. Eğer ateşte yemek pişirirseniz size fayda verir. Yok eğer ateşi kötü niyetle kullanırsanız örneğin, birinin evini yakmaya kalkarsanız hem kendinize hem de evini yaktığınız kişiye zarar vermiş olursunuz.

 Bıçak için de aynı şey geçerlidir. Sebze, meyve, et vs. gibi kesme işleri ile bıçak size fayda verip kolaylık sağlar. Aslında her nesne için iki yön vardır; Faydalı yön ve zararlı yön. Yani, nesneyi faydalı yönde kullanabileceğiniz gibi zararlı yönde de kullanabilirsiniz.

Akıllı telefonlar ile yararlı işler yapılabileceği ve faydalı bilgiler edinilebileceği gibi çok zararlı durumlar oluşturup bataklığa da saplanılabilir. Öncellikle ihtiyacımız olmadığı zaman bu tür cihazları kullanmamayı bilmeliyiz. Yani her şeyden önce irademizi kullanmayı öğrenmeliyiz. Kalın sağlıcakla...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?