GERÇEK ZENGİNLİK

06-09-2017

Dünyanın en zengin ve en güçlü insanları, hep en yalnız olanlarmış!

Peki, para ve güç herkesi yalnızlaştırıyor mu?

Bir başka tespit ise insan biriktirmek yani dost edinmek, para biriktirmekten çok daha büyük bir zenginlikmiş.

Bu bir züğürt tesellisi mi yoksa gerçek zenginlik paraya değil de, dostluğa yapılan yatırım mı?

Çok derin bir konu!

Bir de paraya ve güce tapanlar ve bu buna kendini kaptıranlar var ki, en vahim durumda olan, sanki onlar!

İlk sırada da politikacılar geliyor. Hele bir de kırmızı plakalı pahalı otomobilleri biniyorlarsa, bu saltanat hiç bitmeyecek sanırlar.

Yapayalnız kaldıklarını anladıklarında ise artık çok geçtir!

İnsan biriktirmek

Öyle ya da böyle kafaya takan hemen herkes para ve güç kazanabilir.

Kimininki çok daha büyük ölçekli kimininki de sadece çevresini etkileyecek güçte de olsa, para paradır, güç de güç!

Peki, dost edinmek yani insan biriktirmek o kadar kolay mı?

Örneğin yıllarca bir kurumu ya da ülkeyi yönetenlerin, köşelerine çekildiklerinde ya da çekilmek zorunda kaldıklarında, telefonlarının hiç çalmaması, eğer hâlâ işe devam ediyorlarsa yemeklerini yalnız yiyor olmaları ya da cenazelerine eski işyerinden tek kişinin bile katılmıyor olması övünülecek bir durum mu?

Bu noktada hatalı olan, güç ve kudret onlardayken, çevresinde pervane olanlarda mı yoksa zirvedeyken akıl tutulması yaşayanlarda mı?..

Kişilerin gerçek yüzlerini, bir makama geldiklerinde ya da ellerine uç kuruş para geçtiğinde çok daha net görebiliyorsunuz.

Biranda çok farklı biri olup çıkıveriyorlar.

Ta ki eski hallerine dönene ya da yapayalnız kaldıklarını anlayabilene kadar.

Tanıdığımız çok zengin ve çok güçlü insanlar oldu.

İçlerinde hiç değişmeyenlerin sayısı o kadar az ki.

Keşke tam tersi olsaydı...

Bu noktada, cenaze namazları turnusol kâğıdı gibi.

Cemaatin sayısı, paraya ve güce göre değil, sevgiye, saygıya, hoşgörüye, dostluğa yapılan yatırama göre azalıyor ya da artıyor.

Ben, ben ille de ben!

Bazılarımız ise dünyanın ekseni olarak hep kendimizi görürüz.

Ego patlaması yaşarız.

Mütevazılık söz konusu olduğunda yine en mütevazi benim deriz.

Oysa sizin ne olduğunuzu, siz değil de, bırakın başkaları anlatsın.

Başkaları yere göğe koyamasın.

O olmasaydı, o, bu, şu olmazdı desin...

Eğer arkada bunları anlatacak hiçbir tohum ekmediyseniz de kabahati, başkalarında değil, kendinizde aramalısınız...

Ha, yine bunu yapmayıp, herkesi suçlamaya devam ederseniz, yalnızlığınız daha da artacaktır haberiniz olsun.

Yalnızlık, zaten benim tercihim, konuşacak, dost olacak adam mı var ki, böylesi daha iyi diyenler de, mutlaka olacaktır.

Bu, elbette kendi tercihleri ve saygı duyulur ama yine de dost edinmeyi denemelerinde sonsuz yarar var.

Aradıkları o dost ya da dostlar, günün birinde mutlaka karşılarına çıkacaktır.

Çıkmıyorsa da kabahatlisi siz olmazsınız...

Özetin özeti: Yalnızlığın değerlisi olmaz. Tıpkı paylaşılmayan gücün, paranın, dostluğun olmadığı gibi…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?