SÖZ VERMEK...

30-01-2018

Söz, ağzımızda çıkan ve bir mana ifade eden harf dizilişleridir. 
Hangi dil ve biçimde olmasından çok, anlaşılır olması yeterlidir.
Söz edebi bir değeri, karşıdakini ikna etme gücü olsa da, günümüz şartlarında, bazen, sözün bir değer kazanması için, ya şahit veya yazılı olması gerekir. 
Yoksa ispatlanmayan söz, bu durumda bir mana ifade etmez veya bağlayıcı olmaz.
İslamiyet öyle değildir. 
“Kayıt edici melekler tarafından” ağızda çıkanlar yazılır, yanlış ve yaya doğru olarak tasnif edilir. 
Onun içindir ki atalarımız “söz gümüşse sukut altındır” demişlerdir. 
Kişinin bir ağzı ve iki kulağının hikmetini de âlimler “iki dinle bir söyle”, “söyleyeceğin sözü iki defa düşün” biçimin de yorumlamışlardır.
“Çok konuşanın, çok hatası” olacağı gerçeği ile “sözün en güzeli ve doğrusu Allah kelamıdır” denilmesi bir başka güzellik ifade eder.
 Müslümanlar, söze çok değer verir ağızda çıkanı bağlayıcı kabul edilir, onu için halk arasında “sozı biri beri” (eski adamların sözü üzerine) bunu en iyi biçimde ifade etmektedir.
Günümüzde imanı konularda sıkıntılar yaşanması, “Allah gafurur rahimdir.” Denilip “şedidül ikab”ın unutulması, kişinin birçok yanlışlar yapmasına, ibadetlerini büyük görüp, günahları küçük görmesine vesile olmuş, hatalardan dönme, günahlardan tövbe etme konusunda, gereken özeni gösteremez olmuştur.
Kul hakkı, yalan, faiz, zekât vermeme, gıybet, iftira, haset ve daha nice günahları yapmakta beis görmediği gibi “Şu hacı, şeyh, hoca ve herkes yapıyor” gibi mazeretlerle kendini avutmaktadır. 
Yerine getiremeyeceği/getirmeyeceği sözleri söylemek, Allah katında büyük günahların başında gelir. 
Etrafına gülücükler, birilerini memnun etmek, o an durumu kurtarmak için verilen sözler ahirette başına bela olacağı ve hesabının sorulacağı bir gerçektir. 
Hele siyasiler…
Yüce Allah Saf suresi 2-3 ayette:
2- Ey iman edenler! Yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?
3-Allah katında büyük gazap gerektiren bir şeydir. (diy. Meal)
Mademki, güneşin varlığı gibi, gerçek olan ve her zihayatın tadacağı ölümün, sıramız geldiğinde bizi de bulacağı bir gerçekse, o zaman ebedi hayatımızı tehlikeye sokacak söz ve davranışlardan uzak durmalıyız. 
Gelelim bu iki ayetin tefsirine:
Müslümanlar şöyle dediler: “Allah’ın en sevdiği ameli bilseydik, mutlaka mal ve canlarımızı o uğurda harcardık. Allah cihadı farz kılınca da, bazıları bundan hoşlanmadı. Bunu üzerine bu ayetlerin nüzul olduğunu rivayet edilir. ( Ebu ssuüd, 5/159 Muhammed Ali Essabuni))
Ancak şu da bir gerçek ki Kur’an, her zaman için geçerli ve bağlayıcıdır. 
O gün söz verenler ile günümüz başka bir konuda yapamayacakları/yapmayacakları bir şey için söz verenler arasında bir fark yoktur.
Tefsirine devamla:
Ey, Allah ve Resulüne inananlar! Yapamayacağınız halde, niçin dillerinizle bir şeyi söylüyorsunuz? Yapamayacağınız bir hayrı ve iyiliği, niçin “yaparız” diyorsunuz? 
Bu, ret ve kınama bildiren bir sorudur.
İbn Kesir şöyle der: Bu, yerine getiremeyeceği bir vaade bulunan veya yapamayacağı bir sözü söyleyen kimseyi kınamaktır.
Buhari ve Müslim’de şöyel buyurmuştur:
“Münafığın alameti üçtür. Söz verdiğinde sözünde durmaz, konuştuğunda yalan söyler, kendisine güvenildiğinde hainlik eder.(Muhammed Ali Es-Sabunu)
Yüce Allah onlara yaptığı kınamayı şu sözüyle pekiştirir.
Yaptığınız bu işin buğzu Allah katında büyük oldu. 
Bir şeyi söyleyip sonra yapmamanız ve bir şey, vaad edip yerine getirmemenizden dolayı böyle oldu.(saf. Tefs.)
Bir başka görüşe göre, yapamayacağı işten maksat, kişinin, kardeşine iyiliği emredip kendisinin yapmaması ve onu kötülükten nehyedip kendisinin bundan vaz geçmemesidir. Nitekim Kurt’an-ı kerimde “İnsanlara iyiliğe emredip kendinizi unutuyor musunuz?”(Bakara suresi 44 ayet. saf. tefsir)
Hangi manasına bakarsak bakalım söylediğimiz sözlerin hesabının sorulacağı gerçeğidir. Dikkatli olunmalı, çocuğumuz, ev halkımız, iş arkadaşımız, kısaca münasebet içinde olduğumuz insanlara karşı dürüst olmalı boş sözlerle onları kandırmamalı, yerine getiremeyeceğimiz/getirmeyeceğimiz sözleri vermemeliyiz. 
“Bunda bir şey çıkmaz”, “şaka yaptım”, “eğlenelim” ve ne ad altında olursa olsun söz verirken yerine getirelim veya boş söz vermeyelim.
Selam ve dualarla..

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?