57. ALAY, ALAYINIZA...

26-11-2017

Büyük savaşlar, cepheden önce zihinlerde yapılır.

Zihinlerde yapılan savaşlar, bazen cepheye gerek kalmadan sonuçlanır!

Psikolojik harp dedikleri bu nane, son yıllarda hep aleyhimize işledi!

Birileri zihin kodlarımıza, güçsüzlüğü, zayıflığı ve dirayetsizliği işlemiş.

Biz yapamayız, biz edemeyiz, biz kim onlar kim… Gibi kalıplarla insanımız kişiliksizleştirilmiş.

Hâlbuki biz onları rüyalarında bile rahat bırakmayan ecdadın torunlarıyız.

Bizi 100 yıllık bir devlet olarak sahaya sürerseniz, onları haklı çıkarırsınız.

100 yıllık bir devlet, onlara kafa tutamaz!

İşte onlar da bunun için çabalıyorlar. 100 yıl öncesini hatırlamamamız için irdelemememiz için araştırmamamız için uğraşıyorlar.

Bunu yapanlar maalesef düşmanlar, bunlara çanak tutup destek olanlarsa hainler!

Biz 100 yıllık bir medeniyet veya devlet değiliz!

Biz 1000 yıllık bir geleneğin temsilcisi, 1400 yıllık dinin emanetçisiyiz!

İşte bizim gücümüz burada!

Onlar bu güç ile bizim aramıza set çekmeye çalışıyorlar.

Biz bu güce sarıldığımızda o emperyalist kan emiciler, Ortadoğu’da Balkanlar’da Kafkaslar’da hatta Hindistan’da istedikleri gibi sömürgecilik yapamayacak, kan akıtamayacak, kutsallarımıza dil uzatamayacaklardır.

Bunun için hep okullarda bize ecdadımızı karalamayı öğrettiler!

Hâlbuki bugün herkesin korkup diz çöktüğü büyük şeytanı, bizim ecdadımız haraca bağlamıştı. Hem de yakın tarihte!

Bunu yine yapabilir miyiz?

Tabi ki yapabiliriz. Bir olup, onların birliğine çomak soktuğumuz anda onlar bizim dizimizin dibine ineceklerdir.

Önceki gün Sayın Cumhurbaşkanımız mesajı verdi onlara!

57. alay sancağı, ölümsüzlüğün sembolüydü.

Hiç ölmeyen birliğin sembolü.

Ölümden korkunun kitabımızda olmadığının sembolü…

Başka bir ayrıntı ise 57. Alay Türkiye Cumhuriyetinin birliği değildi.

Bir Osmanlı birliğiydi. Osmanlı ise şuan sömürülen tüm İslam coğrafyasının hakimi ve gerçek sahibiydi.

Sayın Cumhurbaşkanımız o fotoğraf karesinde, bu sancağı gözlerine gözlerine sokarak, aslında biz kim olduğumuzu biliyoruz.

Siz de kimden korkmanız gerektiğini bilin diyordu!

Birileri yine dalga geçecek, siz kim onlara posta koymak kim diyecek, çapınıza bakın falan diyecek…

O cek caklar dönemi geçecek.

Aslanlar meydana indimi çakallar kaçacak delik arayacak.

Bugüne kadar aslana hep ot yedirip, mee diye ses çıkarması istendi.

Aslan da kendini doğal olarak kuzu sandı. Çakalı görünce de korkup tırstı. Tırsmayanlar ise sürünün köpeklerine havale edildi.

Bugün durum farklı…

Aslan durumun farkında, yemesi gerekeni de söylemesi gerekeni de biliyor!

Belki yılların alışkanlığı ve pası var üzerinde, bunu atmak biraz zaman alacak ama herkes şunu bilecek;

Aslan artık meydanda!

O sancak yine o meydana inecek. Gerekirse o başlar yine verilecek ama o pis botlarınız bu topraklardan defolup gidecek!

Artık sizden korkmuyoruz!

Ecdadımızın sizden haraç aldığını, 10 bin kilometre uzaktan bile uykularınızı kaçırdığını ve o korkunuzun hala geçmediğini biliyoruz.

O Ecdadın, ölümü esarete tercih ettiğini ve size hiçbir zaman boyun bükmediğini de biliyoruz.

Şuanda başkomutanlık koltuğunda bu misyonu yüklenen birinin oturduğunu da biliyoruz.

Size güvenmenin 57. Alaya ihanet olacağını da çok iyi biliyoruz.

Onun için soktuk gözünüze o sancağı!

Hem de alayınızın gözüne…

15 Temmuz’da 57. Alayın torunlarının sizin eniklere gösterdiği küçük bir fragman izlediniz.

İnşallah size bunun uzun metrajını da çekeceğiz!

O pis ellerinizi tüm İslam coğrafyasından çekeceğiz!

Ceddimize layık evlatlar olma duasıyla, sağlıklı ve mutlu kalın...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?