2018’İ TÜKETİP, YENİ BİR YILA BAŞLARKEN

31-12-2018

Bu gün geride bıraktığımız 2018 yılı, her açıdan iyi bir yıl değildi.

Ben sevmedim, içimi ısıtan mutlu eden bir şey yaşanmadı çünkü.

“İyi bir yıl değildi“ derken sadece kendi penceremden bakmıyorum tabi.

Bütün insanlık ailesi adına bu tespiti yapıyorum.

Zorlu, uğursuz, insanlığa acı ve gözyaşından başka bir şey vermeyen bir yıldı 2018.

Savaşlar, doğanın kirletilmesi ve barbarlıklar sonucunda dünya, her gün biraz daha felakete sürükleniyor.

Felakete 365 gün daha yaklaştık.

Dünyayı bu duruma getiren bizleriz.

Bencillik, tahammülsüzlük, doyumsuzluk, yetki savaşları almış başını gidiyor.

Kimsenin değer yargılarına, inancına, düşüncesine tahammülü kalmadı.

Biz böyle görmedik.

Ben dünyaya gözümü açtığımda insanlar daha mutluydu, doğa daha temizdi.

İnsanlar birbirine saygılı ve tahammüllüydü.

Bizim köyde, komşu köylerde farklı inançtaki insanlar ile biz Müslümanlar, birbirimize sorumsuz bir şekilde örnek sayılacak komşuluk ilişkileri ile geçinip gidiyorduk.

Bizim köydeki Ezidiler, Ramazan Ayı boyunca oruçlu insanların yanında hürmetten su içmez, yemek yemezdi.

Bayramlarda bayramlarımızı kutlamaya gelirlerdi.

Biz de aynı şekilde onların bayramlarına giderdik.

Komşu köydeki Süryaniler de aynen öyle davranırdı ayrıca  evlerine misafirliğe gelen Müslümanların ibadetlerini yapmaları için seccade bulundururlardı.

Biz de yılbaşlarında Noellerini kutlardık.

Ne biz zorla onların inançlarını değiştirmeye kalkışır ve hakaret ederdik ne onlar bizimkini.

Zor günlerimizde onlar bizim yanımızda yer alırdı, onların zor günlerinde biz onların yanında yer alırdık.

Hiçbir ayırımcılık yoktu aramızda.

Özelikle 80’lı yıllardan başlayarak bizim köydeki Ezidi ve komşu köydeki Süryaniler, inançlarına yönelik başlayan baskılara dayanmayıp göçtüler.

Kendisinden olmayana tahammülü olmayan anlayış önce onları ötekileştirip göçertti, sonra da Müslümanlar arasında kutuplaştırma ve ötekileştirmeye yol açtı.

Dini kendi egoları ve kaprislerine alet ettiler.

Hala da her türlü çıkarları için ediyorlar.

Üstelik kendilerine tabi olmayanı dinden çıkmış gibi lanse ediyorlar. 

Toplum nazarında kabul görmeyen bu tipler, toplumsal dayanışmayı, birlik ve beraberliği bozmak için de ellerinden geleni yapıyorlar.

İşte böyle fitneciler yüzünden toplumsal barış ve dünya barışı, gün geçtikçe bozuluyor ve felakete sürükleniyoruz adım,i adım.

Yaşamını çevre ve insan hakları mücadelesi ile geçiren biri olarak bunu açık bir şekilde hissediyorum ve canım yanıyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse 2018 yılını tüketip 2019 yılına girerken de felakete sürüklemekten bizi kurtaracak bir ışık göremiyorum.

Olup bitenler karşısında çoğu kez bunalıyorum ve bu karamsar durumdan kurtulmak için de bir çıkış yol bulamıyorum.

İşte bir yılı tüketip başka bir yıla girerken bu duygularla başlıyorum.

Güzel dilekler tutup, yeni yılın ilk gününde size hoş gelecek, mutlu edecek sözler söylemek isterdim.

Ama fesat ve fitneciler oldukça bu zor görünüyor.

Bu ruh halim her şeyden vaz geçtiğim anlamına gelmiyor.

Hala buradaysam ve her türlü haksızlığa karşı çıkıyorsam, savaşların olmadığı, insanların barış içerisinde, eşit, adil ve özgür bir şekilde yaşamalarına dair inadımı ve mücadeleyi sürdürüyorum demektir.

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yeni yılın tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini diliyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?