SUSMAN FELAKET, KONUŞMAN AFET. ALLAHIM AFFET.....

01-11-2019

Sen ömrümün en engerek şeftalisi, 
Gözlerimin içindeki bıçağın zehir zıkkımı, 
Bilinmedik yağız ve lal  sözlerimin
Ustura bakışlı  ölü kaplumbağası.

Bugüne dek hep sustun ya, süreç kötü diye.Bundan sonra da susmaya devam et. Susmak yalnız bir ağaç gibi. Susmak ölü bir ev gibi. Susmak vicdan azabının yüzündeki ben gibi.Susmak hormonlu ve aidsli bir hücre gibi.Ve susmak açıldığını/açılacağını  zannettiğin kapıların/pencerelerin   bir bir  kapanması. Kapandıkça  her kalbin gözyaşındaki pencere sen biraz daha, adım adım ölüme yaklaşırsın... 

Övün şimdi kendinle övünebileceğin kadar... Nasılsa aynalar da kırık, düşler de dökük, tıpkı dişlerinde büyüttüğün düşler  gibi.. Kan kaynayan dişlerindeki çürük ve buruk düşler.. Bunca belanın, bunca zulmün, bunca yağmanın, bunca yalanın ve bunca talanın yegane  sorumlusu sensin...

Sen susmasaydın bunlar olmayacaktı;çünkü en çok da senin  susmalarına inandılar ve senin  susmalarındaki gamzelerde su içtiler.Her şey senin küçük ihtirasların yüzünden... Mesela bir koltuk için, mesela iki kuruş para için, mesela azıcık güç, şehvet ve daha bilmem neler için sustun bir ömür boyu. Hep sustun, diz boyu sustun. Sus ve konuşma daha fazla kirletme dünyamızı.

Konuşursan da evet haklısın da başka bir şey bilemezsin.Susman da bir,konuşman da bir.. Senin varlığın evrene eziyet. Susman da konuşman da trigonometrik bir  yalakalık ve 14. Dereceden çözülemeyen bir yavşaklık. Susmaların yavşaklığın izdüşümden geriye kalan bir hatıra. Chelsea ve Liverpool maçını izlerken zevk alan sonra da kavga eden iki zenciden en kara olanı  gibisin..

Ellerinde bayraklar ve flamalar yüreğimde kanlı gömlekler. Bağır, bağırabildiğin kadar... Yaşasın Londra, yaşasın Moritanya... Hürriyet senin, özgürlük senin; çünkü sadece sen varsın... İnleyen bir nağme yükselir ezanla.

Göğe karışır bulutlara, kuşlara ve  teyyarelere..Yağmurlarla ilahi bir dansa döner ezan, mevlevi dönmelerde. Sen Allahu Ekber diyerek kanlı kılıcınla kelleler koparırken... Arş titrer felaket, felaket, felaket ve ihanet Sonrası  sel olur gönüllerde kıyamet. Nuh bile gelse kurtaramaz artık her gözde bir afet. 

Sen konuşma istersen sadece sus. Ya da al eline kadehi, vur kadehlere bağır bağırabildiğin kadar. Hürriyet de senin özgürlük de.Vatan da sensin , millet de.Çünkü atan da sensin yatan da...Susman yılan, konuşman yalan. Mazlumlar inim inim inlerken sen sus; çünkü korkuların var, kaybedeceklerin var...Oysa bilmezsin ki bu dünyada ev kurdun, öbür dünyada sarayını yıktın..

Olacaksın sen, yerle bir. Evin de talan sarayın da yalan olacak elbet... Sana daha dokunmadı ya hiçbir yıkan şşşttttt sen sus ve konuşma  sadece; bekle yılanların öcünü, sana dokunacakları ve gözlerine üşüşecekleri günü  günü.... İşte o gün her şey felaket, felaket olacak sen susarken afet afet ve sen konuşurken afet afet. 

Sonra yalvarmalar, yalvarmalar Allah'ım beni affetmeler ve   gerçek kıyamet...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?