HALKIN SESİ

FİKİR TEATİSİ

FİKİR TEATİSİ

FİKİR TEATİSİ
31-12-2020 14:17
Google News

 

Hayıflı Tümcelerle İnsanlığın Kara Reçetesi
Boyundaki yafta...
Dünyayı değiştirecek kuvvette değilim. 
Ne yaparsam yapayım, olaylar hep aynı şekilde vukuu buluyor. 
Yalan yanlış yönlendirmeleri, küresel salgınları, avcıları, yangınları, kırmızı sıvı kusanları... 
Hasbelkader oldum olalı çözümlemiş değilim, incitici kusurları.
Pişman olmadan yaşamak ne denli bir güzelliktir, hem dünya da hem de uzay zaman âleminde.
Oldum olalı kötülüğe, iyilikle mezar kazıyorum. 
Mahallemizde, ilçemizde, kentimizde kısacası coğrafyamızda bitimsiz kanlı ve mütecaviz bir yaşam süre devam ediyor. 
Emekli kadınlar kaldırımlar da çorap satıyor, gerçeği göstermek için Z kuşağının cafcaflı gençleri, bir kaç kesit video ile onları göğsümüzün üzerine meşin yuvarlıyorlar. 
Sonrasında ise kitlesel bir silsile yaşanınca, konuşan ile konuşturan susturuluyor. 
Birileri resmi kurumların önünde kendini yakıyor, sırf göze gelmek için kendi bedenini kodluyor. Ama mesaj şiddetli olduğundan, cevap verilmiyor.
Artık iyilik masum değil.
Otuz yaşında ki adam çöpün kıyısına kıvrılıp, atıkları yiyor. Ama intihar etmiyor, yaşamaya çalışıyor. 
Hemcinsi görüntüsünü alıp para verdikten sonra,  sosyal medya ile paylaşıyor. 
Tereddütte kalıyor ama sonra kargolama beyni ile herkes görsün diye, paylaşım yapıyor.
Küçükken kurulan hiç bir hayal gerçekleşmiyor, büyüyünce.
Olur olmadık yerde gördüğümüz çocukları, korkudan sevemez olduk. 
Oyuncaklarımız artık, eğlendirmiyor. Sapık olmayalım diye. Kendimizden şüphe etmeyelim diye. Aşırı ve yorulmuş bir eylem gibi gelir diye...
Down sendromlu çocuk ışıklarda araba camı silip parasını alırken, arkasından gururla bakan kağıt toplayıcısı akranın sevincini, ülkece görmez olduk. 
Ülkece acının tatlı tebessümüne şahitlik ettik.
Hayatında deniz görmeyen öğrenciler, denizi bol olan bir kente varınca, denize girmeden üniversiteyi bitiriyorlar.  Düzenin çarkları arasında kaybolup yitiriliyor adabı muaşeret ile yoğrulan akliyatlı gençler.
Hepimizin, duyulmamış kocaman sesleri var.
Çocuğuna süt alamadı diye, reklam edildi kadınlar. 
Bu da masumca ve kişisel bir intihar işlevi  olabilir. 
Kocaman bir sofra düşleyip, karton toplayan çocuğa utanmadan hayalini sorduk, ülkece.
Dünyayı hâlen köyden ibaret sanan, güvela gözlü çocuklar var.
Sabahın beşinde uyanıp, simit satarken seyyar tezgahın başında uykuya dalıp mantarlı tecellisine küfür eden çocuklar var.
Çok konuşulmadı ama Allah’ın evinde intihar eden bir KHK’lı yı da görmedik. 
İntihar edecek kadar parası olmayan bir insanın öyküsüne şahit bu ülke.
Ülkece hastalığa davetiye çıkarma uğraşındalar ve gülünç durumdalar. 
İyiliğe sarmaşıklar dolaştığı için kargo işçisi cebinde intihar notu yaşamına son verdi. 
Çanak ağızları ve tıknefesleriyle hem çocukların hem de kadınların çiçekli bahçesine cehennemleriyle girdiler. 
Fikir teatisinde ki yüreği mehabetli gençler, koyun ruhlu insanların, duygusuzluğuna denk geldiler.
Êzidi kadının, bizde insanız, bizde kadınız, biz de çocuğuz diyen nutukları hala kulaklarımda.
Artık kadim bir kentin değil, kadim bir ülkenin güzelliği de sadece anılarda kaldı.
Vardiyasında ki Portakal’ı akşam eve gidince çocuğuna götüren Babadan sonra da anılarda kaldı bazı şeyler. 
Tarih, sabah programlarını yazacak, yeni doğan bebeğine milyonluk hesap açtıran ünlüyü yazacak. Show programında beyin yıkayan, hayırseverleri yazacak. 
Çocuğuna pırlanta takanı, ses telleri bozulduğu için kızına türkü okuyamayan babanın örselenmiş yarasını yazacak.
Tarih; babam eve gelseydi, mutlu olurdum diyen çocuğu yazmayacaktı. 
Çöp topladığı için kalbî kırık olanı yazmayacaktı. 
Bir lirası olmadığı için geziye gidemeyeni yazmayacaktı. Öldürülen mevsimlik işçiyi yazmayacaktı. 
Çünkü coğrafya kader olduğundan, uykularını kaçırıyordu. 
Değirmenci dayı un olan biz, ezilen biz, aç olan biz derken.
İleride dilenen çocuklarında bizim demesini unutmuş.
Ama en güzelini de elinde birası ile sarhoş dayı demişti.
Ne demişti sarhoş dayı; biz öldükten sonra eğer bu dünya iyi olacaksa? Hemen ölelim.

Müdessir OĞUR
ogurmudessir@gmail.com

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?