YAZIK!

11-09-2015

Toparlandık, yürüyoruz koşacağız derken çelme takıyorlar. Tam da Macar Gazetecinin Macaristan, Sırbistan sınırında elinde çocuğu ile koşan mülteciye yaptığı gibi.

Bunu hep yaparlar. Müslüman coğrafyasının huzur içinde devam etmesini istemezler.

Ne yapalım da huzuru bozalım” planlarını hep yaparlar.

Plan ve programı üzerimizde gerçekleştirenler kendi asli görevlerini yerine getirirler getirmesine ama bu planda bizlerin rolü ne?

Önemli olan bizlerin yapılan planların ve tezgâhların farkına ne kadar vardığımızdır. Ama bu da kolay olmuyor. Çünkü okumama, araştırmama ve tek taraflı beslenme ile farkına varılamıyor.

Yıllarca Askeri vesayet altında yaşadık. Faili meçhuller, karanlık günler ve kaos ortamı geride kaldı diye düşünürken maalesef kâbus geri geldi.

Kazanımların giderek artacağı varsayılırken ve önümüzde önemli fırsatlar varken tekrar şiddetin tırmanması ve şiddetin kontrolü ele alması bizler yani bu coğrafyada yaşayanlar için üzüntü verici bir durum.

1980 öncesini hatırlayanlar o dönemin insanlara ne kadar acı verdiğini bilir. Her gün yaşanan ölümler, katliamlar ve karanlık günler…

Sonrasında o günlerin bitmesi için her sağduyulu insanın arayış içinde olması. Askeri darbenin yapılmasını o günlerden kurtuluşun çaresi olarak görmek.

Askeri darbeyi yapanlara kurtarıcı gözüyle bakmak için nasıl bir psikolojiye sahip olunur? Askeri darbeyi yapanların hazırlamış olduğu Anayasaya verilen yüzde doksan iki oy, o dönemin insanlarının nasıl bir durumda olduklarını gösteren bir emaredir.

Askeri vesayetten kurtulup sivil yönetimlerin idareyi devralması sevindirici olmalı idi. Her şeyden önce sivil olan halkın bunu koruması gerekirdi.

Tüm sorunların sivil idare eliyle çözmek için gayret gösterilmesi gerekir diye düşünüp uzlaşı kültürünün geliştirilmesi gerekirdi ve gerekiyor.

Ulus devletin kurulması ile halklar arasında oluşan ötekileştirme veya tekleştirme zihniyeti yine sivil idare eliyle ve uzlaşı kültürü içinde giderilmesi hedeflenmeli idi ve hedeflenmeli.

Oysaki süreç tersine döndürüldü. Sürecin tersine dönmesi bu coğrafyada yaşayan insanların her ne fikirde olursa olsun aleyhine olan bir durumdur.

Fırtınalı denizde geminin su alarak batmaya yüz tutması gemi içinde bulunan herkesin boğulması anlamına gelecektir.

Huzurlu ve mutlu bir gelecek dileği ile…      

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?