YAPAY ZEKÂ

21-09-2018

Amanın kaynasın eller, kaynasın diller; eller ne dersin, yapay zekâlar geviş getirsin.

Aslını inkar eden namert olsun.

Sende mi oldun Ankaralı?

Yapay zeka ortamlarında anlaşılmayı beklemenin sınırını zorluyordum bir gelin damat halayının mavi hayaller karabiberinde...

Belki de senin beni anlamanı bekliyordum, ben kendimi bir türlü ANLAMAMIŞKEN.

Net ve basit yaşamaya çalışırken hepten karmakarışık oluyordum.

Ya da karmakarışık olan sendin et sarmaşık.

Tüm alınganlığım kırılganlığım sendin…

Gece soğuk ve sisli kurtlar pusudaydı…

Korkuyordum geceden, korkuyordum senden; çünkü çeker gidersin diye içim kışperiyordu.

Gece bile sensizliğin korkusuna ürperiyordu...

Sabahsızlığa bile evet diyordu gece sensizliğe ölüm derken.

Şeker dillerine/sana kırılganlığım, kara gözlerine/sana alınganlığım...

Dokuzuncu hariciye koğuşundaki Tatar Ramazan gibiydim...

Pencere kenarındayım soğuktan tir tir titrerken bile üstümdeki her şeyi sana  vermiştim sen üşüme, insanlık üşümesin diye;oysa sen buna bile opürtinizm diyordun popülizm diyordun ido soğuktan donmak üzereyken villada frozen frozen...

Karşıki balkona bir baktım ki camgüzeli Dilarada bütün mektuplar yırtılmış, al mektupları ver mektupları havasında...

Bütün yaşananlar sanki bir çay içimlikten ibaretmiş gibi duvar dibindeki yaşlı amca sararmış elleriyle içerken tütün...

Bu dünya nasıl bir cendere?

Seninki kara benimki seninkinden kara bir tencere…

Dibine dibine vururken eğlencenin zirve devresinde bir yosma, karşıki dağlarda da cenderme gezmede…

Ormanlarda çocuklar kayboluyordu, gitme çocuk seni de vururlar istasyonlarda  -diyordun bir işçi vuruluyordu kollarımda inşaatların ortasında...

Ben geliştirilmiş zekâya geliştirilebilir zekâya inanıyordum sen zeki olduğuna...

Ham maddesi bol geliştirilmemiş bir zekâ suni fikirlerle beslenen bir zekâydı bizim ilişkimiz Leyla başka kollarda mecnun çöllerde ararken aşkı...

Önyargı, Yargılama zekâsızlığından arınmış olmak ve de sorgulamamak

Zekâsızlığı diyordum sen zekânla yahut zekâsızlığınla geviş getiriyordu gevşek gecelerin sabahında geviş çapkınlarla...

Sanat, spor, kültür, geliştirirdi herkesi; fakat gel gör ki bunları yapan ve her gün kollarımda ölen, gözlerimden düşen bir sürü kendini zeki zanneden bir sürü ahmak vardı…

Ve benim onlara insan demem onları insan yapmıyordu onlarınsa bana ahmak demesi beni ahmak yapmıyordu...

Sanat, kültür spor, sosyal etkinlikler ve inançla geliştirilmeliydi zekâ diyordum; sen zekiyim, çevik ve ahlaklıyım diyordun mahallenin namusunu satarken ve ülkeyi soyup soğana çevirirken…

Sonra da kalkıp soğan cücüğü beyninle bana dereler atlatmaya çalışıyordun derede zerre misali beyninle...

Ben aşk derim insan derim Allah derim...

Zekâ beslenmeli sunni gıdalarla beslenen zeka yapay zekadır derim ve sendeki zeka bebekte kaka...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?