DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN PİÇİNE KALDIK...

26-09-2018

 

ÖLMEZ OTU'nu içiyordu bir kadın mutluluk için  mutsuzluk şarkısını söylerken  gökte meleklerle yerde hemşirelerle.Bir şair YER DEMİR GÖK BAKIR  memleketim, memleketim diye haykırıyordu Moskovanın zeytin göbekli meydanlarında Lviv samba yaparken...Ey Fırat Fırat diyordu Evdale Zeynike dengbèjlerin hafızasını Avrupa'ya taşırken  gb'aytlarla.FIRAT SUYU KAN AKIYOR  BAKSANA türküsünü dilden dile su eyliyordu Şiwan dil dile değerken.

KARINCANIN SU İÇTİĞİ yerler zalimin zulmüne talim ölüyordu, karıncalar başkaldırıyordu ağızlarında su kovasıyla safları sıklaştırırken. 

TANYERİ HOROZLARI ise fırsat bu fırsat deyip memleketimin kümeslerine dalıyordu. 

Kral ÇIPLAK DENİZ ÇIPLAK  ADA çıplak, herşeyi ve insanı çırılçıplak soyuyordu vahşi kapitalizm ve uşakları AKÇASAZIN AĞALARI ..Gariban halkımın kuşburnu kıvamında kalbi  ise açlık, sefalet ve acılarla terbiye edilmiş YUSUFÇUK YUSUF misali Yusuf Yusuf atıyordu kurtların ulu ayı unuttuğu TENEKE gecelerin tenekeleşmiş aşklarında... 

Bir YAĞMURCUK KUŞU yalvarıyor, 

KALE KAPISI kırılıp Yezid'İn zulmü taht kurarken gönüllerde.. KANIN SESİ susuzluk oluyordu, Hüseyin şehit düşüyordu Kerbela'da 70 cana AĞITLAR yakılırken... TAŞ ÇATLASA insan dediğimiz varlık çatlamıyordu, BALDAKİ TUZU rant zannediyordu kavşaklardaki  tüm yavşaklar... 

GÖKYÜZÜ MAVİ KALDI her şeye rağmen;hep nedensizce, alçakça  kirletilen bir kadın misali   bu kadar kirletilirken  doğa  ve kadınlar, kadınlar; analarımız, bacılarımız, aşklarımız, kadınlarımız kadınlar  bu kadar şiddet görürken her cumartesi... 

AĞACIN ÇÜRÜĞÜ  çürüyordu, insan ölüyordu tel tel, telgrafın tellerinde kuşlar üşürken... Çiçekler ceset açıyordu, Ahmet Telli su çürüdü diyordu Çürümeyen tek şeyse şiirdi cesetler bile çürürken.... 

SARI DEFTERDEKİLER nenelerin ninisini haykırıyordu sen, ben biz olurken, ZULMÜN ARTSIN  ki sonun tez gele ey zalim, YILANI ÖLDÜRSELER herşey çözülecek  diyordu bir er-kek müsvettesi.,ceketini yağmurlara astığındn beri tehlikeli şiirler okuyan ve dünyaya sataşan kadın ise AL GÖZÜM SEYREYLE SALİH diye inadına kıkır kıkır gülümsüyordu hayata... AYIŞIĞI KUYUMCULARı gökyüzüne yıldızları işliyordu ince ince, TEK KANATLI  BİR KUŞ Kafka'nın Dava'sı diyordu ve kaf dağını arıyordu ÜÇ ANADOLU EFSANESİ'ni isyana dönüştürürken ÇAKIRCALI EFE ."O insana güvenmeyen,bu insana güvenmeyen,her insanda bir kötülük gören insanı insan saymayan;insan değil piçtir yavrum" diyerek insanlara  güveni aşılıyorken   her dem Kemal; bilye gözlü bir çocuk tüm köpeklere korkmayın insan olan, siz ısırmaz diyordu...AĞRI DAĞI EFSANESİ ağrılara bırak merhem olmayı sürgünlükler yaşatıyordu yarime ve tüm ağrılarım sana sürgün, gözlerine sürgün ediliyordu FİLLER SULTANI  İLE KIRMIZI  SAKALLI TOPAL KARINCA MEMET İLE MEMET'in koynunda  vurulurken..Coğrafyamın çukurovalaşmış acılarında babasızlığa kan keserken ve AH TAMARA diye inlerken aşkından Van;tam dedi ki kalmadı can, bitti derman  bir de baktı ki Viyana imdada yetişti, sonra  tam da ağaçlar yeşerecekken belki de ilk defa utanmadan gülümseyerek papatyalarla   üstümüze üstümüze gelecekten ilkbahar, yine acılar acılara gebe;acılara acılara sürgün  babam öldü ve DENİZ KÜSTÜ bize, biz bize geldik dize... 

Yaşar Kemal şöyle diyordu Seyrantepede dört yakalı dört ayağı kırılmış minarenin dibinde her ölenin/öldürülenin  ardından:

 

"Bindiler de çektiler gittiler, o iyi insanlar, o dünya güzeli atlara... o yiğitler, o her birisi kaplan örneği şahinler, o ceren gibi atlara bindiler de başlarını aldılar gittiler. bir daha, bir daha hiç gelmeyecekler. hiç, hiç, hiç! demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. şu dünyanın yaşaması müşkül hal ilen. bin iyiyi bir kötüye kul eden..."

 

Ve  günlerden birgün tek gözlü çocuk insan, dev adam gözlerini dünyaya kapattı güneş durdu,ay söndü,dünya karanlığa gömüldü;insan demirin  tuncuna insanın piçine kaldı...

Not:Büyük harflerle yazılan sözcükler Yaşar Kemal'in  eşsiz ve ölümsüz  edebi ürünleri olan 40'yakın eserlerinden bazılarıdır...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?