GÜNDEM

“Enerji politikası oluşturmadan ekonomi düzelmez”

TOBB Meclis Başkanı Batmanlı Hemşerimiz İbrahim Halil Kırşan, Batman Üniversitesi’nde düzenlenen Enerji Zirvesi’ne oturum başkanı olarak katıldı.

“Enerji politikası oluşturmadan ekonomi düzelmez”
06-07-2022 13:10
07-09-2022 10:46
BATMAN
Google News
ENERJİ DİPLOMASİDİR, ÜLKE BAĞIMSIZLIĞIDIR, HERŞEYDİR
Enerjide pilot il olarak seçilen Batman Üniversitesi, Enerji Zirvesine ev sahipliği yaptı. Zirve, farklı oturumlar halinde gerçekleşti. TPAO Batman Bölge Müdürü Mustafa Demir, Tüpraş Rafineri Müdürü Murat Şimşek’in katıldığı Dünya Enerji Trendleri oturumunda konuşan TOBB Madencilik Meclisi Başkanı Batmanlı Hemşerimiz İbrahim Halil Kırşan “Doğrusu heyecanlıyım. Bu topraklarda doğmuş yetişmiş biri olarak, burada konuşmanın verdiği heyecanı taşıyorum. Ama daha da önemlisi 30 yıla dayanan dostluğumuzun eseri olarak kıymetli rektör ile bir arkadaşlığımız bir dostluğumuz var. Onun daveti üzerine geldim. Ben de meslekte 35. yılımı geçirdim. Aslında madencilik sektöründe uğraş veriyorum. Ama enerji sektöründe de 6 yıl uğraş verdim. Einstein'ın bir sözü vardır, enerji her şeydir, der. Hakikaten enerji her yeri kaplamış ve kuşatmış durumda. Bizim gündelik yaşantımızı sürdürmemiz için enerjinin olması şarttır. Enerji, ülke bağımsızlığını temsil eder. Enerji, diplomasiyi temsil eder. Ekonomiyi temsil eder. Jeopolitik ve jeostratejiyi temsil eder. Ülkemizin coğrafi konumu enerji ile direk bağlantılıdır. Haliyle enerji sektörü ile olan ilişkimiz ve gündelik yaşamımız hayatın her alanını kapsamış durumdadır” dedi.
 
SAĞLIKLI BİR ENERJİ POLİTİKASI OLUŞTURMADAN EKONOMİ DÜZELMEZ
Kırşan, enerji politikası oluşturmanın önemine dikkat çekerken “Biliyorsunuz sanayi devrimi 18.yüzyılda Avrupa'da, İngiltere'de başladı. Daha sonra Almanya'daki Ruhr Havzasındaki Kömürler Fransa’nın Alsas Loren Bölgesindeki demir yataklarıyla buluşunca sanayi devrimi bu şekilde Avrupa'da gelişti. Eğer bu gün Avrupa refah ülkeleri haline geldiyse, tamamen bu doğal kaynakları enerjiye dönüştürmesi ve bu kaynakları aktif olarak kullanmasının etkisi vardır. Tabi önemli bir enerji hammaddesi olan kömürün, 18.yy'da yakılmaya başlanmasıyla 19.yy'a kadar günümüze kadar halen kömür üretimi yaygın bir şekilde devam ediyor. Petrolün jeostratejik, jeopolitik önemi 1950’li yıllardan sonra oldu ve ona sahip olan ülkeler ciddi avantaja sahipler. Daha sonra ortaya yeni bir enerji kaynağı çıktı ortaya,doğalgaz. Türkiye'yi baz alırsak özellikle büyük şehirlerdeki kirlilik sebebiyle 1989'da ilk defa Ankara'da kullanılmaya başlandı. 1994'te İstanbul'da kullanıldı. Bütün dünyada doğalgaz, temiz enerji kaynağı olarak lanse edildi. Aslında bir hidrokarbon. Kömür de hidrokarbon, petrol hidrokarbon, doğalgaz da hidrokarbon, biri katı hali biri sıvı hali biri de gaz hali. Ama ne hikmetse doğalgaza sarıldık. Bu arada küresel iklimle birlikte sıcaklık arttı, seller, taşkın, afetler derken,hidrokarbonlar bize zarar mı veriyor, demeye başladık. Alternatif bir enerji kaynağı bulmak istedik. Güneş var, rüzgâr esiyor, sular boşuna akıyor ama kimse bir şey yapmıyor, derken yenilenebilir enerji kaynakları hayatımıza girdi. Pandemi başladı, petrol fiyatları eksiye düştü. Sınırlar kapatıldı. Tedarik sorunları başladı. Aşı bulundu ve fiyatlar yükselmeye başladı. Çünkü petrol ve doğalgaz, en stratejik ürünler olarak karşımıza çıkıyor. Enflasyon aldı başını gitti. Dünya bir ikileme girdi. Derken Rusya-Ukrayna savaşı başladı. Petrol, doğalgaz, petrol ve kömür başta olmak üzere bütün emtiaların fiyatları hızlı bir şekilde arttı. Rusya-Ukrayna savaşı, kırılma noktasına sebebiyet verdi. Avrupa ülkeleri ve Rusya arasında karşılıklı yaptırımlar başladı. Avrupa dedi ki ben doğalgazı, petrolü, kömürü senden almayacağım. Rusya dedi ki ben ruble olmadan satış yapmayacağım. Bu durum emtialarda artışa sebebiyet verdi ve fiyatlara pik yaptırdı. Asya Ülkeleri şu anda her şeyi daha tasarruflu kullanmaya başladı. Mesai saatlerinde kısıtlamaya gidildi. Gün ışığından daha fazla faydalanmaya başladı. Japonya’da klima kullanımına kısıtlama getirildi. Sağlıklı bir enerji politikası oluşturmadan ekonominin düzelmesi imkânsızdır. Bunu mutlaka sağlamak lazım.  Hem doğalgaz boru hatlarının hem de petrol boru hatlarının ülkemizden geçmesi ülkemizi bu manada enerji ticaret merkezi haline getiriyor” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ KAPASİTESİNİ ARTIRMALIYIZ
Türkiye’de yenilebilir enerji kaynakları kapasitesinin arttırılması gerektiğini belirten Kırşan “2000'li yılların başında 30 bin MW bir kapasitemiz vardı. 20 sene içersinde 3 katına çıktı. Şu an 100 bin MW’ı aştı. Bu. 100 bin MW’ın yaklaşık 31 bin MW’ı hidrolik santraller, 25 bin MW’ı doğalgazdan oluşuyor. Ülkemizde hiç güneş enerjisi yoktu şimdi 8 bin MW’ı aştı. Rüzgâr gülü hiç yoktu 10 bin MW’ı aştı. Jeotermal 1676 MW’a ulaştı. Biokütle 2000 MW oldu. Bu yatırımlar için her sene 5,6,7 milyar dolar değere tekabül ediyor. Ve bunların çoğu, yüzde 85'-90’ı özel sektör eliyle yapıldı. Bu aslında Türkiye'de enerjide bir devrimdir. Özel sektörün bu manada elini taşın altına koyması bizim için çok büyük bir kazançtır. Dünya da süren şu anda 3 tane kriz var, biri enerji krizi, diğeri gıda krizi ve iklim krizi. Daha bir köklü gelişim olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitesini artırmalıyız. Küresel ikim ve getirdiği bir diğer olumsuzluklardan biri de özellikle bu akaryakıt kullanan araçların hızlı bir şekilde elektrikli araçlara geçişi olacak. Orda da ciddi bir alt yapının olması lazım. Nükleer noktasında Türkiye'nin eksiği vardı. Şu an çok şükür iyi bir kapasite kuruyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.Yılında Akkuyu Nükleer santralinin ilk ünitesi devreye girecek. Kömürden temiz kömür teknolojisi kullanılarak faydalanmak lazım. Artık enerji depolama konusu dünyanın gündemine giriyor. Çok değer verilmesi gerekilen bir husus. Biz artık elektrikli araçlarla, cep telefonlarla ne alanda olursa olsun, bataryalarda kullanılan madenler olan lityumundan nikeline kadar o malzemeleri hızlı bir şekilde üretmemiz lazım. Çünkü eskiden bir birim kullanırken bu yeni nesil araçlarda 5 katı daha fazla maden kullanıyor. Dolayısıyla bu konuda gerekli çalışmaların hızlı bir şekilde yapılması kritik minerallerin belirlenmesi ve madenlerin satılmaması konusunda ciddi bir hassasiyetin gözetilmesi gereklidir. Yeni platformlarda yeni çalıştaylarda yeni zirvelerde görüşmek üzere. Hepinize çok teşekkür ediyorum”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
BATMAN'IN SİZCE EN ÖNEMLİ SORUNU NEDİR?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
30 Nisan 2024 e-gazete